SOYKIRIM VE “ERMENİSTAN EMPERYALİZMİ (1. YAZI) Mikoyan, diktatör Stalin’i nasıl ikna etti?
Konunun ismi kısa ve anlamlı olmalıdır. “Ermenistan Emperyalizmi” bir makale adıdır ve yazarı Ermeni camiasının lideri, uzun yıllar Politbüro’da kıdemli Üye ve Sovyetler İttifakının Meclis Başkanı olmuş, tanınmış bir isim – Anastas İvanoviç Mikoyan’dan başkası olamaz. Bu zevat soğuk savaş yıllarında Güney Kafkas Cumhuriyetleri ve Sovyetler İttifakı ile Türkiye arasında mevcut sınırların Ermenistan lehine değiştirilmesinde müstesna rol oynamış, katı bir Türk düşmanı, “ASALA” terör Teşkilatının yaratıcısı, ilham vericisi olmuştur. Onun isteği ve talebi üzerine Ermenistan’ın o zamanki Parti Genel Sekreteri Arutunyan, devamlı olarak Poitbüroya, bizzat diktatör Stalin’in şahına peş peşe, yalandan mektuplar yazmış ve bin yıllarla ata baba topraklarında yaşayan Azerbaycan Türklerini kendi topraklarından göçürmelerini talep etmiştir. Ve tümü Azerbaycanlılar yaşayan topraklara ise güya Batıdan gelecek Ermenilerin yerleştirmesini rica etmiştir. Bu mektupları toplayarak şahsen Stalin’le baş-başa görüşen Mikoyan, diktatör Stalin’i ikna etmeyi başarmıştır ki, cellât Stalin’in imzasıyla zaman-zaman, çeşitli yıllarda Azerbaycanlılar, bin yıllarca yaşadıkları dede-baba topraklarından göç edilmişlerdir. Ve en son 23 Aralık 1947 yılında Politbüro Stalin’in diktesiyle karar alıyor:
1948 yılında 10 bin;
1949 yılında 40 bin;
1950 yılında 50 bin.
Toplam 100 bin Azerbaycan Türkleri ezeli dede-baba topraklarından sebepsiz, kanunsuz olarak göç edilmişler. Böyle rezalet hiçbir milletin tarihinde olmamıştır, böyle felaket hiçbir milletin başına gelmemiştir. Kendi topraklarından göç ediliyor ve topraklar Ermenilere hibe diliyor. Ama neden?
GARABAĞ BÖLGESİNİN TARİHİNDEN…
Bu öyle bir konudur ki, tarihi gerçekleri bilmeden anlaması imkânsızdır. Hâlâ 1823 yılında yoğun araştırmalar sonucunda basılmış “Garabağ bölgesinin tasviri” kitabına istinaden Rus yazarı N. İ. Şavrov 1911 yılında yazmış olduğu kitabında şöyle der:
“Kafkas’ta 1828–1830 yıllarında İran’dan 40 bin, 84600 Türkiye Ermenilerinin göçürülmesinden ve onların “Ermeni nüfusunun yok derecesinde ola “Yelizavetpol (şimdiki Gence kenti) ve İrevan vilayetinde yerleştirilmiştir…” yazılıyor. Şavrov kitabında şöyle devam ediyor:
“Kafkas’ta yaşayan 1 milyon 300 bin Ermeni nüfusunun 1 milyondan fazlası göç etmiş Ermenilerdir. (Bu belgeler Rus Kızıl Ordu Arşivlerinde duruyor). Kitapta ayrıca Göyçe, eski Sürmel bölgesi, Ağamzalı, Baş Gerni, İmirzin, Yeni Bayazit, Basargeçer tümüyle Azerbaycan Türklerinin toprakları olduğu yazılmıştır. Daha sonra Ruslar buralara Ermenileri yerleştirmişlerdir. Bu sözlerin yazarı biz değil, bir Rus yazarı yazmıştır.
Bu bir gerçek ki, dünyada tek bir millet vardır ki, tarih boyu devamlı olarak topraklarını parsel-parsel ellerinden almışlardır. Bu Azerbaycan Türkleridir. Evet, Azerbaycan hiçbir zaman hiçbir komşu ülkenin toprağına tecavüz etmemiştir; Azerbaycan tek bir devlettir ki, onun topraklarında bütün milletlerden olan insanlar barış ve huzur içinde geçmişte de yaşamış ve bugün de yaşamaya devam ediyorlar.
ERMENİSTAN DEVLETİ AZERBAYCAN TOPRAKLARINDA KURULMUŞTUR
Dünyada tek bir oyuncak, kukla devlet vardır ki, bu devlet Azerbaycan Türklerinin dede-baba topraklarının üzerinde kurulmuştur (bunu Ermenilerin manevi babası Mikoyan da makalesinde yazmıştır) ve bu kukla Ermenistan devletinin Türklere ait olan topraklarında ise bu gün Ermenilerden başka hiçbir milletten insanlar yaşamıyor. Bu, XXI. yüzyılın tarihi gerçeğidir. Çünkü tarih boyunca böyle olmuştur, Ermeniler hangi devletin topraklarına meskûnlaşırlar, az sonra misafir geldikleri toprakları işkâl etmeye kalkmışlardır. Tarih boyu bu böyle olmuştur, bu gün de böyle hareket ediyorlar. Bu onlarda genetik ruh hastalığıdır, bu onların iç yüzüdür.
Yakın geçmişte Gürcistan’da yaşayan Ermeniler Gürcistan devletinden otonomi istemeye kalktılar. Orada da problemler yaşanmaktadır ve Ermeniler Gürcülerden bu gün de Otonomi istemeye devam ediyorlar. Söyledim ya, bu onların kirli, hain, ikiyüzlü olduklarının bariz numunesidir. Buna göredir ki, bir zamanlar uzun yıllar meskun oldukları ve Hay adlandırılan bu hırsız, haydut Ermeniler, Hindistan topraklarından topyekun kovulmuşlardır.
ÖNEMLİ BİR TARİHİ BELGE’Yİ AÇIKLIYORUM
Azerbaycan Türklerini dede-baba topraklarından göç ettirmeyi başaran, Ermenilerin manevi babası sayılan Anastas Mikoyan’ın “Ermeni Emperyalizmi” başlıklı bir makalesi 1941 yılında Ermenistan’da, Ermenice basılmıştır. (Makalenin orijinali Ermenistan ve Rus devlet Arşivlerinde bulunuyor). Ermeni toplumunun manevi babası şöyle yazıyor:
“Ne kadar enteresan ve komik, daha çok trajiko-komik olsa da her halde öz spesifikliği, mürteci karakteri ve mazmunu ile Ermeni Emperyalizmi mevcuttur. Şimdiki Ermenistan, kanıt olarak Müslüman (nedense Azerbaycan Türkü demek istemiyor, bu topraklarda Araplar, Hintliler, Pakistanlılar, ne biliyim başka Müslüman etnik gruplar tarih boyunca hiç zaman yaşamamışlardır. Bu topraklar bin yıllarla Azerbaycan Türkleri olmuştur - E. N.) nüfusun Ermeni nüfusundan bir kadar az olduğu İrevan Guberniyasının arazisini tutmuştur…” Buraya dikkat edelim, “arazisini tutmuştur” diyor, yani işgal etmiştir, demiyor nedense! İşgal etmek, işgalci olmak mantalitesi Ermenilerin geninde, mayasında tarih boyu genetik olarak mevcut olmuştur. Bu gün Türkiye’nin Doğu topraklarının, Özellikle Ağrı Dağı ve çevre bölgesinin de onlara ait olduğunu yazıyorlar. Yukarıda ifade etmişimdir, Gürcistan’da da yaşadıkları bölgede muhtariyet istiyorlar… Makaleye dönelim: Anastas Mikoyan makalesinde şöyle devam ediyor:
“…Lakin bu yegâne arazidir ki, Ermeniler nispeten büyük kitle halinde yaşıyor ve nüfusun çokluğunu teşkil ediyor. Ermeni hükümetinin mürteci-şovenist siyaset sonucunda nüfusun beşte ikisini teşkil eden bütün Müslüman (Azerbaycan Türkleri) nüfusu sadece hâkimiyet kurumlarından değil, her hangi formada iştirakten ve ülkenin idare olunmasından tamamıyla uzaklaştırılmışlar. Aynı zamanda gerçekten yabancı vatandaşlar gibi hukuksuz mülteci duruma düşmüşlerdir”. Yani bir nevi etnik temizleme yapılıyor, demek istemiştir. Ermenilerin işgalci toplum olduğunu manevi babaları bile makalesinde dile getiriyor.
TARİHİ BELGELERE GÖZ ATALIM
Dağlık Garabağ Bölgesinin arazisi kadim zamanlardan merkez olarak Penah Han Garabaği tarafından 1747 yılında Kale gibi inşası tamamlanmış Penahabad olmakla, Garabağ Hanlığının terkibine dâhil olmuştur. 1826 yılında Garabağ bölgesi Azerbaycan’a sormadan Çar Rusya’sına birleşmiştir. Şimdiki Dağlık Garabağın arazisi Yelizavetpol (şimdiki Gence Guberniyasının) Şuşa, Cavanşir, Garyagin ve Gubadlı gezalarının terkibine dâhil edilmiştir. Şunu ifade etmeliyim ki bu arazi Ermenistan’la sınır değildir ve nüfusu istisnasız olarak Azerbaycan Türkleri ve kan kardeşlerimiz Kürtlerden oluşmuş Gubadlı, Laçin, Kelbecer ve Destefur rayonları ile ondan ayrılıyor. Politbüro’nun baskısı ile Azerbaycan Merkezi İcraiye Komitesi karar alıyor ve 7 Eylül 1923 yılında Merkezi Hankendi olmakla Dağlık Garabağ Özel Cumhuriyeti yaratılmıştır.
Şimdi, değerli okurcularım, sizlere tarihi belgelerden örnekler veriyorum, dikkatle bakalım: 1826’da Rus yönetimine geçen, 1920 yılında da Azerbaycan Cumhuriyeti’ne dâhil edilen Yukarı Garabağ topraklarında; 1823 tarihinde yapılan ilk nüfus sayımına göre, 1.559 ailenin Ermeni, 17 bin ailenin Azerbaycan Türkleri olduğu bilinmektedir. Bu faktı teyit eden orijinal Belgeler Rus Arşivlerinde duruyordur. Bu hakikatleri bizler değil - Ruslar yazıyorlar ve kendi Arşivlerinde koruyorlar…
Devamı vardır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.