Yıllardır Süregelen Dava: Türkiye’nin Avrupa Birliği Süreci

Türkiye’nin asla azalmayan siyasi gündemi, tarihin en önemli seçimi olarak lanse edilen 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel seçimi sonrası da aynı tempoyla devam ediyor. Yeni gündem Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği. Detaylar haberimizde..

Yıllardır Süregelen Dava: Türkiye’nin Avrupa Birliği Süreci
Yayınlanma:

ÖZEL HABER: YASİN ŞAHİN

Türkiye’nin asla azalmayan siyasi gündemi,tarihin en önemli seçimi olarak lanse edilen 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel seçimi sonrası Cumhur ittifakının ve mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanmasıyla maaşlara gelecek zamlara döndü. Önce asgari ücretliye sonra memur ve emekliye yapılan zamlar belli oldu. Maaşlardan sonra birçok ürüne de zam geldi ve nihayetinde dış politikada İsveç’in NATO sürecine dair gelişmeler gündemi diri tuttu. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in NATO ‘ya kabul sürecine dair Türkiye’nin uzun zamandır kapalı duran Avrupa Birliği (AB) defterini yeniden açmasıyla Türkiye’nin Avrupa macerası gündeme geldi.

TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ SÜRECİ

Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkileri 31 Temmuz 1959'da Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar. AET Bakanlar Konseyi'nin başvuruyu kabul etmesi sonrasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması imzalanmıştır. Ankara Anlaşması ortaklık yaratan bir anlaşmadır. Bunu 1970 yılında imzalanan Katma Protokol izlemiştir. Türkiye'nin, sonradan Topluluk üyesi olan birçok ülkeden daha önce Topluluk ile ilişkilerini başlatmış olan bu iki önemli belge sürecin hala devam etmesini sağlayan belgelerdir.

1963 yılında Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık antlaşması imzalamasıyla başlayan ve 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla ivme kazanan süreçte, 1999 yılında AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı.

2-002.jpg

2005’TEN SONRA BAMBAŞKA SÜREÇ

Tam üyelik müzakereleri 3 Ekim 2005'te başladı. Oldukça yavaş ilerleyen katılım sürecini tamamlamak için gerekli olan 35 fasıldan ilk etapta sadece 16'sı açılmış ve biri Mayıs 2016'ya kadar kapatılmıştı. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki 2016 başlarında yapılan mülteci anlaşması, önceki durgunluktan sonra müzakereleri hızlandırmayı ve Türklerin Avrupa'da vizesiz seyahat etmesini sağlamayı amaçlıyordu.

2016'dan beri katılım müzakereleri durdu. AB, Türkiye'yi insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü konusundaki eksikliklerle suçladı ve eleştirdi. 2017'de AB yetkilileri, planlanan Türk politikalarının AB üyeliği için Kopenhag kriterlerini ihlal ettiğini ifade ettiler. 26 Haziran 2018'de AB Genel İşler Konseyi, "Türkiye, Avrupa Birliği'nden giderek uzaklaşıyor. Bu nedenle Türkiye'nin katılım müzakereleri fiilen durma noktasına geldi ve başka fasılların açılması veya kapanması düşünülemez ve bu konuda daha fazla çalışma yapılamaz. AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin modernizasyonu öngörülmektedir açıklaması yapmıştı. 2018’de yapılan bu açıklama ile adeta buzdolabına kaldırılan Avrupa Birliği süreci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in NATO‘ya kabulüne karşılık yaptığı hamleyle yeniden buzdolabından çıkabilir.

1-004.jpg

AVRUPA BİRLİĞİ, ESKİ AK PARTİ VE CUMHUR İTTİFAKI

AK Parti, kurulduğu dönemde en büyük vaatlerinden biri olan Avrupa Birliği’ne Türkiye’yi dahil etme söylemini başlarda uyumlu şekilde sürdürdü. Hatta şu an Gelecek Partisi Genel Başkanlığı yapan Ahmet Davutoğlu, o dönem yapılan mülteci anlaşması ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Avrupa ülkelerine vizesiz girmesi vaadinde bulunmuştu. Avrupa Birliği ile ilişkilerin oldukça iyi olduğu o AK Parti dönemi ile şu anki AK Parti ve Cumhur İttifakının diğer bileşenlerinin oldukça farklı bakış açılarına sahip olduğu açık bir gerçek. Bu farklı bakış açısı ise sürecin belirsizliğini arttıran en önemli nokta. Cumhurbaşkanının bu sürpriz çıkışının sonucunda neler yaşanacağı merak edilirken en azından söylemsel bazda Avrupa Birliği’ne tamamen sırtını dönmemiş bir Türkiye Cumhuriyeti görmek benim adıma sevindirici.

Kaynak:Bülten

 Editör
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.