Çiftçinin alın terini tüccara nasıl yedirirsiniz?
Beylik sözdür. Ben de tekrarlayım. “ÜLKEMİZ TARIM VE HAYVANCILIK ÜLKESİDİR.” Tarım işleriyle çiftçilerimiz uğraşır. Orta Anadolu çiftçilerimiz, buğday, arpa, nohut, mercimek, fasulye ve diğer tahıl ürünlerini ekerler. Biçerler. Tohumlarının ekilmesinden, ambarına konmasına kadar tam bir yıl geçer. İş sadece ekmekle bitmez. Tohumundan gübresine, ilaçlamasından korumasına, biçiminden ambara taşınmasına kadar çok emek ve çok masraflar yapar.
Tohum parası, mazot parası, ilaç parası, gübre parası ve taşıma parası gibi çok çeşitli giderleri vardır. Doğal afetler de işin cabası. Ekim ayında yağmurlar yağmazsa, ekim yapıldıktan sonra yağmur yağmazsa, don olayı olursa, sel ve su baskınları olursa, fare istilasına uğrarsa, kına hastalığı düşerse, kımıl düşerse, tahılların yetkinleşme döneminde çok yağmur yağarsa, davar ve sığır sürüleri baskınına uğrarsa, domuzlar ekili alanları tarumar ederse. Daha sayayım mı? Neyse başka çiftçinin karşılaştığı zararları da siz düşününüz.
Her çiftçi tohumundan mazotuna, gübresinden ilacına, diğer giderleri için ihtiyacı olan paraları nasıl temin eder? Tarım Kredi Kooperatiflerinden ve bankalardan ve parası olan kimselerden temin eder. Bu destekleri de genellikle hâsılatını kaldırdığı zamana göre borçlanır. Borçlarını ödeyebilmek için ürünlerini hemen satmak zorundadır. Bir ikincisi elde ettiği ürünlerini saklayacak yeteri kadar deposu veya ambarı yoktur. Çiftçi malını yine satmak zorundadır. Bu saydığım nedenleri bilmeyen var mıdır?
Hele hükümet yetkililerinden? Bir başka açıdan da çiftçilerin sorunlarına baktığımız zaman çiftçi alacağı tohumun, kullanacağı ilacın, ihtiyacı olan gübrenin, kullanacağı yakıtının fiyatını bilir mi? Günü birlik bilir. Ama yıl ortasında yılsonunda, hâsılat döneminde ne olacağını bilir mi? Bunlar çiftçilerimiz için bilinmezlerdir. Ama bu fiyat durumlarını bilmek zorunda olan makamlar yok mudur? El cevap vardır. Örnek olarak memurlar yılbaşında alacağı maaş miktarını bilir mi? Yılın yarısında alacağı parayı bilir mi? Sendikalı işçiler de aynı şekilde yılın başında ve yılın ortasında alacağı maaşının miktarını bilir mi? İşçiler ve memurlar her ay eline geçecek paraya göre geçimini ayarlar mı? Peki. Bu işçilerin ve memurların, bu maaş ve ücret durumlarını kim düzenler?
Hükümetler ve sendikalar değil mi? Evet. Bunlar. Çiftçiye gelince hükümetler nerede? Neden çiftçinin sorunlarıyla ilgilenmez? Neden ilgileniyor görünüp de gözle görülür çözüm bulmazlar? Bakın bir çiftçi anlatıyor. Bu sene çok nohut ektim. İyi de nohudum çıktı. Yalnız nohutların fiyatı, normalde kilosu dört bin liraydı. Nohutları biçme sırasında üç bin beş yüze düştü. Daha da düşecek diye propaganda başladı. Ben de daha düşerse diye nohudumu sattım. Zaten nohudu koyacak depomda yoktu. Bir de depoya koymak, depodan çıkarmak ayrı bir emek istiyor. Ben de üç bin beş yüz liradan sattım.
Zaten borçlarım da vardı. Nohudumu sattım. Ben sattım. On - on beş gün sonra nohut fiyatlar altı bin liraya çıktı. Üretici kara kara düşünüyor. Nohudum dursaydı üç bin beş yüz yerine, altı bin liraya satacaktım. Aradaki fiyat farkını hesaplıyor. Ahh çekiyor. Bir başka arpa üretici de anlatıyor. Normalde arpa bin liradan alınıp satılıyordu. Arpa hasadı dönemi yaklaşınca arpa fiyatları sekiz yüz liraya geriledi. Arpaları biçtirdik. Bu arada arpa fiyatları daha da düşecek diye propagandalar başladı. Ben de arpayı biçtirince, o günün fiyatıyla arpamı sattım. Aradan bir ay geçmedi. Arpa fiyatları bin liranın üzerine çıktı.
Arpa üreticisi şimdi hesap yapıyor. Aradaki fiyat farkını hesaplıyor. Arpa üreticisi de ahh çekiyor. Bir yıl süre ile nohut üreticisi ve arpa üreticisi üretimin her türlü eziyetini çekiyor. Zorluklarına katlanıyor. Korumasız olan, sahipsiz olan üretici, bir günde elde ettiği ürününü sattım diyor. Satıyor. Ama kazanç tüccarın oluyor. Ben sadece nohut ve arpa üzerinde duyduğumu anlattım. Diğer tüm tarım ürünlerinde aynı oyunlar oynanıyor. Tarımla uğraşan çiftçilerimizin tohum ekiminden, ürünlerini sattığı güne kadar elinden tutacak hükümeti yok mu? Yoksa ADALETLİ KALKINMA böyle mi oluyor? Bu çirkin işleyişe artık dur demek gerekmez mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.