“Dostlarım Zenginliğimdir” – Düsen Kaseinov
25 Kasım akşamı CSO salonunda uzun zaman hafızlarda kalacak bir etkinlik gerçekleşmiş oldu. Doğumunun 70. yılı Jübilesi, Kazakistan’ın Karaganda ve Almatı Kültür Merkezinde büyük coşkuyla yâd olunan TÜRKSOY Genel Sekreteri, Kazakistan Devlet Sanatçısı, Büyükelçi, tanınmış müzisyen ve devlet adamı, Prof. Dr. Düsen Kaseinov, Türk dünyasında ve dünyada ün kazanmış şahsiyettir. İstanbul, Bursa, Bolu’dan sonra Festival kapsamında Ankara’daki etkinlikte bir elinde keman, ötekinde mikrofon bu anlamlı geceye müzisyen ve sunucu olarak salondakileri konuşmalarıyla adeta büyülemiş oldu.
Sahneye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, sanatın ve sanatkârın hakiki dostu Yalçın Topçu çıkıyor. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbyev’e hitaben, Türk dünyasının kıymetli evladı, dünya Türklerinin sevimlisi Kaseinov gibi insanı Türkiye’ye armağan ettiğinden dolayı minnettar olduğunu ifade ediyor.
ZORLUKLAR KARŞISINDA YILMAYAN KIPÇAK
Anlamlı ve unutulmaz konuşmasında Kaseinov şöyle dedi: “…Hiç bir zaman kimsenin önünde diz çökmedim, Zorluklar karşısında asla yılmadım…” Evet, o şerefli, namuslu ve dürüstlüğüyle tanınan, tüm yaşamı savaşlarda geçmiş bir askerin, Karabay’ın evladıydı. Düsen Bey’in dimdik duruşu, hiç kimsenin önünde eğilmemesi, fakat istediğine gücü, birikimi sayesinde sahip olması ona asker babasından geçmiştir. Ben bu sözleri dokuz yıl önce ondan işitmişimdir.
2008 yılında beni Almatı’ya götürdü, yaşadıkları evi gösterdi. Arabada giderken aynen şöyle dediğini hatırlıyorum: “Kimsenin önünde eğilmedim, kimseden yardım dilemedim. Ne yaptıysam kendim yaptım”. Düsen Bey’in bu samimi, içtenlikle söylediği sözleri içime işledi. Çünkü ben de böyleyimdir, hayatımda hiç kimsenin önünde eğilmedim, şimdiye dek ne yaptıysam kendi başarılarım sayesinde olmuştur. Tanrıya şükürler olsun ki, bizleri birleştirmiş oldu. Ortak görüşlerimiz, ortak düşüncelerimiz, Türk dünyası insanlarına olan tükenmez sevgimiz bizi bir-birimize daha sıkı bağlıyor. Birlikte muazzam Projeler gerçekleştiriyoruz. Üç Uluslararası “Köroğlu” Operası Projesini onun muazzam teşkilatçılığı sayesinde başarıyla gerçekleştirmiş olduk. Düsen Bey olağanüstü başarılı teşkilatçı, samimi dost ve Türk sevdalısıdır. Günümüzde hakiki Türk sevdalısı, kalbinde Türklüğe olan tükenmez-bitmez sevgisi olanları parmakla saymak mümkündür. Gecede Türk dünyası sanatçıları çaldılar, söylediler, seyirciler de bol-bol eğlendiler. İlk defa merhum bestekâr Rauf Aliyev’in profesyonelce işlediği “Sarı Gelin” şarkısı salondakileri efsunladı. Moskova Konservatuarı’ndan okul arkadaşı, ünlü kemancı, “Rusya’nın Paganinisi…” Maksim Fedotov’un ifası harikaydı. Türk dünyası yıldız sanatçılar geceye renk kattılar.
SİHİRLİ KEMANIN HAZİN NAĞMESİ
…Budur, elinde sihirli kemanıyla orkestranın ifasında solo çalıyor Düsen Bey. Nasıl da mutludur, çevresindeki genç müzisyenlerin ortamında Karabay oğlu bir anlığına gençliğine dönüyor, sıcak ifasıyla kalplere sevinç, ferah getiriyor. Salonda büyük izdiham ve coşku vardır. Salon dopdoluydu ve ayakta duranlar bile vardı. Yurt dışından gelmiş misafirler arasında birisi vardı ki, ıslak gözleriyle Düsen Bey’in parmaklarının hareketini kıvanç duyarak yürek yankısıyla izliyordu. Evet, yıllar sonra Slovakya’da bulduğu hakiki kardeşi Pyotr Pozmani idi. Yanında arkadaşı Radim Petraş ise Prag’dan özellikle Düsen Bey’i izlemeye gelmişlerdir. Maceralarla dolu kardeş aktarışı hakkında sonra yazacağım.
Bu muhteşem konseri izleyenler arasında gözleri sulanmış bir hanım vardı-Marina Karlova. Rusya’nın merhum Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un eşi, Düsen’in ile dostuydu. Hanım Karlov’a taze çiçeklerini Düsen Bey’e uzatıyor, gözleri parlıyordu. Hain düşmanın kurşunuyla öldürülen Karlov “yürek dostumdu...” diyor Düsen Bey, sağ olmuş olsaydı mutlaka sahnede nutuk söyleyecekti. Oturanlar arasında Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekulı, Türkmenistan'ın Ankara Büyükelçisi İşankuli Amanlıyev, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ahmet Yıldız ve diplomatik misyon şeflerinin yanı sıra, çok sayıda Sivil Toplum kuruluşlarının temsilcileri, öğretim üyeleri, bilim ve sanat dünyasının sevdalıları katıldılar.
Ankaralılar bu “sihirli keman ustasını daha önce de bu sahnede görmüşlerdir. Kaseinov soyadı dünya müzik camiasına tanış olduğundan, dolayı Türk Dünyası yıldız sanatçıları ve Karaganda Devlet Senfoni Orkestrası (şef Pyotr Gribanov) iştiraki ile olağanüstü güzellikteki gecenin Türkiye ve Türk Devletleri başkentlerinde de tekrar olunması isteği üzerine yola koyuldular. Kaseinov, kurur ve sevinçle geceye “Dostlarım Zenginliğimdir” adını veriyor. Giriş konuşmasında bunu içtenlikle açıkladı ve gerçekten de çok haklıdır. Altay topraklarında dünyaya merhaba demiş; müzik okulunu Karaganda’da Müzik Kolejinde, Almatı Devlet Konservatuarında ve daha sonra Moskova Devlet Konservatuarında yüksek Lisans, Doktorasıyla tamamlayan Kazakların bu cesur Kıpçak yiğidi sonralar Meksika Devletinin daveti üzerine Senfoni Orkestrasında çalışarak kendini pekişmiştir. Sahnedeki ekranda onun ilkokul ve gençlik yıllarındaki faaliyetini izliyoruz. 70. yılı konserleri Türkiye’de kutlamak onun başarılarına şahit olmak bir mutluluktur.
ALTAYLARDAN SANATIN ZİRVELERİNE DOĞRU…
O diyor: “Türkiye’de bulunduğum süre boyunca, Türk halkının ilgisini ve candan yakınlığını her zaman hissettim. Geçen yıllar süresince dostluklarıma yenilerini katmanın mutluluğunu birçok kez yaşadım. Bugün bir kez daha görüyorum ki geçtiğimiz yıllarda yollarımızın kesiştiği, hayatlarımızı dokunan her bir kişi, bizler için bir zenginlik kaynağı. İşte bu yüzden bu konserlere “Dostlarım Zenginliğimdir’’ ismini verdim. Bu konserleri, siz TÜRKSOY dostlarına bir hediye olarak sunmaktan memnuniyet duyuyor, sizler içinde yeni dostluklar kurmanıza vesile olmasını temenni ediyorum”.
Ankara’daki Konserde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye, Türkmenistan, Başkurdistan (RF), Tataristan (RF) ve Rusya Federasyonu’ndan birçok tanınmış sanatçı coşkuyla söylediler.
Kaseinov, dünya insanıdır, onun ruhunda din ayrılığı yoktur, onun için “insan olma” faktörü daha önemlidir. Prof. Dr. Fırat Purtaş’ın söylediği gibi “Irkından, dininden asılı olmaksızın o “insan” sarrafıdır, hakiki insan sevdalısıdır. Buna göredir ki, dünya insanları ona hayranlar”. Bu gibi beşeri vasıflara, özelliklere sahip olmasına göre Kaseinov – dünyadaki tüm ödülleri almayı hak ediyor. Bakınız, Jübile programında bile Pyotr Çaykovski’nin ‘’Uyuyan Güzel’’ Balesi’nden çaldığı parçyı merhum yürek dostu, Büyükelçi Andrey Karlov’a ithaf ediyor. Sanatseverler uzun süre Kaseinov’un bu muhteşem jestini ayakta alkışladı.
Kaseinov’un 70. doğum gününde Fransız besteci Claude François'in yazdığı, F. Sinatra’nın dünya çapında tanınmasına vesile olduğu “My way-Benim Yolum” isimli eseri sihirli kemanıyla icra eden Prof. Düsen Kaseinov, “Konserin önümüzdeki günlerde TÜRKSOY üyesi ülkelerinde de gerçekleşeceği” müjdesini seyirciler vermiş oldu. Sahne çiçeklerle dolup taştı.
Sözlerimi Türklerin Babası Büyük Oğuz Kağan’ın duasından iki cümleyle bitirmek isterim: “Yüce Allah, Türkü koru! Türk çalışkandır, Başarılıdır, Kahramandır, Allah’ım, Onu koru!”.
İyi ki, varsın Düsen Ağa. Tanrı seni korusun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.