Dinimizde çocuk hakları
Çocuk Haklarına gelince, Batılılar görmezden gelse de, bu, Hz. Peygamber’le başlar. Hatta “çocuk hakkı” tabirini ilk defa telaffuz eden Zât Aleyhissalâtu vesselâm’dır. Mesela bazı hadisler “Çocuğun babası üzerindeki hakkı diye başlar ve: “Ìsmini ve edebini güzel yapması , yazı öğretmesi, atıcılık, yüzme öğretmesi, helal şeyle beslemesi .... gibi teferruatları zikreder. Çocuğun bir kadın tarafından bakılması, süt emmesi, doğumunda akîka kesilmesi, sünnet edilmesi vs. de hakları arasında zikredilir.
Hemen belirtelim ki, bazı âlimler bu hakları “farz olanlar” “mendub olanlar” diye iki kısımda mütâlaa ederler.
Çocuk bahsinde ikinci esas: Ìslam’ın net bir şekilde büyükle çocuğu ayırmasıdır. Pek çok cihetten bu ayrılığı esas alır. Bu prensip Hz. Peygamber’in “Üç kişiden kalem kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, şifâ buluncaya kadar deliden, büluğa erinceye kadar çocuktan” hadîsine dayanır. Batı bugün “ayrı bir çocuk antropolojisi gerekir” diyecek kadar bu fark meselesine ehemmiyet vermiştir.
İslam alimleri çocuğa üç mühim hak verir:
1- Velayetü’t-terbiye
2- Velayetü’n-nefs
3- Velâyetü’l-mal.
Bunlardan birincisine hidane de denir. Çocuğu, zarar veren şeylerden koruma, temizliği, beslenmesi, beşikte uyutulması vs. buna dahildir. Daha ziyade anneye terettüp eder.
Ne güzel anlatmış dinimiz çocuğa zarar veren şeylerden koruma. bakıyorsun büyütüyorsun hastalığında başında bekliyorsun bütün anlarına şahit oluyorsun Onunla mutlu oluyorsun sonra akılsizin biri sebep oluyor gözünden bile sakındığın evladın kolların arasından uçup gidiyor. Seni teselli etmek için söylenen onca kelime hiçbiri yetmiyor.
Susuyor Adalet susuyor insanlık susuyor analar babalar ağlıyor.
Ìkincisi, hidâneyi tamamlamayı, büluğdan sonraki himayeyi sağlamayı, kâsırları evlendirmeyi gaye edinen terbiyedir, bu daha ziyade babaya terettüp eder. Çocuğun hayat hakkı garanti edilmiştir. Savaşta bile öldürülmez.
Çocuğa karşı işlenen cinayetler büyüğe karşı işlenen cinayetler gibidir, aynı ceza uygulanır.
Evet aynı ceza uygulanmalıdır Hatta günümüzde kendini bilmez insanların ailelere yaşattıkları bu acılar çok derin çok üzücüdür Bizler bu tür acıları yaşamak ve daha fazla görmek duymak istemiyoruz bu tür acıları yaşatanlar misli misli fazlasıyla cezalarını çekmelidir ateş düştüğü yeri yakar hiçbir annenin babanın yüreğindeki o acı o Ateş Sönmez akıllardan silinmez Melek oldu diyoruz Onlar zaten Melek değil mi?
Velayetu’l-mal, çocuğun malını koruyup artırmayı gözetir. Büluğa kadar ki kazancından kimse istifade edemez, babası bile olsa haramdır.
Güzel terbiye hakkı üzerinde durulması gereken bir tabirdir. Bunun içine temel eğitimi, bu eğitimde farz-ı ayn bilgileri alması, büluğ’a kadar bir de meslek öğrenmesi girer.
Büluğ öncesi terbiye, çocuğun tek başına hayatını idame ettirecek zaruri bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazanmasını hedefler. Bu hedefe ulaştıracak terbiyeyi almak çocuğun hakkıdır, bunu vermekten âile sorumludur. Çocuk bu hedefi önleyici meşguliyetlerden korunmalıdır.
Onlar bizim geleceğimiz umarım daha fazla hiçbir annenin babanın yüreği yanmaz Bu zulüm son bulur ve gerçekten bu acılara sebep olan insanlar hak ettikleri cezaları fazlası ile yaşarlar.