Suriye harekatı ve Türkiye’deki siyaset
Sevgili okurlarım bugün ben size Eymir Gölünü yazacaktım.
Fakat günden birden Suriye’ye yapılan savaş tartışmaları olunca yazımın konusunu ister istemez değiştirmek zorunda kaldım.
Amerika’nın Türkiye’ye tehdidi bir yandan, iktidarın savaş veya Suriye’ye bir ordu harekat açıklamaları bir yandan gündem tamda iktidarın istediği gibi olmuştur.
Düşünün sıkışmış bir siyaset var iğneden ipliğe zam, büyükşehirler kaybedilmiş, yapacakları hiç bir icraatın kalmadığı bir iktidarın elindeki son kozdur.
Suriye’ye yapılacak savaş harekatı.
Buradan şunu söylemek istiyorum biz neden ülkemizden PKK veya terör örgütlerine ağır darbe vurmayıp sanki kronik bir terör olağan bir durumcasına şehit geliyor teröre lanet okunuyor ölen evlatlarımıza oluyor olan.
Son 17 yıldır hangi evladımızın dağa çıkması engellendi. Veya teröre katılımı önleyecek bir yasa çıkarıldı. Oysa tüm yetkilerin bir kişide olduğu bir sistem getirmişken çocuklar dağa çıkacak iktidar yöneticileri analarla beraber nöbet tutacak bu mu terörle mücadele?
Daha devlet olarak kendi coğrafyamızda terörü önleyemezken, Suriye’deki terörü tehdit görüp bu güzelim ülkeyi ve o gariban evlatlarımızı adeta Suriye’ye savaşa sokuyoruz.
Yıllarca Irak’ta savaşlar oldu kim kazandı Amerika kim öldü masum halk ve Müslümanlar.
Daha dün birbirine giren muhalefet bugün savaş harekatını destekler oldu.
Eyy Muhalefet
Eyy İktidar
Daha siz kendi ülkenizde bir araya gelip bir sorunu çözemez durumdasınız sabah akşam birbirinize söylemediğiniz laf kalmıyor.
Eğer hükümete destek vermezsek oy kaybederiz korkusuyla ülkeyi savaşa sokma gibi bir tehlikeyi onaylayan muhalefet farkında mısın?
Sen bu destekle samimiyetsiz bir tavır sergiliyorsun hem hükümeti, hem devleti zora sokacak bir harekatı destekleyerek.
Bir aile düşünün karma karışık bir ilişki içerisindeler, hep bir geçimsizlik, küçük çocuk abisine olmadık hakareti ediyor, büyük abi babasına küfür ediyor, anne hepsine küfrediyor sonra kalkıp karşı komşu çok küfürbaz rahatsız oluyoruz diye kavga ediyorlar.
İşte Türkiye’deki hal tamda bu.
Terör örgütü Fetö tüm kurumlara hükmetmiş, teröre her gün şehitler veriyoruz, ekonomi almış başını gitmiş her şeye yüzde altmış zam gelmiş siyaset için sabah akşam ekranlarda kavganın ve hakaretin olduğu bir yönetim şekli, Suriye’de ki tehdit yarın ülkemize gelir endişesiyle savaşa girmeye hazırlanıyor.
Tabiki ülkemize olacak her tehdidin karşısındayız, nasıl MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Çanakkale’de akıllı bir hamle yaparak ülkesini bugünlere taşıdı.
Savaşlar devlet bütünlüğü ve sınır güvenliği için yapılır. Siyasi aritmetikler için yapılmaz.
Buradan muhalefet partilerine sesleniyorum siz bu hatanın destekçisi oldunuz.
Hem Türkiye’nin Suriye politikasını beğenmeyeceksin, sonra dış politikada yapılacak yanlış bir harekatı destekleyeceksiniz.
Senin bu yaptığına TUTARSIZLIK denir.
Daha dün HAMİDİYE SU için birbirinize olmadık laflar eden siyasetçiler,
Bir araya gelip EYT sorununu bile çözemiyorsunuz.
Sonra bir araya gelip Suriye’deki terörü tehdidini bitireceksiniz, Türkiye’yi terörsüz, Coğrafyaya dönüştüreceksiniz öylemi.
Nasrettin Hocanın oğlu bir sabah babasına;
Baba seni rüyamda gördüm der.
Hoca;
Nasıl gördün oğul.
Baba sen ölüyorsun ve cennete gidiyorsun,
Hoca, hiç umudum yok oğlum der.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.