Zam yağmurları
Ülkenin halinden nereye gittiğimizi çok merak ediyorum. Yolun sonunun nereye varacağından, yolun sonunda bizleri nelerin beklediğini çok merak ediyorum. Seçimden önce kesenin ağzı sonuna kadar açıldı, seçim sonrası ise zam üstüne zam yağmurları başladı.
Bu zam nerelere gelmedi ki! Ev kiraları, dükkân kiraları, ilaçlar, elektrik, doğalgaz, su faturaları, LPG gibi birçok kaleme yansıdı. Akşam zam haberleriyle yatıyoruz, sabah zam haberleriyle uyanıyoruz.
Artık geceleri yatarken “Sabaha kadar ne kadar zam gelir, nelere zam gelir?” diye düşünüyoruz. Öyle ki market market gezer hale geldik. Market market geziyoruz ama elimizdeki poşeti yine dolduramıyoruz. Pazarlarda da aynı dertle karşılaşıyoruz. Pazarın bir başından bir başına gidiyoruz ama daha önce bir kilo aldığımız birçok ürünü şimdi yarım kiloya düşürdük. Ve hala tasarruf dersi veriliyor! Ne kadar garip!
Maaşlara yapılan zamlar ortada, ev kiraları almış başına gidiyor. Güzelim ülkemde, ülkemin insanları rahat ve refah içinde yaşayamıyor. Maalesef güzelim ülkem, Bulgaristan'dan gelenler için alışveriş merkezi, Araplar için yatırım yapmanın en güzel yeri haline geldi. Buna çözüm noktası ne zaman bulunacak çok merak ediyorum. Yapılan zamlarla ilgili açıklamalar ise şaşırtıcı oldu.
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle bir açıklamada bulundu:
“Deprem nedeniyle böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk.”
ÖTV’de yapılan artışla ilgili “ÖTV’nin maktu olmasından dolayı çok uzun zamandır enflasyon güncellemesi yapılmamıştı. Bu nedenle ÖTV’de böyle bir artışa gidildi.” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “Özellikle 6 Şubat depremlerinin getirdiği yoğun mali yük, bu anlamda bütçenin ihtiyaçları kapsamında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk. Tüm bunlara rağmen akaryakıt fiyatlarında Türkiye, Avrupa’nın en ucuz ülkelerinden biri. Akaryakıtta zaten bir otomatik fiyatlandırma mekanizması var. Dünyadaki fiyatlar çerçevesinde belirleniyor. ÖTV artışıyla yapılan da depremin etkileri, depremle mücadele ile alakalı Türkiye’nin ihtiyaçları kapsamında yapılmış bir vergi düzenlemesidir.”
Peki, yapılan onca nakdi yardıma ne oldu?
Aklıma bunun gibi bir sürü sorular geliyor sevgili okurlar.
Tarafsız ve gönüllü bir yazar olarak şunu dile getirmek istiyorum: Partizanlık hiçbir zaman yapmadım ve partizanlıktan yana da hiçbir zaman olmadım. Bu zamlar CHP döneminde gelmiş olsaydı o zaman şu yorumlar yapılacaktı “CHP geldi ve ülkeyi batırdı.”
Herkes bir köşede kendi halini düşünüp kendi haliyle dertleniyor, kendi derdine yanabiliyor. Milletin sesini içten duyan hiç kimse yok ve bu millete bir çözüm bulan yine hiç kimse yok. Neden pazarlar, marketler bu kadar zamlı? Askeri ücret alan bir işçi 9 bin TL ev kirasını nasıl versin? Ev kiraları 6 bin, 7 bin TL’den başlıyor. Yazık değil mi?
Bu insanların çocukları var, bu insanların yaşlı bakmakla yükümlü oldukları aileleri var. Önümüz kış mevsimi, doğalgaz faturaları, elektrik faturaları artacak. Buna nasıl bir çözüm bulunacak? Çözüm bulma aşamasına neden gidilmiyor çok merak ediyorum?
En basit bir örnek: Bir öğrencinin bugün yediği simit ve içtiği ayran 15 TL. Buradan yola çıkalım… Her ailede en az 2 ve 3 çocuk okula gidiyor. Onların karınlarını doyurmak için en küçük örnek bu. Sizce bu ülkenin ekonomisinin uçuyor olduğu gerçek mi? Türk parası gün geçtikçe değer kaybeder hale geldi. İnsanlar yurt dışından akın akın geliyor. Benim milletimin yapamadığı tatili, benim ülkemde başkaları güzel bir şekilde yapıyor. Bu durum beni çok üzüyor. Kendi ülkelerinde gezmek bizim gençlerimizin de hakkı ama maalesef bugünün şartında bu olmuyor. Hepimiz ucu ucuna hesap yaparak ilerler hale geldik. Umarım bu duruma en kısa zamanda bir çözüm bulunur.
Saygılarımla...