Sünnet olmak
Kur'ân'da "sünnet" (hıtan) ile ilgili bir âyet bulunmamakla birlikte, Müslümanlığın simgesi olarak Müslümanlarca kabul edilmiş, erkek üreme organının uç kısmında bulunan deri parçasının kesilmesi, sünnet olup, Arapça’da hıtan denilir.
Geçmişi Hz. İbrahim (as)'e kadar varan sünnet, câhiliye devri Arapları arasında da devam eden bir âdetti. Araplarda hem kadın hem de erkekler sünnet edilirdi. Erkeğin sünneti için "hıtan" kadınların sünneti için "hafd" kelimesini kullanmaktaydılar. Ancak "el-hıtanan" ifadesi sünnet edilen yer anlamına hem kadın hem erkek için müşterek kullanılır. Bunların birbirine değmesi gusulü gerektirir (Buhârî, Gusl, 28; Müslim, Hayz, 8; Ebu Davud Tahare, 81, 83).
Gayrimüslimler namazın, tesettürün orucun, haccın zekatın ve sünnet olmanın İslam dininin esasları arasında olduğunu bilirler.
Sünnet ikiye ayrılır: Sünnet-i zevaid ve sünnet-i hüda.
Sünnet-i zevaid: Resulullahın ticareti, ahlakı, ve davranışları (giyim, yemek, içmek, oturmak, barınmak, yatmak ve yürümekteki âdetleri v.b. kadınlarında eşlerinin ahlakı kuranda övülen kadınların ahlakı) bu sünnete dahildir.
Sünnet-i hüda: Ezan, ikâmet kuran okumak, zikir, cemaat ile namaz kılmak, oruç hac, zekat, öşür sadaka, infak, cihad, İslam dininin şiârıdır. Çocukların sünnet edilmeleri de bu sünnete dahildi.
Hattabî de; "Sünnet olmak fiili her ne kadar öteki sünnetler arasında sayılıyorsa da ilim adamlarından bir çoğuna göre vaciptir. Sünnet olmak dinin ve inancın gereğidir. sünnet olmayanlarda çeşitli cinsel, tenasül yolu hastalıkların görüldüğünü sağlık içinde şart olduğunu tıp bilim adamları tarafından bildirmiştir. Bir kimsenin kafirden ayırt edilmesi buna bağlıdır. Savaş alanında öldürülenler arasında sünnetli bir kimseye rastlanılırsa, diğeri de sünnetsiz bulunursa, böyle bir durumda sünnetli kimse üzerine namaz kılınır, defni sağlanır. İslam kabristanına gömülür" alimleri tarafından bildirilmektedir.
Hz. İbrahim (as) sünnet olmuştur. İsrailoğulları arasında câri olan Tevrat'ın hükmü de böyle idi. İsa (a.s)'ya kadar böyle devam etmişken sonradan Hristiyanlar bu âdeti bozmuş ve "hıtan", kalbin guffesini (kalbi bürüyen perdeyi) atmaktır, şeklinde yanlış bir yorumla sünneti bırakmışlardır (Tecridi-Sarih Tercümesi, IX, 112).
Rivayete göre, peygamberlerin bazıları sünnetli olarak dünyaya gelmişlerdir; bunların sayısı on-on yedi kadardır. İmam Suyuti bunlardan bir kısmını bir şiirle ifade etmiştir. Bunlar Adem, Şit, Nuh, Sam, İdris, Musa, Salih, Lut, Yusuf, Şuayb, Yunus, Süleyman, Yahya ve Hz. İsa (a.s)'dır. Şiirin sonu "Hatem"le biter ki maksat Hz. Peygamber Efendimiz(asm)'dir. Hz. Peygamber (asm)'in sünnetli doğduğuna dair (. İbn Haldun, Mukaddime, İstanbul 1970, II, s. 400; Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, İstanbul 1972, I, 59).
Sünnet düğününün ve diğer düğünlerin hayır ve etkinliklerin İslam’a uygun olmasından dolayı meleklerin dua edeceği Mumin suresinde ; 40-(7 - Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler ve O'na inanırlar. İman etmişler için de şöyle bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O, tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru." 8 - "Ey Rabbimiz! Hem onları, hem onların atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy. Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin." 9 - "Onları fenalıklardan koru. Sen her kimi fenalıklardan korursan, o gün muhakkak onu rahmetinle yarlıgamışsındır. İşte asıl büyük kurtuluş da budur.") bildirilmektedir.
Hadis-i şerifde: (Sünnet olmak, erkekler için, sünnettir.) [Taberani] "Ağzı su ile yıkayıp çalkalamak, buruna su çekmek ve temizlemek. Bıyıkları kesmek (veya kısaltmak), tırnakları kesmek, koltuk altının kıllarını gidermek, etekteki kılları gidermek ve sünnet olmak." (Buhâri, Libas, 51, 63, 64; Müslim, Tahare, 49; Ebu Davud, Tereccül, 16; Tirmizi, Edeb, 14).
Peygamberimiz (s.a.s), ümmetini sürekli hayırlı ve mutlu sonuç getiren işlere yöneltir ve onları başkasından seçip ayıracak hususları öğretirdi. İşlenip işlenmediğinin derinliğine inmek, araştırıp kontrol etmekle yükümlü değildi. Onun bu konuda izlediği yol, İslâma girenleri dış halleri ile kabul etmek ve değerlendirmekten ibaretti. Gizli hallerini ise Allah'a bırakırdı.
Sünnetin gerekli bir ibadet olmasındaki sebep ve illetleri şöyle göstermişlerdir: Sünnetsiz kimse abdestini ve namazını bozmaya kendisini arz etmiş olur. Çünkü kesilmedik kalan deri, cinsel organının baş kısmını tümüyle kapatmaktadır. İdrar altına girince onu temizlemek hayli güçtür. Böyle bir durumda sağlıklı bir temizlik ancak sünnet olmaya bağlıdır. Bundan ötürü gerek selef (öncekiler) olsun gerekse halef (sonrakiler) olsun birçokları sünnetsiz kimsenin imamlığını uygun görmemişler ve yasaklamışlardır.
Peygamberi sevmenin gereği söz ve davranışlarını hayata yansıtmak ve meleklerin duasıyla hoşnut olacağı düğünleri her işi güzelliklerle yapmak İslam’ın güzelliklerindendir. Kur’an-ı kerim ziyafeti vermek, vaaz ve nasihatlerde bulunmak, misafirlere, yemek ,ayran meyve dağıtmak, sünnet olan çocuğa ve arkadaşlarına da, örf adetlerimizde geçen güldürücü oyunlar ile yöresel halk oyunları sergilemek sünnet düğününün güzelliği ve sünnet olmanın sevinci coşkusu çevreye yaşatılmaktır. Selam ve duayla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.