ABD yine hangi oyun peşinde? Sümüklü Kardinal teslim mi edilecek?
Henüz ortada düğün-bayram yok. O halde ABD, niye bizi ‘öpmek’ için manevralar atıyor?
Önce sopa gösterdi. Oradan-buradan tehditler savurdu. F-35 ortaklığından çıkardı bizi. Güya bize teslim ettiği, ama ABD sınırlarından dışarı çıkarmadığı F-35 uçaklarımıza el koydu. Ödediğimiz 1.4 milyar doları geri istediğimizde, duymamış gibi davrandı.
Hadi, dedik; bari ödediğimiz paranın karşılığında F16 modernizasyon kiti verin… Yok Kongre onayıydı, yok bilmem neydi… Aylarca oyaladılar.
FETÖ elebaşı olan vatan hainini 8 senedir teslim etmiyor.
Komşumuz Yunanistan’ı, burnumuzun dibindeki adalarına kadar cephaneliğe çevirdi. Biliyoruz ki bu silahların hedefi, onların yedirmeye çalıştığı gibi ‘Rusya’ya karşı savunma’ değil; adlı adınca, Türkiye’ye saldırı hazırlığı.
Rusya’dan gelen gaz boru hatlarımızı tehdit ediyor. Almanya’ya giden hattı nasıl vurduysa, Karadeniz’den bize ulaşan hattı da vurabileceğini ima ediyor.
İsrail adlı terör örgütünü, hem Türkiye’nin, hem de Ortadoğu’daki diğer Müslüman ülkelerin üzerine salıyor.
Irak ve Suriye’nin kuzeyinde bir ‘Teröristan’ kurdurmak için her yola başvuruyor.
Ve nihayet, elindeki finans-kapital imkânlarını kullanarak, bizi ekonomimiz üzerinden tehdit ediyor.
TEHDİT SÖKMEYİNCE HAVUÇ DEVREDE
Evet, tüm bunlar ve daha fazlası, ABD isimli emperyalist devletin, isteklerini dayatmak üzere Türkiye’ye gösterdiği sopalardı.
Finans-kapital konusunda, teslim olmadıysak da bir ‘uzlaşı’ sağladık. Yüzde 9’a kadar indirdiğimiz politika faizini, dış finansmana olan ihtiyacımızın dayatmasıyla, Mehmet Şimşek nezaretinde, yüzde 50’ye kadar yükselttik. Ateşi 3 yıldır harlanan enflasyon da artık düşüşe geçer herhalde.
Rusya ile olan ticarî ilişkilerimiz üzerindeki ABD baskısı artarak devam ediyor. Rusya Devlet Başkanı Putin de dünkü beyanında, üstü örtülü olarak bu noktaya işaret etti ve Türkiye ile olan ticarî ilişkilerin zarar görmesini istemediğini dile getirdi. Bakalım bu noktada ABD baskısına nereye kadar dayanabileceğiz.
Şimdilerde ABD’den bizlere bazı şirinlik alametleri ulaşmaya başladı.
Önce F16 modernizasyon kitleri, Blok 70 yeni nesil F16 satışı ve bazı füze mühimmatının bize satışı için yeşil ışık yaktılar. 23 milyar dolara ulaşabilecek bir satıştan söz ediyoruz. Adamlar sanki bize mal satmıyor, lütufta bulunuyor.
Bu mevzuda ‘müjdeyi’ (!), ABD’nin Ankara Büyükelçisi verdi. ‘Güzel şeyler olacağını’ beyan buyurdu.
Bana sorulsa, bağrımıza taş basalım, KAAN ve Kızılelma’nın ordumuza teslim tarihini öne çekelim ve ABD’den tek centlik silah almayalım, derim. Fakat, karar vericilerimizin de bildiği şeyler var elbette.
ABD’den bir başka ‘güzellik’ de Suriye’nin kuzeyinde, PKK/PYD’nin 11 Haziran’da yapmaya çalıştığı korsan seçimler konusunda geldi. Türkiye, bizzat Başkomutan’un ağzından ‘izin vermeyiz’ restini çektikten sonra, köpeğinin tasmasını birazcık kısma ihtiyacı duydu. Terör baronları, Türkiye’nin korsan seçimlere izin vermeyeceğini idrak edip, ABD’nin de kendilerini ‘öpülmüş sıpa’ gibi ortada bırakacağını anlayınca, korsan seçimleri Ağustos’a ertelediklerini açıkladı. Tabi Ağustos’ta da bu seçimler yapılamayacak. Kim bilir, belki o zamana kadar sahadaki durum köklü değişikliğe uğrar. Bu cümleye bir mim koyalım.
FETÖ’NUN ‘POSASI’ TESLİM Mİ EDİLECEK?
Gelelim FETÖ haini meselesine…
Son günlerde, ‘Sümüklü Kardinal’in yeğeni Ebuseleme Gülen’den, itiraf kıvamında, tuhaf açıklamalar geliyor. Eleman, bir yandan amcası olan vatan hainini ‘15 Temmuz’dan darbe girişiminden haberi olmadığı’ yolunda taharetlemeye çalışıyor. Öbür yandan da düşünü söylerken suçunu söyler misali, Adil Öksüz ve diğer hainlerin, bizzat Sümüklü Kardinalden talimat aldığını ifşa ediyor.
Derken, Sümüklü Kardinal haininin, saltanatını sürdüğü Pensilvanya’daki malikânesinden kaçırıldığı iddiaları ulaşıyor.
Şurası biliniyor: Sümüklü hainin sağlık durumu fevkalade kötü. Nitekim kendisini ziyaret eden, gazeteci kimlikli Adem Yavuz Aslan ve Abdülhamit Bilici nam hainlerle olan görüşmede, hiçbir beyan ve mülakat vermiyor. Dahası, ziyaretine gelen o önemli hainleri tanımıyormuş gibi bir görüntü veriyor.
Beden dili analistleri, görüntü ve tavırlarından hareketle, Sümüklü Kardinalin sağlık durumunun son derece bozuk olduğu değerlendirmesini yapıyor.
Tabi bu görüntülerin, bizzat Pensilvanya malikânesinde ‘hâkimiyeti elinde tutan’ FETÖ hizbi tarafından servis edildiği bir sır değil.
İyi de niye böyle bir şey yapma gereği duydular? Ve neden, Sümüklü Kardinalin, Pensilvanya malikânesinden kaçırıldığı yolunda ‘sızdırma’ yapıyorlar?
Genelde yorumcular, FETÖ’nün günlerinin sayılı olduğu ve örgüt içindeki 4-5 grup arasında ‘miras ve taht kavgası’ başladığı değerlendirmesinde bulunuyor.
Sümüklüden sonra böyle bir kavganın kopması, kaçınılmaz bir son olacaktır.
Fakat benim dişime başka bir taş değdi: Daha önce bu sütunda, FETÖ elebaşının ‘görevi’ sona erdiğinde, ABD’nin ya kendisini ortadan kaldıracağını, ya da ‘bir-iki ay içinde tabuta girecek şekilde’ Türkiye’ye teslim edebileceğini dile getirmiştim.
Pensilvanya’daki hainlerden gelen son işaretlere bakınca, ABD’nin, tıpkı 1999’da PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ı teslim etmesi tiyatrosunda olduğu gibi, Sümüklü Kardinali de, ‘akıl melekeleri tükenmiş’ şekilde bize teslim ederek, ‘esaslı bir jest yapma’ oyunu oynamasını kuvvetle muhtemel görüyorum.
Böylelikle ABD adlı zalim devlet, hem 15 Temmuz ve FETÖ örgütü konusunda elini-avucunu yumuş olacak, hem de bize güya bir iyilikte bulunmuş olacak.
Biz de haini alsak da, ondan alınması gereken bilgi, belge, itiraf, ifşaat ve nedamet taleplerini alamamış olacağız.
Tabi, Türk Devleti, bu kadar ucuz numarayı yiyecek bir devlet değil. Fakat bazen, yemeseniz de yemiş gibi davranmanız gerekebiliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.