Türk-Yunan ortak yapımı Romeo ve Juliet sahnede
Oyunun iki ay önce Yunanistan'da başlayan provaları, bu akşam ilk kez Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde seyirci ile buluştu.
ÖZEL HABER - YASİN ŞAHİN
İngiliz yazar William Shakespeare'in asırlardır sahnelenen oyunu Romeo ve Juliet, bu kez de Türk ve Yunan sanatçıların ortak çalışmasıyla sahneye kondu. İki ülkede de izleyicilerle buluşacak oyunun ilk durağı Ankara oldu.
Devlet Tiyatroları (DT) ile Yunanistan Pire Şehir Tiyatrosunun ortak yapımıyla, iki düşman ailenin birbirini seven genç evlatları Romeove Juliet'in aşk hikayesinin farklı bir yorumla anlatıldığı oyun, bu akşam Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde "prömiyer” yaptı.
Oyun sırasıyla Ankara, İstanbul ve Atina'da sahneye konacak. Yönetmen Lefteris Yovanidis, ortak kültürü yaşatmak için çabaladıklarını dile getirirken Selanik, İzmir, Antalya gibi şehirlerde de oyunun oynanması için çabalarının olduğunu söyledi.
Oyunda Romeo’nun ailesi Montageu'leri Türkler sahneye taşırken, Juliet’in ailesi Capulet’leri ise Yunan oyuncular canlandırdı. Üst yazı tekniğinin uygulandığı oyunda ortak sahnelerde İngilizce kullanılırken, aile içi konuşmalarda Türkçe ve İngilizce ağırlıklıydı.
Zaman zaman oyuncular karşılıklı olarak kendi dillerinde de diyaloglarda bulundular. Oyunun dil konusunda en ilginç anı ise Juliet’in İngilizce olarak “At what time?” (Saat kaçta) sorusuna Romeo’nun “Dokuzda” cevabı ve Juliet’in Yunanca “Ennea” (Dokuz) diye onaylaması oldu.
Üst yazı tekniği zaman zaman salonda aksaklık yaşanmasına da sebep oldu. Özellikle Yunanca diyaloglarda oyunculara ayak uydurmakta zorlandı ya da diyaloglar üst yazı olarak hiç yansımadı.
Oyunu Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı da izledi. Karadağlı oyun öncesinde salona giren izleyicileri karşılarken, tek tek tüm izleyenleri ağırlamaya ve yerlerine kadar eşlik etmeye çalıştı.
Oyunun sonunda oyunda da rol alan usta oyuncu Eray Eserol, seyirci selamlamasının ardından bir konuşma yaparak “barış” vurgusu yaptı. “İki ülkenin tiyatrocuları olarak bu gece sözümüz barış” diyen Eserol, iki ülkenin siyasetçilerinin de artık barışa şans verdiklerini ve iki ülke halkı için daha güzel günlerin olacğaını söyledi. Eserol, oyuna emek veren terziden, dekorcuya kadar yönetmenden müziklerin kompozitörüne kadar herkesi sahneye davet etti ve tek tek alkışlattı. Ankaralılar ev sahibi olarak Yunan sanatçıları da büyük bir ilgi ve alkış tufanı ile karşıladılar.
Sahnedeki dövüş sahneleri oldukça “yapmacık” ve “yapay” olması ile dikkat çekerken Eray Eserol bu konuya da değindi. Eserol, “bir babanın kızı dövmesi, iki ailenin karşılıklı olarak kavga etmesi… Bunlar kötü görmek istemeyeceğimiz şeyler. O yüzden bunları gerçekçi olarak yapmadık. Gerçekçi olsun istemedik, kavga olmasın, düşmanlık olmasın barış olsun istedik” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.