Ermenistan’ın terörist Başbakanı, her gün dünya devletlerinin kapısını dövmeye, “Aman, bize yardım edin, Azerbaycan Ordusu bizi mahv ediyor, ölüyoruz, yardım edin...” yalvarışlarına aralıksız devam ediyor. Azerbaycan’ın Şerefli Ordusu önünde diz çöken, her gün topraklarımızdan geri atılarak ülkesini felakete sürüklüyor. Öte yandan Azerbaycan’ın savaş bölgelerinden uzak-Gence, Berde, Terter ve Bakü çevresine, Ermenistan topraklarından vahşice, hünkarca, nasistçe “Smerç” füzeleri firlatıyor. Dağılmış, kül olmuş bunalar, evler, okullar ve çocuk kreşlerinde ölenlerin sayı daha da çoğalıyor. Faşist nasistlerin metodlarını aynen uygulayan Başbakan Paşinyan, bu vahşilik, gaddarlık ve hünharca hareketinden dolayı Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesinden kaçamaz. Çünkü ortada suçsuz çocuklar, yaşlılar, suçu olmayan siviller ölüyorlar? Bu vahşilikler, suçsuz sivillerin öldürülmesi davranışı, 1949 yılında İsviçre’de kabul olunmuş Uluslararası Hukuka aykırıdır. Paşinyan, sen katilsin, teröristsin...

1964-66 yıllarında Üniversite öğrencisiyken gazetelerde savaşla ilğili yazılar okuyordum. ABD Ordusu, hiç bir suçu olmayan zavallı Viyetnam halkının topraklarına füzeler, ağır mermiler  atıyordu. Kentler, kasabalar, evler, pirinç tarlaları ve çocuklar, zalimce, gaddarca öldürülüyordu. Resimlerde siviller, minicik masum çocukların nasıl mahv edildiyi, yakıldığı ve paramparça edildiğini görmek mümkün değildi. Ve ben, Viyetnam savaşına gitmek için devlete resmi muracatta bulundum. Fakat Moskova izin vermedi. Şimdi bu ahıl yaşımda o masum, minicik şocukların Berde, Terter, Gence İllerinde Ermeni cellatları tarafından gaddarca, zalimce, nasistçe öldürüldüğüne yeniden şahit oluyorum. Sanki II. Dünya harbinde Alman faşistlerin dünya insanlarını nasıl yok ettikleri sahneleri yeniden görüyorum. Ermenilerin gerçek nasistlerden hiç bir farkı yoktur. Bir Ermeni Generalin ise Adolf Hitlerin sağ eli olduğu gerçeğini de unutmayalım. Daha önceki yazımda da bu gerçeği yazmıştım.

ERMENILER-NARSİST ALMANLAR GİBİLER: AMAÇLARI ÖLDÜRMEKTİR

Şimdi Ermenistan’ın hain, gaddar, vahşi Ordusu da, nasist Almanların insanlık dışı vahşi metodlarını topraklarımızda gerçekleştiriyorlar. Onların bu vahşilikleri, Azerbaycan’ın savaştan yüz elli, beş yüz, hatta bin kilometrelerce uzaklıkta yerleşen, dinç sivil insanların yoğun yaşadıkları İl ve İlçelerimizi, şehirlerimizi uzun menzilli Smerç ve benzeri yasak Füzelerle, mermilerle saldırması, Uluslararası İsviçre Hukuklarına aykırıdır. Dünyanın pek çok, sözde “demokratik” devletleri, Ermeni canilerinin vahşi hareketlerine neden susuyorlar, acaba? Sadece seyr etmekle yetiniyorlar. Ama neden?  Azerbaycan Ordusu, Ali Baş Kumandan, Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev’in olağanüstü gayretleri sayesinde BMT almış olduğu kararları mertçe, adilce, kahramanca gerçekleştiriyor. Sayın İlham Aliyev dünya basınına açıklamalar yapıyor ve özellikle şunu vurguluyor: “Biz düşmanın Ordu mövgelerini nokta atışıyla yok ediyoruz. Şerefli Ordumuzun bütün cephe hattına özel talimat  vermişim ki, sivil mekanlar kesinlikle vurulmasın. Fakat katil, kelleş düşman bizim askeri mekanlarımızı vuramıyor, buna göre de sivillerin yoğun yaşadıkları ve savaştan uzak yerleri Füze ateşine tutuyorlar. Sonuçta sivil insanlar, özellikle  minicik çocuklar ölüyorlar... Ermenistan Başbakanı mağlup olduğunu idrak ediyor, fakat hıncını masum yavrulardan almakla katil, cellat rolünü oynuyor...”

PAŞINYAN, KAÇARYAN, SARKİSYAN-ÇOCUK KATİLİLER...

Hocalı Soykırımını yapan katiller…Bu gün Ermenistan, savaşı kayb etmiş durumdadır. Ordumuz topraklarımızın dörtte üç kısmını düşman pencesinden azad etmiştir.  Bütün bölgelerde kahraman Ordumuz inamla, reşadetle ilerliyor. Kardeş Türkiye’nin o mucize Dronları sayesinde düşmanın tanklarını, katil Ordularının yerleşim mövgelerini, askeri donanımlarını tek-tek yok ediyor ve düşman ateş noktalarından geri koşuyorlar. Eğer Uluslararası Hukuk normları olmasaydı – Şerefli Azerbaycan Ordusu Ermeni katillerini Yerevana dek kovmaya hazır durumdadır. Bütün Dünya devletleri zafer kazanan Ordumuzun ilerlemesini adım-adım izliyordur. Ve Azerbaycan’ın çok güçlü Ordusu olduğuna şahit oluyorlar. Fakat bizi kıskanan Batılı devletler de az değildir.

Fransa-Minsk Barış Grubunun bir üyesidir ve 28 yıl zaman diliminde Azerbaycan topraklarının tek bir santim geri kaytarılması için uğurlu teklif etmemiştir. Tüm dünya halkları gibi bizler de, aynı Fransa’nın Elcezairde ve Luanda’da nasıl vahşice toplu Soykırım yaptığını çok iyi biliyoruz. Sen, eli kanlı, kirli ruha sahip Makron efendi, kim oluyorsun da Türkiye’ye, onun adil Cumhurbaşkanı’na dil uzatıyorsun? Senin topraklarında, özellikle Marsel’de bu gün 500 bin Ermeni yaşıyor. Neden onlara Bağımsız Ermeni Federasyonu ve ya Muhtariyet vermiyorsun? Hadi, versene? Sen kim oluyorsun da kalkıp iç işlerimize karışıyorsun? Fransa’nın yıllık milli gelirinin 575 milyard Dolları, yurt dışından, işğal ettikleri Afrika ülkelerinden geliyor. Sen işgalçısın, sen nankörsün, sen dünya insanlarının kanını içiyorsun ve sen hiş zaman adil olamazsın! Saf insan da değilsin. Nankörsün, ufkun ise basittir, ileriyi görmüyorsun. Sadece şımarık kukla gibisin, lütfen aynaya iyice bak. Kim olduğunu göreceksin…Kuklasın!

AB VE BATI DEVLETLERİ TÜRK DÜŞMANILAR

Sen, T. C. Cumhurbaşkanı, Sayın, Tayyip Erdoğan’ın ve aziz kardeşi, Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın, İlham Aliyev’in atılmış tırnağı bile olamazsın. O kirli ruhunla Ermeni taşnakçıların oyununa gelmişsin, onların rüşvetleriyle barınıyorsun. Sen ey, Makron efendi, ecdatlarının geçmiş tarihini iyi araştır ve ögren: ilk önce Reşadettin’in “Oğuzname” Destanını dikkatle oku (Paris’in Milli Kütüphanesinde elyazısı korunuyordur). O zaman göreceksin ki Firengistan, Oğuz’un oğlu, Kün Han tarafından Türk İli olarak ilan edilmiştir ve senin memleketinde ilk Türk Hanı, ülke olarak Firengistan’ı idare etmiştir. Ejdatlarınız ise göçebe, Avrupa çöllerinde Çadırlarda yaşayan bir Kabilenin torunları olduğunu öğreneceksin. Çol insanısın, uygar siyasetten hiç anlayamazsın, aklını başına topla...

Azerbaycan, bu gün ekonomisi hızla gelişen bir dünya devletidir. Petrolü, gazı ve tüm yeraltı zenginlikleriyle dünyada yükselen uygar devlet gibi ilerliyordur. Fransa - bir faşist, terörist ve hünkar, coçuk katili bir ülkeyi savunuyor ise, bu ise o demektir ki, aynı ruhu, aynı pozisyonu taşıyorsunuz.

Bu gün Azerbaycan, VATAN Savaşını veriyordur ve Şerefli Ordumuz 28 yıldır Ermeni terörist devleti tarafından işgal olunmuş topraklarımızı azimle, az itki vererek kahramanca kurtarıyordur. Ve bu savaşımızda bizi destekleyen tek devlet-kardeş Türkiye Cumhuriyetidir. Onun adil, şerefli oğlu, Cumhurbaşkanı-halkımızın aziz dostu ve sevdiği insan-Sayın, Tayyip Erdoğan’dır. Ve Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı, kadim dostum ve kardeşim, Sayın, Mevlüt Çavuşoğlu’dur ki, dünya kürsülerinden Azerbaycan’ın haklı savaşını onurla, mertçe savunuyordur. Sayın Çavuşoğlu, yüksek kürsülerden Fransa’nın ve başka ırkçı devletlerin Milletvekillerini, devlet adamlarını susturuyor. Akıllı argumanlarıyla o kişilerin Azerbaycan’a dil uzatmalarına izin vermiyor, onları kürsülerden inmeye mecbur ediyor. Pek çokları ise Sayın, Mevlüt Çavuşoğlu’nun eleştirilerinden utanarak, rezil duruma düşüyor ve resmi devlet toplantılarını terk etmek mecburiyetinde kalıyorlar. Aklınıza, mantığınıza, hakiki kardeş kanını taşıdığınıza hayran kalıyorum, aziz dostum Mevlüt Bey…

Ben dünyadaki aklı-selim insanları, saf, magrur, adil adamları Ermeni melazimini, zulmünü görmelerine çağrı yapıyorum. Gelin, gözlerinizle bakın ki, Ermeni nasist terörist Ordusu, faşist askerleri nasıl da sivil insanları öldürüyor, yok ediyor. AB, BMT ve Batı’nın gözü kör devletleri hala da susuyorlar ve Ermeni nasistlerin terör kıyamlarını, sivilleri nasıl öldürdüklerini adeta görmüyorlar ve zalimce susmaktalar???

Teröristler yok olsunlar, mahv olsunlar. Tanrı Türkü korusun, çünkü Türk insanı adildir, barışçıdır, insanperverdir, saygı, sevgi ve hoşgörülüdür.

Yaşasın Azerbaycan Ordusu. Garabağ-Azerbaycan’dır!

Devamı vardır…