31 Mart yerel seçimlerimiz yapıldı. Sonuçlar belli oldu. Nefesleri kesen bir sayım yapıldı.  Pek çok seçim bölgesinde, adaylar birbirine yakın oy aldı. Başkanlıklar bir gitti. Bir geldi. Cumhuriyet tarihimizde hatıralarımızdan çıkmayacak, tüm dünyaya örnek sayılacak bir seçim oldu. Aynı zamanda seçimlere katılım da yüksek oldu. Türk halkı, demokrasiyi ve cumhuriyeti özümsemiştir. Türk halkına ne kadar alkışlasak, ne kadar teşekkür etsek azdır.

Ben Avrupa ülkelerinde yapılan seçimleri görmedim. Almanya’da yapılan seçimler hakkında duyduklarım var. Almanlar seçimler yapar. Seçim yapıldığını bilmezsin bile diyorlar. Ne araba konvoyları, ne sokak soka afişleler, ne yollara serpilen aday tanıtım kağıtları, ne ev ev, kapı kapı dolaşmalar, ne yüksek ses tonuyla anonslar, ne koca koca otobüs minibüs süslemeleri, bunların hiç biri olmaz. Liderlerin televizyonlar veya radyolardan konuşmalar yaparlar. Bazen tartışmalar yaparlar.

Bir de şehrin meydanlarında,  meydanın bir köşesinde parti sorumluları, partilerini tanıtıcısı, yapacakları hizmetlerle ilgili konuşmalar yapar. Oylama günü de herkes sandığa gider. Oylarını kullanır. Sayım sonuçlar ilan edilir. Seçilenler mazbatalarını alır. İşlerine bakarlar.  Bizde de bu tip uygulamaya doğru bir gidiş var. Sokakları kirleten ve israfa yönelik seçim malzemeleri kullanımı aza indi.

Ses araçlarıyla tanıtım çalışmaları aza indi. Seçimler sırasında geçmişte karşılaştığımız kavgalar yok denecek kadar azaldı. Seçim sonuçlarına itirazlar azaldı. Çöplüklerde oy pusulaları bulundu. Seçimlere hile karıştırıldı, trafoya kedi girdi gibi kafa karıştırıcı söylemler yok. oldu.  Geçmiş dönemlerde yanlış oy kullananların sayısı da çok azaldı. Sakatlar ve çok hasta seçmenler adına seyyar sandık kurulları oluşturuldu. Oy kullanmaları sağlandı.  Dikkat eder misiniz sahte çek düzenledi. Ceza aldı söyleminin toplumda bir etkisi olmadı. Terör örgüt destekçileri, ülkemizi terk etsin söylemlerinin bir etkisi olmadı. Yazılı bir karşılığı olmadığı halde, partiler arasında sözü ittifak çalışmalarını da toplum yadırgamadı.

Oylarını kendilerine telkin edilen doğrultuda kullandı. İktidar partisinin günde iki üç miting yapmasına, muhalefetinde belli yerlerde propaganda yapma çalışmalarının çok ciddi katkıları olmadı. İnsanların zihinlerinde belirledikleri partileri vardı. O doğrultuda gereğini yaptı. Hatta kendilerine verilen vaadlere de seçmeni çok etkilemedi. Herkes bildiğini yaptı. İyi ki bildiğini yaptı.  İktidara da çok açık mesajlar verdi. Bana göre seçmen iktidara, terörle mücadele konusunu gözden geçir dedi. Fetullah ile mücadele konusunu gözden geçir dedi. Her gün televizyon ekranlarında görünme sevdanızdan da vazgeçin dedi. Muhalefet için kullandığınız dili gözden geçirin dedi.

Enflasyon ile mücadele konusu, dövizlerdeki dalgalanma konusunu, sebze ve meyve fiyatları konusundaki aşırı yükselmeleri konusunu gözden geçirin dedi. Tarım ve hayvancılık konusunu sil baştan ele alın dedi. İşsizlik konusu kanayan bir yaradır. Çözün bu işi artık dedi. Hele üniversite mezunu gençlerinin sorunlarını çözün dedi. Göz boyamacı söylemlerden,  kandırmaca uygulamalardan, vazgeçin dedi.  Mitinglerde sıkça duyduk. Bu hitap faşizmin bir kuralıdır. Bir sıfatı söylersen sık sık söylersen, basit bir sıfatı her konuşmada söylersen bu dilin kabul edilmediğini bilmediniz mi? Türk halkı özgürlükçüdür. Faşizme ve diktatörlüğe geçit vermez. Daha da söyleyim. Yanında taşıdığın kimliklerden, her gittiğin yere götürdüğün kimlikten vazgeç dediğini anlamadınız mı? Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kararının,  hem ülke açısından, hem de muhalefet açısından doğru bir karar olduğu anlaşılmış oldu. 31. Mart Yerel Seçimlerimizin, ülkemizin gelişmesine, aydınlanmasına kalkınmasına, çağdaş bir ülke yolunda ilerlemesine katkıda bulunmasını diliyorum.

HAYIRLI OLSUN DİYORUM…