Ben söylüyorum. Kimse duymuyor. Olmaz ki böyle!
Ne söylüyorsun da kimse duymuyor. Bak kardeşim. Ben Özbağ’ın Sulama Suyu hakkında söylüyorum. Özbağ’ın suyunu elinden aldınız. Özbağ bağlarını ve bahçelerini susuz bıraktınız. Şimdi insanlar bahçelerinde sebze-bostan ekemiyorlar. Meyve ağaçları yetiştiremiyorlar.
Benim 1960’lı 1970’li yıllara aklım yeter. Olanları yapılanları bilirim. Su değirmenlerini bilenler bilir. Değirmenlerde buğday ve çeşitli ürünlerden un öğütülürdü. Size sayayım. Yukardan aşağıya doğru, Katibin Değirmeni adında, Erevik Değirmeni adında, örcün değirmeni adında, selafur değirmeni adında, çay değirmeni adında, tam beş tane su değirmeni vardı. Her değirmende en az iki taş dönerdi. Yeteri kadar su vardı. Değirmenleri çalıştırırdı. Şimdi arasan yerlerini bile bulamazsınız. Değirmen çalıştıracak su yok.
AŞAĞI ILICA diye bildiğimiz kaynak suyumuz vardı. Suyu ılık olurdu. İnsanlar çamaşırlarını bile, bu suda yıkamaya giderdi. Zaman oldu. Bu suyun bölgesinde Kırşehir, su kuyuları kazdı. Suyunu Kırşehir’e götürdü. Şimdi bu Ilıca dediğimiz yerde kaynak suyu diye bir su kalmadı. Oysa Erevik bahçelerinden başlayan Örcün, Helvacılar, Selafur bağ bahçeleri sulayan, suyumuz vardı. İnsanlar sebzelerini, meyve bahçelerini bu suyla sularlardı. İddialı da söylüyorum. Tat ve lezzet bakımından, yöremizin en güzel ürünlerini Özbağ’lılar, bu suyla ve bu topraklarda yetiştirirlerdi. En az çevredeki, elli köyün sebze ve meyve ihtiyaçlarını karşılarlardı. Dahası Kırşehir halkını da sebze ve meyveye doyururlardı.
Yukarı Ilıca dediğimiz bir başka ifadeyle yaylanın önünde çıkan kaynak suyumuz vardı. Bu su hem Kâtibin Değirmeni dediğimiz değirmeni çalıştırır. Hem de Yerköy yol ayırımdan aşağı doğru, Kızılcaköy arazileri sulanır. İnsanlar sebzesini-meyvesini bu sudan sularlardı. Buraya da büyük çaplı su kuyuları açıldı. Suyu Kırşehir’e alındı. Şimdi burada da su kalmadı. Kaynak suyu yok oldu.
1960’larda Çuğun Sulama Barajı yapıldı. Baraj nedeniyle sulanır arazı çoğaldı. Şimdilerde bu barajda da su yeteri kadar olmuyor. Çuğun ve Cemele ve Özbağ arazileri sulanamıyor. Bu sene zaten vatandaşlara, sebze ekmeyin dendi. İnsanlar ekim-dikim yapamadılar. İki kere onar gün su verdiler. Sulayan sulayabildi. Sulayamayanlarda baktı kaldı.
İşin en kötü tarafı, Irmak üzerinde küçük bentler vardı. İnsanlar ilkel koşullarda suyu bu bentlerden alır. Ekim yaparlardı. Yine Kırşehir kepçelerini dozerlerini getirdi. Bu bentleri de yıktılar Vatandaş sulama suyu bulamaz oldu. Su olamayınca da sebze ekilemiyor. Meyveler sulanamıyor. Vatandaş terkos suyu ile küçük çaplı bahçe işleriyle uğraşıyor. Terkoz suyuyla sulama yapanlara, terkos suyuyla ekim dikim yapmayın deniyor.
Oysa Özbağlı, biber, batlıcan, domates, fasulye, nohut, mısır, pancar, nane, maydanoz, lahana, soğan, pırasa, patates kısaca yörede yetişen her türlü sebze yetiştirmeyi bilir. Hem de en iyisini ve en lezzetlisini yetiştirmeyi bilir. Elma, armut, ayva, kiraz, badem, kayısı, ceviz, üvez, erik, kısaca yörede yetişen her türlü meyveyi yetiştirmeyi bilir. Hem de ne iyisini ve en lezzetlisin yetiştirmeyi bilir
Ne oldu şimdi? Sulama suyu yok. Terkos suyu kullanmak yasak. Bağlar bahçeler hozan kaldı. Ekilemiyor dikilemiyor. Kuraklık ta her geçen yıl daha kötü geliyor. Bundan sonraki yıllar da ekim dikim yapılamayacak. Özbağ ölecek. El birliği ile öldürülecek. Ama devletin görevi var. Kırşehir’in içme ve sulama suyunu karşılayan devlet. Özbağ’ını da düşünmek zorunda. Bu yıldan gün ve ay geçirilmeden, seneye sulama suyu ihtiyacını karşılayacak tedbirleri almalıdır.
Nasıl olabilir bu iş diye kafa yorarsak, Kırşehir’in doğusunda Kayseri Yamula Barajı var. Kırşehir’in batısında da Hirfanlı Barajı var. Hangisinden su almak Çuğun Sulama Barajını beslemek kolaysa, o doğrultuda sulama suyu işini çözmelidir. Kanallardan sulama suyu şakır şakır akıtılmalı.
Hayret bir şey! Kırşehir’i ilgilendiren Konya Ovası Kalkınma Projesi var. Ahi Kalkınma Projesi var. Devlet Su İşleri kurumu var. Tarım Bakanlığı var. Orman ve Su İşleri Bakanlığı var. Kırşehir Valiliği var. Güzler Sulama Birliği var. Kırşehir milletvekilleri de var. Var da ne yok. Özbağ’ın sulamaya suyu yok. Kurumlar arasında da işbirliği yok.
Bakın devlet büyüklerim. Yetkili devlet kurumlarım. Özbağ elden gidiyor. İnsanlar ellerinde topraklarını satmaya başladı. Çok geçmeyecek. Şu beş- altı yıl içinde canım bahçeler ve bağlar ve tarlalar evler yığınına dönüşecek. Şu çağda böylesine verimli ve böylesine Kırşehir’in hatta diyebilirim ki Türkiye’nin en lezzeti ve en tatlı ve en gösterişli meyvesini ve sebzesini yetiştiren bu topraklara yazık etmeyelim. Türkiye’mizin sayılı ovalarını beton yığınlarıyla kapattık. Sıra Özbağ’ına geldi. Ama ben diyorum ki Özbağ’ına yazık etmeyelim. Şu sözümü de söyleyeyim. Özbağ TOKİ Projesini iptal ettirenler, TOKİ Projesine destek olmayanların günahı çok. Özbağ arazileri betonlaştığı zaman size, söyleyeceklerim çok olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.