Sahi fakirliğin tanımı neydi
26 Eylül'de Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir tanı da bulundu. O tanı şöyleydi, “Karnını doyuracak ekmeğe muhtaç olmak fakirlik ölçüsü olmaktan çıktı” diyerek yeni “fakirlik” tanımında bulundu. Ben de buradan soruyorum karnını doyurabilmek için bir ekmeğe muhtaç olan insan zengin midir?
Ve sonra açıklamasına devam etti Cumhurbaşkanı Erdoğan, “fakirlik” tanımını değiştirdi. Erdoğan, Darülaceze Yurt ve Kültürel Tesis Açılışı ve Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri Tanıtım Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Karnını doyuracak ekmeğe muhtaç olmak fakirlik ölçüsü olmaktan çıktı” dedi.
“Artık insan gibi yaşamak dediğimiz imkânlara sahip olmayanlar kendini fakir hissediyor” diyen Erdoğan, “Öyleyse bize düşen görev, milletimizi bu yeni standartlara göre hayatını sürdürebileceği imkânlara kavuşturmaktır” açıklamasında bulundu..
Ardından elektriğe %15 zam doğalgaza, %12 zam LPG’ye 71 kuruş zam benzine ise 29 kuruş zam geldi. Ülke genelinde benzin istasyonlarının birçoğunda kuyruk oluştu 30 Eylül akşamı.
Asgari ücret ile geçirenler çocuk okutanlar ve kira kredi ödeyenlere Allah yardım etsin. Gerçekten gelenden çok gider var ama bunu görmemeleri de enteresan ve buna hala bir çözüm bulamıyorlar ne yapacaklarına ne diyeceklerini şaşırdılar bu açıklama bana neyi hatırlattı biliyor musunuz?
TBMM kürsüsünde konuşan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın AKP sıralarına seslenerek “Arkadaşlar millet aç, perişan. Evet herkesin midesine bir şey giriyor; kuru ekmek giriyor” sözlerine AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, “O zaman aç değil demek” yanıtını vermişti.
Bugün yine aynı şeyi duyduk bu sefer Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan “Karnını doyuracak ekmeğe muhtaç olmak fakirlik ölçüsü olmaktan çıktı”…
Bizi herkes kıskanıyor bizi Almanya kıskanıyor buna ben de inanmak istiyorum aslında ama şu durumda pek bizi kıskandıklarını düşünmüyorum enflasyon uçuyor ama millet ızdırap çekiyor işsizlik geçim sıkıntısı ekonomik sıkıntı ve dahası…
Çözüm hep aynı cümleler hep aynı en yakın zamanda milletimizi refaha rahata ulaştıracağız. Arkasına çok geçmiyor yeni zamlar geliyor bu insanlar kendilerini nasıl toparlarsın.
Aybaşını cebinde 10 lira ile getiren birçok insan var. Bazılarında o bile olmuyor. Huzur güven gerçekten böyle bir şey mi? Rahat yaşamak böyle bir şey mi? Yıl 2021 olmuş biz hala geçim sıkıntısı çekiyoruz.
Bağımızı bahçemizi ipotek ettirdik krediler çektik ama tohum almak için ama gübre almak için ama borç ödemek için bu açık arımızı kapatmak için hala sırtımıza aldığımız bu yükün altında eziliyoruz.
Her şeyde eksiğiz büyük ara farkla hem de bu fark kapanacak gibi de değil. Emekli olan insanların birçoğu çalışmak zorunda kalıyor üniversiteye liseye okula giden çocukları olanlar hele daha zor durumda.
O yüzden ben ne ekonominin uçtuğuna inanıyorum, ne de dünyanın bizi kıskandığına. Ben de buraya çok güzel şeyler yazmak isterdim ama maalesef yazamıyorum milletçe rahat refah bir yaşantı içerisindeyiz demeyi isterdim.
Maalesef görünen köy kılavuz istemiyor. Bu yazımı Hazreti Ebû Bekir'in güzel bir konuşması ile kapatmak isterim.
“Ey insanlar en iyiniz olmadığım halde sizin idareciniz olarak seçilmiş bulunuyorum. Biliniz ki Kur'an tamamlanmış ve Resulullah sünneti ile bize yol göstermiştir akıllı insan takva yolunu seçer basiretsiz olanlar ise fitneye yönelir şayet görevimi layıkıyla yaparsam bana yardım ediniz yanlış harekette bulunursam bana doğru yolu gösteriniz güçsüz olanınız şayet haklı ise hakkını alıncaya kadar benim yanımda güçlüdür güçlü olanınız haksız ise kendisinden hak sahibinin hakkını alıncaya kadar benim yanımda güçsüzdür bir millet arasında kötülükler yaygın olursa Allah onlara umumi bir bela verir” buyuruyordu.
Burada söylendiği gibi güçlünün yanında zayıf hiçbir zaman ezilmemeli her zaman hakkı muhafaza edilmeli. Seçmiş olduğumuz idarecilerimizin de buna hassasiyetle dikkat edip önem göstermeleri gerekir.
Saygılarımla…