Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Bari bu defa başaralım

Bari bu defa başaralım

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletine ‘2023 Anayasası’nı kazandırma konusunda azimli ve kararlı görünüyor.

Maalesef, binlerce yıllık devlet geleneğine ve tecrübesine sahip bir millet olmamız, bizi bu çağda bile ‘darbe anayasası’ ile yönetiliyor olma ayıbından kurtarmıyor.

Türk Milletinin ihtiyaçlarından ziyade, bu ülkeyi kontrol altında tutmak için içimizdeki hainleri kullananların, kendi keyiflerine göre tasarladıkları demokrasi ayıplı anayasaları değiştirmeyi neden başaramadığımızı bir türlü anlayamıyoruz.

Acaba neyimiz eksik? Bu millet; ‘millî irade’, ‘cumhuriyet’, ‘demokrasi’, ‘egemenlik’, ‘hukuk’, ‘insan hakları’, ‘adalet’ ve ‘hâkimiyet’ gibi, çağdaş yönetim ilke ve değerlerini tam olarak özümsemiş ve bu gerçekliği her seçim ve halkoylamasında göstermiştir.

Evet, Türk Milleti, bugüne kadar en zor ve netameli seçimlerde bile, dünyaya örnek olacak düzeyde sergilediği olgunluk ve isabetli tercihleriyle ‘demokratik bilinç düzeyini’ her defasında kanıtlamıştır.

O halde sorun, toplumun cumhuriyet değerleri veya demokrasi ilkelerine dair ‘yeterliliğiyle’ ilgili olamaz. Hadi, 1980 12 Eylül darbesinden önceki dönemi bir kenara koyalım; Türk Milleti, 1983’den bu yana geçen 40 senelik zaman diliminde, darbecilerin yaptığı anayasanın orasını-burasını düzeltmek için yapılan çok sayıdaki anayasa değişikliğine onay verdi. Yeter ki, siyasî irade, milletin önüne iyi niyetli bir öneriyle gelsin…

KOMİSYONA HAVALE ETMEYELİM

Başkan Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli, bu dönemde Türkiye’nin, yeni ve sivil bir anayasa yapmak için en uygun siyasî ortama sahip olduğu kanısında görünüyor. Cumhur İttifakı bileşenlerinin TBMM’deki milletvekili sayısı 322. Anayasanın, halkoyuna sunulmadan, doğrudan TBMM tarafından kabul edilebilmesi için 400 oy gerekiyor. Halkoyuna götürülebilmesi için ise yeni Anayasa’nın TBMM’de en az 360 oyla kabul edilmesi gerekiyor.

Şahsen, CHP ve HDP/YSP’in, hiçbir durumda yeni Anayasa’ya olumlu oy vermelerini beklemiyorum. Bu tavır, anılan partilerin, yapılacak Anayasa’nın getireceği içeriğin doğru/yanlışlığından değil; kendilerinin varoluşsal işlevlerinden kaynaklı sebeplere dayanacaktır. Unutmayalım; yapılacak yeni Anayasa, Türk Milletinin ve Devletinin daha ileriye gitmesi, daha rahat yaşaması, daha hızlı büyümesi ve toplumsal barışın kâmilen tesisi gibi yüce amaçları taşıyacaktır. İşte CHP ve PKK’nın siyasî uzantılarının bu amaçlarla çok da benzeş hedefleri olduğu kanısında değilim.

O halde yeni Anayasa TBMM’den nasıl geçirilecek?

Bundan önceki Anayasa hazırlama denemesi, dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in girişimleriyle 2011’de yapılmıştı. O dönemde kurulan partiler arası komisyon, adeta ‘nelerin olamayacağını göstermek’ amacıyla tasarlanmıştı. TBMM’de grubu olan her partiden 4’er milletvekili komisyona alınmış ve hazırlanacak yeni anayasanın her maddesinde karar için tam ittifak kuralı benimsenmişti. Tabi böyle bir kuralın anlamı, bizim siyaset söyleminde ‘komisyona havale’ olarak adlandırılır ki, yapılamayacak veya yapılması istenilmeyen mevzular hep komisyona havale edilir.

Neticede Türk siyaseti, o anlamsız anayasa hazırlama süreciyle birkaç yıl kaybetmiş olsa da en azından tüm toplum kesimlerinden, yeni anayasa için binlerce öneri ulaştırıldı TBMM’ye.

MUHALEFET NE KADAR SAMİMİ DAVRANACAK

Bugün geldiğimiz noktada, Cumhur İttifakı, diğer parti gruplarıyla bazı görüşmeler yapmak suretiyle, kendi hazırlayacağı Anayasa metnini TBMM’ye sunma eğiliminde. Doğrusu da budur. Eğer yeniden partiler arası bir komisyon kurulup, Anayasa metnini bu komisyonda hazırlamak gibi beyhude bir gayrete girersek, 2028’e kadar olan bu dönemi de ‘kadük’ ederiz.

AK Parti ve MHP ile diğer Cumhur İttifakı bileşenleri, geride kalan süreçlerde elde edilen tüm sosyal ve siyasî verileri de dikkate alarak; sade, anlaşılır, kısa, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerleri ve Türk Devletinin binlerce yıllık deneyim ve temel doğrularına dayalı ve nihayet Türk Milletinin tarih, inanç, kültür ve her türlü değerleriyle barışık bir Anayasa metni hazırlamalıdır.

Hazırlanacak bu Anayasa önerisi, siyasetin çıkmaz dehlizlerine sürüklenmeden, doğruca TBMM’ye sunulmalı ve tüm partilerin ‘son kararlarını’ vermeleri sağlanmalıdır.

Böyle bir girişim, TBMM’deki muhalefet bloku için de tam bir samimiyet testi olacaktır. Yukarıda ifade ettiğim gibi, bu noktada CHP ve PKK uzantısı siyasî yapılardan olumlu bir yaklaşım beklemiyorum.

Geriye, İyi Parti ile sağdan sola sığınmacı partiler kalıyor. SP, GP, DEVA ve DP’nin, Cumhur İttifakı tarafından getirilecek Anayasa metni ile temelde sorunları olacağını düşünmüyorum. Lakin bu partilerin ve yöneticilerinin, geride kalan seçim döneminde, dayandıklarını varsaydıkları toplum kesimlerinin inanç ve hedeflerine ne kadar zıt tavırlar sergilediklerini de unutmuyoruz. Son tahlilde, Türkiye’nin yeni ve sivil bir Anayasaya sahip olması söz konusu olduğunda, anılan partilerin, ‘hiç değilse bu kez kendilerini millete affettirmek’ için bir fırsat yakalamış olacakları inancımdayım. Umarım bu fırsatı heba etmezler.

Burada İyi Parti’nin alacağı tutum çok önemli ve belirleyici olacaktır. Şu anki görüntü, İyi Parti’nin ciddi bir siyasî savrulma içinde olduğuna ve kendisini siyasî yelpazede konumlama noktasında bocaladığına işaret ediyor. Yerel seçimlere dönük ittifak yapma veya yapmama noktasındaki ikircikli tavırları da yelpazede kendini nereye konumlandıracağını bilememekten kaynaklı olabilir.

Eğer İyi Parti, bütün hesabını yerel seçimlerde CHP üzerinden kaç belediye kazanacağı üzerine kurarsa, Meral Akşener ve ekibinden yeni Anayasa için destek beklemek hayalcilik olur. Olumlu ihtimal ise her şeye rağmen İyi Parti içinde bulunan milliyetçi ve muhafazakâr damarın göstereceği sağduyudur.

Öyle veya böyle… Başkan Erdoğan ve Lider Devlet Bahçeli, hiç zaman kaybetmeden yeni Anayasa önerisinin hazırlanıp TBMM’ye sunulmasını sağlamalıdır. Böylece, müzakere süreçleri hızla tamamlanıp, tüm siyasî partileri ‘karar anına’ zorlamalıdır.

Türk siyaseti, eğer bu sefer de yeni ve sivil Anayasa yapmayı beceremezse, muhtemelen bundan sonraki Anayasa hazırlama girişimi, bir 50 yıl filan sonraya kalır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nihat Kaşıkcı Arşivi