Seçim dönemi yaklaştıkça siyasette konuşmalar, tavırlar, sözlü ifadeler sürekli değişir oldu. Hafta başında başka bir gündemi tartışırken, haftanın ortasında veya sonunda başka bir gündemi tartışır olduk.

Özellikle bu gündemi belirleyen en önemli siyasi aktör Cumhurbaşkanı Erdoğan olurken, ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bu konuda altta kalır bir durumu söz konusu değil.

Gelelim siyaset gündemi değiştiren geçtiğimiz günkü olaya; Cumhurbaşkanı Erdoğan G20 zirvesi sonrası Endonezya’dan Ankara’ya dönerken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan’ın yaptığı açıklama siyaset gündemini bir anda değiştirdi.

Erdoğan açıklamasında, “İP’in (İYİ Parti’nin) bunlarla aynı çizgiye düşmesi tabii düşündürücü. Onlar niye bunlarla aynı masaya düşüyor veyahut aynı konuma geliyor? Bu tabii düşündürücüdür. Hele hele böyle bir dönemde. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir” ifadelerini kullanmıştı.

Bu açıklama ajanslara son dakika olarak düşerken İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne diyeceği ne cevap vereceği merak konusu olmuştu.

Erdoğan’ın açıklamasının üzerinden çok geçmeden ekranların karşısına geçen Akşener “İş zora düşünce yerli ve milli ilan edilen biziz. Biz Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının millilik ve yerlilik üzerinden yaptığı tanıma ihtiyaç duyan bir parti değiliz. Biz 2017'de yapılan ve bugünkü bu ucube sistemi getiren o referandumda çok net çok açık tavır koyan insanların kurduğu bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla çizgisinde hiç kırılma olmayan, dün neyi savunduysak, bugün de aynı şeyi kararlılıkla savunan bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla milletimizin geleceğinin heba edildiği, ortaya sürüldüğü bir kumar masasında hiç olmadık bundan sonra da olmayacağız” diyerek durdukları yeri açık ve net olarak ortaya koydu.

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan niçin ve neden böyle bir açıklama yaptı? Şunu belirtmeliyim ki. Erdoğan çok iyi bir satranç oyuncusu. Rakibinin hamlesini 3 adım önceden takip edebiliyor. Bu durum da Erdoğan’ın siyasette ki başarını taçlandırıyor. Erdoğan siyasi zekâsını kullanarak hem gündem belirliyor hem de Cumhur İttifakı’ndaki milliyetçi-muhafazakâr seçmene göz kırpan İyi Parti’ye istikamet çiziyor, konum bildiriyor. Ve hareket alanını daraltıyor.

Benzer bir ince dokunuşu başörtüsü konusunda hazırlanan anayasa değişikliği teklifine ilişkin Meclis’te HDP grubuna heyet göndererek yaptı.

O ziyaret HDP üst yönetimini hem muhafazakâr Kürt seçmenle hem de altılı masayla karşı karşıya getirdi. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın masaya yönelik “AKP’yi eleştirir görünürken, bizi kriminalize ediyorlar. ‘Nasıl olur da terörist dediğin bir partiyle görüşüyorsun!’ diyorlar. İktidara böyle yapıyorsanız sizin iktidardan ne farkınız var?“ sözleri Erdoğan’ın bu hamlesinin sonuç verdiğini gösteriyor.

Yani sözün Cumhurbaşkanı Erdoğan gündemi belirliyor yaptığı siyasi manevralarla, seçim dönemine girilirken, muhalefet cenahına ders vermeye devam ediyor.

Bizde gazeteciler olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve diğer siyasi parti liderlerinin manevralarını yakından takip edip ne sonuç çıktığını sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.