Bu ülkenin, bu milletin başına öğle musallat olan belalar gelmiştir ki, aç kalınmış, susuz kalınmış ülke pay edilmiş, asker dağıtılmış, kutsal illerimizin sokaklarında yabancı bayraklar dalgalanmış ama birlik ve beraberlikle bir gönül seferberliği, şehitlik, gazilik, Nizam'ı âlem ülküsü ile bir araya gelinmiş bu belalar bertaraf edilmiş gururlu bir şekilde külden yeniden devlet kurulmuş, fabrikalar kurulmuş, ziraat’a çok önem verilmiş, sağlık konusunda çalışmak üzere enstitüler kurulmuş, öğretmen, imam bir olmuş ülkenin kalkınması için el ele vermiş, Cumhurbaşkanından çiftçisine kadar bu ülke için var olmuşlar, uyanık olmuşlar, devlet adına birbirleriyle ayrı düşünceleri bir tarafa bırakarak başla canla çalışanlar olmuştur. Ve büyük belaları ellerinin tersi ile yitmişler, devlete sahip çıkmışlar. Devlet var olacak demişler 15 Temmuz hain kalkışması gibi belalara uyanık olmuşlar ve milletin en can alıcı kısmı olan din birliğini savunmuşlar, dinin güzelliğinin getirdiği kardeşlikle millet olma unsurlarını devam ettirmişlerdir.

Ne olduysa? Ne olduysa, önüne gelen, güzel dinimizi kendi düşüncelerinde kullanmaya başladılar, dinde olmayan bidatları güzel, güzel anlattılar. Dışarıdan aldıkları emirlerle bu milletin arasına sızıp güzel Anadolu evlatlarını per perişan ettiler. Siyonistler hiç durmadı hala devam ediyor. Bu millet bu son Türk devletini nasıl yıkarım hesapları içerisinde nasıl cesaretlendilerse meclise bomba, polise, askere silah çekmeye kadar geldiler. Şunu izah etmeye çalışıyorum ve aklı başında olanlarda aynı şeyi söylüyorlar. Bu duruma gelene kadar devletin istihbaratı, devletin büyük din görevlileri, devletin idaresini elinde tutan siyaset, hukuk, adaleti temsil eden insanlar hiç mi haberiniz yoktu? O kadar danışmanlarla çalışıyorsunuz hiç mi bilgi almadınız?

Din kisvesi altında gariban vatan evlatlarını sırf dini inançlarının gölgesinde parçalanacağını düşünmediniz? Bu insanların okudukları kaldıkları yurtlar devlet tarafından denetlenmiyor muydu? Kanun hükmü kararname ile yuvaları yıkılan, aileleri dağılan sırf dinimizi bize öğretiyorlar diye onlara teslim olan insanların başına gelen bu belaları sizler peydahladınız. En güzel en sevgili dinimizi onların ellerine geçmesine vesile oldunuz. Bu belaları bu ülkenin üzerine dinler arası diyalog diyerek (Hak geldi batıl zail olduyu) unuttunuz15 Temmuz hain kalkışmanın yıl dönümünde Allah bir daha böyle felaketler vermesin diyerek buna sebep olanlara hakkımı helal etmiyorum. Kim haklı?