Ölü için kurban kesmek
Mahallenin sevilen kişisi Milletvekili adayı, Komşum, birbirimizi gördüğümüzde selamlaşır, saygı ve hürmetlerimizi gösterir. İslam’ın güzelliklerden de bahsederdik. Hayatının baharında denilecek yaşta beyin kanamasından vefat ettiğini öğrendim. Üzüldüm! Taziye ziyaretinde kuran okundu. İyiliklerinden güzelliklerinden bahsettik. Gelen insanlardan biri Ölüye Kurban kesilir mi diye sordu?
Vacip Kurban: Vacip Kurban : Mali durum itibariyle belli bir maddi imkana sahip olanların dini bir vecibe olarak Kurban Bayramında kesmeleri gereken kurbandır.
Adak Kurbanı: Dinen mubah bir şarta bağlı olarak kesilen kurbanlardır. "Şu işim gerçekleşirse bir kurban kesmek üzerime vacip olsun" diye adanıp, yani Allah'a söz verilip, o iş gerçekleşince kesilen kurbandır. Bu kurbanın kesme zamanı şartın gerçekleştiği zaman başlar. Dini hükmü vaciptir. Kesilmemesi manevi sorumluluk sebebidir.
Şükür Kurbanı: Sadaka niyetiyle herhangi bir mecburiyet olmaksızın kesilen kurbanlardır. Ev, araba vb. mal edinen kişiler tarafından kesilebileceği gibi kazadan beladan muhafaza olmak amacıyla da kesilebilir. Vefat etmiş din büyükleri ve aile fertleri için kesilen kurbanlarda nafile kabul edilir.
Akika Kurbanı: Yeni doğan kız ve erkek çocuklar için şükür amacıyla kesilen kurbana, "akika kurbanı" adı verilir. Akika kurbanı kesmek sünnettir. Akika kurbanı, çocuğun doğduğu günden bulûğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Aynı günde çocuğa isim verilmesi ve saçının kesilerek ağırlığınca altın tasadduk edilmesi müstehaptır.
Bu kurban çeşitlerinin haricinde hasta olanların sağlık ve sıhhate kavuşması için,Allah c.c. izni ile peygamber efendimizin şefaatine ulaşmak için Peygamberimize hediye olarak ve ölmüş olan yakınlarımıza hayır ve sevap olması için veya hiç bir nedeni olmadan Allah için Allaha yakın olmak için kan akıtmak yani kurban kesmek müstehap olur. Ölen kimseye kurban vacip olmaz. Ancak vasiyet etmiş ise kesilmesi icap eder.Vasiyeti olmayan ölmüş kimse adına da kurban kesilebilir ve kurbanın sevabı ona hediye edilir.Ancak kesilen kurban vacip olarak değil nafile olarak kesilir.
Hem dünya hem ahrete yaşamımız için gerekli salih amelleri olan fetvaları, takvaca sünnet-i seniyyeye uygun düzenlemeliyiz. Ölünün bıraktığı mirası nisa suresi 11- 12 ayetler ışığında hükümleri gereği kavga etmeden adaletle paylaşıldıktan sonra, sevabını, ölüye ve ölülere göndermek için kesilecek kurban da, her kurban gibi, yalnız Allah rızası için kesilebilir. Farz olsun, nafile olsun, herhangi bir ibadeti yaparken veya yaptıktan sonra, sevabı, ölü, diri herkese hediye edilebilir. Namaz, oruç, hac, umre, sadaka, Kur'an-ı kerim okumak, bir velinin kabrini ziyaret, kurban, zikir gibi ibadetlerin sevapları başta peygamber Efendimizin ruhu diğer peygamberler İslam gönül vermiş olanlar ile tanıdık ve akrabalarımıza hediye edilebilir. Hediye edenin kendi sevabından hiç azalma olmadan, bütün müminlere de sevabı erişir. Sevap, hediye edilen kimselere, taksim edilmeden, her birine bütünü kadar erişir. Bir kurban kesip, sevabını ölü diri bütün Müslümanlara göndersek, hiç eksilmeden herkese birer kurban sevabı gider. Bu Allahü teâlânın bizlere bir lütfudur. Onun için, kazandığımız sevabları ölü diri bütün Müslümanlara bağışlamalıyız. Resulullah efendimiz için de kurban kesmek, müstehabdır ve çok sevaptır.
Resulullah efendimiz iki kurban keserdi. Biri kendisi için, biri de ümmeti için idi. Kestiği iki kurban için, (Biri kendim ve evlatlarım için, biri de kurban kesemeyen ümmetim için) buyururdu. Resulullah efendimiz, Veda haccına giderken yüz kurbanlık deve götürdü. 63’ünü kendi kesti. Sonra bıçağı Hazret-i Ali'ye verdi. Geri kalanı o kesti. Böylece 63 yıl yaşayacağına işaret etmiş oldu. Peygamber efendimiz için kurban keserken, (Allah rızası için kurban kesmeye ve sevabını Resulullah efendimize hediye etmeye) diye niyet edilir. Bir kimse, biri adak, biri akika, biri vacib olan bayram kurbanı, biri nafile, biri ölü için, biri de Peygamber efendimiz için kurban kesmek istese, bir inek alıp kesebilir.
Kurban kesemeyen Müslüman, ölürken, bıraktığı maldan kendi için kurban kesilmesini vârislerine vasiyet ederse, vasiyet edilen kurban, bayram günleri kesilir. Bunun etinden, kesen kimse, fakir olsa da yiyemez. Etinin hepsini fakirlere vermesi gerekir.
Vasiyet etmemiş ölü için, vârisi veya başkaları, her zaman kendi malından hayvan kesip sevabını ölüye hediye edebilir. Sevabı, kesenin olur. Bunların etinden, kesen de yiyebilir. Sevabı ölüye gönderilecek olan hayvan, her zaman kesilir.
Sevabını ölmüş bir akrabamızın veya sevdiğimiz bir zâtın ruhuna bağışlamak üzere keseceğimiz kurbanın, kurban bayramında keseceğimiz sair hayvanlardan farkı yoktur. Vasiyet edilmemişse ölü için kurban kesmek bir vecibe değildir.
Bir kimse kendi parası ile aldığı ve sevabını ölmüş bir yakınına bağışlamak üzere kestiği kurbanın etinden yiyebilir, başkalarına da yedirebilir. Böyle bir hayvanın bayram günlerinde kesilmesi de şart değildir. Her zaman kesilebilir. Hattâ arife günü kesilip fakirlere dağıtılması daha isabetli olur. Çünkü Kurban bayramı günü fakirler zaten etten nasipleneceklerdir. Arife günü kesilip dağıtılırsa, o gün de onların et yemekleri te`min edilmiş olur.
Bir kimse kendisi öldükten sonra kurban kesilmesini vasiyet etmiş ise, bu kurbanın bayram günleri içinde kesilmesi lâzımdır. Böyle bir kurban etinden kesen yiyemez. Tamamının tasadduku gerekir.
Ölen adamın vasiyeti yoksa ve kurban da onun miras parasından alınıp kesiliyorsa, bu kurban da vasiyet üzerine kesilen kurban hükümlerine tâbidir. Selam ve duayla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.