Beypazarı günlüğü

Güdül ziyaretimiz ardından rotamız Beypazarı… Genel Yayın Yönetmenimiz Orhan Kemal Erkılıç ve Yayın Danışmanımız Ali İnandım ile bendeniz, Ankara’yı dolaşmaya devam ediyoruz…

Beypazarı günlüğü
Yayınlanma:

ÖZEL HABER: YASİN ŞAHİN

Başkent Ankara’ya yaklaşık 95 kilometre uzaklıkta bulunan Ankara’nın kuzeybatısında, Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Beypazarı, benim için ilk olarak Beypazarı Evleri, inanılmaz lezzetli olan Beypazarı Kurusu ve Beypazarı Sodası ile akla geliyor.

Bilindiği kadarıyla Beypazarı’nın ilk adı, anlamı “Kaya Doruğu Ülkesi” olan Lagania idi. Osmanlı zamanlarında Tımarlı (Anadolu) Sipahi Merkezleri’nden biri olarak öne çıkan bölgeye, Sipahi Beyi ile ticari ve ekonomik durumlar düşünülerek, zamanla günümüzdeki haline dönüşmüş olan Beğ Bazarı adı verildiği rivayet ediliyor. Osmanlı Devleti'nin kurucusu olan Osman Bey'in dedesi Gazi Gündüzalp'in mezarının da Beypazarı'nın Hırkatepe Köyü'nde olduğu bilinmekte.

1863 yılına kadar Bursa il sınırları içinde kalan Hüdavendigar Sancağına bağlı bir belde olan Beypazarı 1863 yılından itibaren de Ankara Sancağına bağlı bir ilçe haline getirilmiş. İlçede görülmeye değer çok sayıda doğal turizm varlığı mevcut. Onlardan başlıcaları İnözü Vadisi, Eğriova Yaylası ve tabii ki Beypazarı Evleri…

Günümüzde ve son yıllarda özellikle yerli turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilen bu ilçenin tarih boyunca pek çok medeniyeti ağırladığı hem geziye başladığınız anda hem de tarihi kaynaklarda görülebiliyor. Farklı kültürlerin izleri ile zenginleşen bu eski yerleşim yeri, sırasıyla Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlıların egemen olduğu bir coğrafi bölge. İstanbul ve Bağdat yolu üzerinde bulunan Beypazarı’nda Hanlar Sokağı haftanın ilk günü olmasına rağmen oldukça kalabalıktı.

beyic2.jpg

Adımınızı attığınız andan itibaren neredeyse her dükkândan bir ikram uzatılıyor. Ben neredeyse her ikramı kabul ettim. Lokum, Baklava ve bol bol Kuru yiyerek ilerlediğim Hanlar Sokağı’nda görsel olarak da bir doyuma ulaşıyor insan. Hafta sonu sıkış tepiş olan o dar caddede daha rahat gezmek de güzel bir ayrıcalık gibi hissettirdi. Genel itibarıyla esnaflar halinden memnun görünüyor. Her esnaf belediyenin belirlediği fiyattan ürünlerini satarken birbirlerine ve misafirlerine karşı oldukça saygılı.

beyic.jpg

Beypazarı Kurusu, Ankara’ya gelince tanıştığım ve o günden itibaren yanımdan eksik etmediğim bir atıştırmalık benim için. Ben yanına kahveyi çok yakıştırıyorum. Beypazarı Kurusu sağlıklı bir muhafaza sağlanırsa rahatlıkla bir yıl kadar dayanıyor ancak Tarım Bakanlığı’nın önerdiği azami süre 6 ay tabii güneş görmemesi şartıyla.

Benim en sevdiğim kuru, Hanlar Sokağı’nın üst tarafındaki Cihan Kuru Fırın’ında yediğim kuru oldu. Çok cana yakın olan Ali usta ile laflarken arkada fırından yeni çıkan kokusu iştah arttıran Kurular tezgâha eklenmeye devam ediyordu.

BEYPAZARI KURUSU NASIL YAPILIYOR?

Beypazarı Kurusu’nun nasıl yapıldığını sordum ustama o da anlattı. Öncelikle hamurunda süt, tereyağı, tarçın ve mahlep var. Süt ve tereyağının doğal olması ve miktarının fazlalığı lezzette doğrudan belirleyici oluyor bence. Hamur yoğurulduktan sonra 15 dakika mayalanması bekleniyor. Sonrasında odun ateşine giren Kurular 15 dakika sonra ‘Yaş Kuru’ olarak fırından çıkartılıyor. İsmi biraz garip ama bu şekilde fırından çıktığı anda da satılıyor. Tat ve görüntü olarak poğaça gibi yumuşak formda olan bu Kurular daha sonrasında tekrar odun ateşine giriyor ve yaklaşık 3 saat, 3 saat 30 dakika fırından kaldıktan sonra tadına doyulmaz halini alıyor. Ayrıca çikolatalı ve çörek otlu Kuru çeşitleri de tercih edilebilir. 6 aylık dayanma garantisi sebebiyle Beypazarı’na gelmişken bol bol Beypazarı Kurusu alın. Çarşının içinde 400 yıllık tarihiyle Suluhan Nasuh Paşa Hanı da mevcut. Hem mimari yapısı hem de içerisi görülmeye değer.

bey4.jpg

bey5.jpg

Beypazarı Sodası ile aramdaki ilişki çok daha eskiye dayanıyor. Diğer sodalardan nasıl bu kadar farklı olduğunu bilmiyorum ama soda konusunda benim için başka bir alternatif mevcut değil. Sadece her gittiğim şehirde göremiyor olmak bir miktar üzüyor benim. Üretimi konusunda bir yetersizlik olduğu daha doğrusu yeterli görülen bir üretim olduğunu öğrendim. Bence 81 ilin hepsinde daha ulaşılır olmalı bu lezzet.

Bir Egeli olarak annemin her bayramda elleriyle hazırladığı cevizli ev baklavası açık ara en sevdiğim tatlı. Beypazarı Baklavası da o çocukluğumda her bayram sabahı yeni kıyafetlerimi giyip merakla beklediğim çıtırtı ve lezzeti bana verdi. Beypazarı denince ülkenin üretiminin %60’ının karşılandığı havuçtan da bahsetmek şart. Ben havucu elma gibi ısırarak yemeyi tercih ederim ama dilerseniz Beypazarı Havuçlu Lokumunun da tadını bakabilirsiniz Beypazarı’na gelmişken.

Şifalı olduğu söylenen Dutlu Tahtalı Termal Tesisleri de romatizma, deri hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, iç salgı sistemi hastalıkları, böbrek hastalıkları ve kireçlenme gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmakta. Birçok derde deva olan baharatlar ve karışımlar da mevcut bu güzel şehirde.

beyic3.jpg

Ayrıca Soğuksu Milli Parkı, Eğriova Yaylası gibi kamp yerlerinde çadırlarla kamp yapma seçeneğinin yanında gayet uygun fiyatlı apart ve otellerde de konaklamak mümkün. İster kültür ister doğa isterseniz de sağlık turizmi için Beypazarı’na gelebilirsiniz. Hem tarihin kokusunu içinize çekmek hem de buranın güzel insanlarının sofralarına misafir olmak oldukça güzel bir etkinlik olarak göze çarpıyor…

Beypazarı ile tanışmayanlar varsa bu yaz en azından bir günü bu güzel ilçeyi görmeye ayırmalı diye düşünüyorum. Beypazarı da tamam şimdi sırada Nallıhan var…

 Editör
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.