Ermenistan ordusunda gençler intihar ediyorlar
Son günlerde Ermenistan’da insanlar sokaklarda itiraz seslerini yüceltiyorlar. Halk aclık ve sefalet içinde inildiyor. İş yok, maaş yok ve sade halk yurt dışındaki akrabalarından, tanıdıklardan gönderilen kuruşlarla sürünerek geçiniyorlar. Bunu yerli basın ve Rus basınından okumak mümkündür. Ayrıca son günlerin hadiseleri haskkında dünya basınından okumak ve dinlemek mümkündür. Yeni Başbakan Paşinyan ülkede çöken ekonominin yükselişi için hiç ne yapamıyor. Çünkü önceki iktidar döneminde ülkede rüşvet o kadar geniş yayılmıştır ki, pek çok bakanlar ya heps olunmuş içerdeler, ya da aktarıştalar. Pek çokları yurt dışına kaçmıştır. Ülkede kaos yaşanmaya devam ediyor. Şehir, köy insanları sokaktalar. Daha önce Paşinyan taraftarları olan kişiler şimdi de Başbakandan şikayet ediyorlar. Çünkü değişen hiç ne yoktur, aynı hamam, aynı tas - diyorlar. Rusya’nın “Planeta” TV kanalında bir Ermeni kadınının söyledikleri iç acısıdır:
“Çocuklarımı haftalarla yıkanamıyor. Musluklardan su aylardır akmıyor. Gaz hiç yoktur. Elektrik yanıyor, sönüyor... Akşlamlar karanlıkta geçiriyoruz. Paşinyan söz verdi, vaatlar boşa çıktı, hiç ne yapmıyor. İdarelere gittim, şikayette bulundum. Bana aynen şöyle dediler: “Biliyoruz, ama maddi imkanımız yoktur, hiç ne yapamıyoruz. Bütçemiz sıfırdır. Tek kuruşumuz yok. Arabalar aylardır hareketsiz duruyor, benzin almaya para yok. Hiç ne yapamıyoruz?”. Şimdi kime şikayet edek, bilmiyoruz. Parmak kadar ekmeği zorla buluyoruz. Günlerce ac kalıyoruz... Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev’e muracaat edeceğiz bize ülkesinde sığınacak versin. Başka çaremiz kalmadı. Bu savaşı yapanlar utansınlar, biz savaş istemiyoruz...Bırakın Garabağ’ı, gidin Azerbaycan topraklarından, bizleri düşünün. Utanın, yeter artık. Biz iyi komşu olmak istiyoruz, bu kadar”.
ERMENİSTAN’DA SİVİLLER ZOR DURUMDALAR
Asker oğlu intihar eden, közü yaşlı Ermeni annenin feryadını dinlerken göz yaşı akıtıyoruz: “Oğlumla son telefon konuşmamda dedi ki, “anne bizi dövüyorlar, yemek vermiyorlar, günlerce ac kalıyorum. Böyle devam etse kendimi öldüreceğim..” Evet, oğlumu neden dövüyorlar? Bu ne biçim Ordudur? Oğlum günlerce ac kalmış ve intihar etmiştir. Çünkü kendisi telefonda bana söyledi kiş intihar edeceğim. Şimdi Harbi Komissar eve geldi ve dedi ki, oğlunuz hastaydı... İnanamıyorum, oğlum sapasağlamdı. Ben yavrumu Opduya sağlam göndermişim, şimdi ise cenazesini getirmişler. Şikayetimi dinleyen yoktur... Ülkede kanun yok, askerler dövülüyor, onlara işkence yapılıyor ve öldürülüyorlar... Olayları kapatıyorlar, gerçekleri söylemiyorlar...”
Rusya’dan pek çok TV programlarını dinliyorum, Ermeni annelerinin feryadlarını, acılarını, göz yaşlarını görüyor, duygulanıyorum. 1960-70-li yılları hatırlıyorum. Azerbaycan, Ermenistan’a pulsuz gaz, ışık veriyordu. Gürcüstan’a da yanen gaz ve ışık Azerbaycan’dan veriliyordu. Devlet adamlarıyla birlikte 1968 yılı May-Haziran aylarında Garabağ’da kültür faaliyetlerini denetliyordum. Defalarca bütün köy va İlçelere gitmişimdir. İnsanlarımız birlikte, sakince yaşıyorlardı. Çok-çok memnun olduklarını ifade ettiklerine şahit olmuşum: “Azerbaycanlılarla iyi komşuyuz, iç-içe yaşıyoruz. Gazı ve ışığımızı Bakü veriyor. Ermenistan’a da gaz ve ışık Bakü’den veriliyor. Neftimiz de oradan geliyor. Hiç bir sorunumuz yoktur”, diyorlardı. Bu iyi komşuluk pek çok Batı’lı devletleri ve Rusları rahatsız ediyordu ki araya nifak saldılar. Bunu Politbüro yaptı, özellikle Gorbaçov adında Türk düşmanı yaptı. Evet, bu bir gerçektir.
Ben tarihi belgeleri sayfa-sayfa inceledim, daha önceleri yirmi tam sayfa yazılar yazdım. Azerbaycan-Ermeni münasebetlerinin köklerini takır-takır inceleyip sayfa yazılarına dökmüşüm. Tekrar etmek istemem, fakat ortada tarihi gerçekler mevcuttur.
GARABAĞ’I RUSLAR İŞGAL ETTİLER
Rusya Çarı II. Nikolay XVII. Yy. da Türkiye’den 80 bin, İran’dan 40 bin Ermeni ailesini Rusya’ya topluyor ve diyor ki, size Rusya topraklarında devlet kuracağım. Fakat sonra fikrini değişiyor 60 bin Ermeni ailelerini Batı Azerbaycan topraklarına, şimdiki Ermenistan topraklarına yerleştiriyor. Yerli Azerbaycanlı aileleri ise Azerbaycan illerine köçürüyor. Bir tarihi belgeyi açıklıyorum.
1244 yılından ta 1890 yıllarına dek, İrevan Hanlarının tümü Azerbaycanlılar olmuştur. Öten sayfa yazılarının birinde ismlerini de tek-tek açıklamışımdır. Bu da topraklarımızda Ermenilerin yaşamadıklarının kanıtı olmalıdır. Bu bir. İkincisi de şudur ki, Rus Çar’ı II. Nikolay, Azerbaycanlı aileleri dede-baba topraklarımızdan zor kullanarak Azerbaycan İllerimize köçürmüştür. Şeki, Şamahı, daha sonra bilerekten aran illerimize – Salyan’a, Sabirabad’a, Muğan topraklartına, Kürdemir ve başka illere. Yüksek Dağ bahçelerinden aran topraklara köç edilen insanlarımız iklim açıdan öldüler, yok edildiler. Bu da Rusların Azerbaycan’a uyguladığı soykırımın kanıtıdır. Bundan yakalarını kurtaramazlar, evet. Bu bilinçli bir köç olmuştur ve soydaşlarımız soykırıma maruz kaldılar ve yok edildiler. Onların hazır bahçeli evlerine ise Türkiye ve İran’dan Rus Çar’ının daveti üzerine getirilmiş Eremeni aileleri yerleştirilmiştir. Bu tarihi berlgeler hem Rus arşivlerinde ve Azerbaycan Tarih Enstitüsü Arşivlerinde bulunuyuor.
Başka bir tarihi belge de şudur: Amerika Başkanı ile Rus Çar’ı I. Nikolay arasında Türklere karşı gizli ittifak bağlamışlar. Amerikan Başkanı Alaskayı Rusya’dan 100 yıllığına kiralamıştır. Çünkü Başkurt ve Yakutya’dan inerek Cebellütarih Boğazi üzerinden zamanında Amerika topraklarına yerleşmiş Türk soylu insanların önünü kesmek namına Alaska - kiralanmıştır. Zaman çoktan geçse bile Rusya neden tarihi toprtaklarını geri istemiyor? Çünkü Rusya da açık ve gizli olartak Türkleri soykırıma uğratmıştır. Öte yandan Rusya, Yaponya’nın ezeli Kuril Adalarını geri vermekten kaçınıyor. Rusya – Amertika’dan sonra ikinci başbelası ülkedir. Çünkü Sovyet diktatörlüğü kurulduktan sonra Azerbaycan’ın ezeli Mahaçkala ve Dağıstan topraklarını, Kazakistan’ın Altay topraklarını resmen işgal etmiştir. Uygur Türkistan devletini ise Çin’e hibe etmiş işgalçı devlettir – Rusya. Ama ben yine diyorum ki Türkiye, ileri yıllarda da Rusya ile düstluk ilişkilerini daima yüksek tutmalıdır.
ASALA’YI MIKOYAN İLE ŞAUMYAN YARATTILAR
Garabağ ve İrevan topraklarından zorunlu göç 1928, 1931-32, 1948-49- 51-52-53-54-55 yıllarında ve 1988-1992 yıllarına dek aralıksız devam etmiştir. Eğer biz Ermenistan ile tek başına kalmış olsaydık – Azerbaycanlılar yürüyerek tüm Ermenistan’ı, dede-baba topraklarımızı ala bilecektik. Bunu bu gün de yapa biliriz, ama yok, çünkü Rusya buna izin vermiyor ve Ermenileri savunuyorlar. Ruslar – her aşamada Azerbaycanlılara darbe indirmişler. 1990-dek petrolümüzün yüzde 98 faizini su gibi alıp götürmüşler. Rusya taşıdıkların petrolümüzün parasını hasla da geri ödememiştir. Ne kadar bize borçları vardır, biliyor musunuz? Ne az, ne çok – 385 milyar dolar bize borçları vardır. Bu rakamı 1989 yılında Azerbaycan Başbakanı, Hasan Hasanov – İtalya’ya resmi seferinde dünya basını önünde açıklamıştır ve kayıtlarda da vardır.
Garabağı Ruslar işgal ettiler ve Ermenilere teslim ettiler. Bu tarihi bir gerçektir. Bu gün Ermenistan böhranlar içinde, yaşam tamamıyla çökmüş durumda. Batı’dan maddi destek olmasa açlıktan ölecekler – bu gerçektir. Fakat orada sivil insanların suçu yoktur, neden ölmeliler? Bakın, dünya devletleri bunu görmüyorlar, ya da bıldiklerinden dolayı susuyorlar.
“Ermenistan Şahinleri – Vahid Ermenistan” Partiyası Başkan Yardımcısı Mger Yegizaryan tutulduğu “Nubaraşen” cezaevinde açlık grevini yapıyordu ve 44 gün yaşaya bildi, açlktan öldü. Fakat dünya basını, özellikle Batılı devletler ve Avrupa Birliği olaya suskunluğunu devam ediyor. İkili oynamaya, ikiyüzlülüğe devam eden Avrupa Birliği devletleri, AB Parlamentosu sahtekarlığa devam ediyorlar. Ölen şahsın oğlu, Vazgen Yegizaryan Başbakan ve Milletvekillerine mektup yazmıştır, orada aynen şöyle denir: “Bunu yapan kişiler sizin masanıza ve sizlere bağlı kişilerdir...” Öte yandan Avrupa Parlamentosunda Azerbaycan’la bağlı kararlar alınır, yalançı iddialar söylenir. Daha önce de Batı devletleri ve Avrupa Birliği devletlerinin ikiyüzlü davrandığını, Azerbaycan’a geldiklerinde suratları gülüyor, sahte gülüşlerle geri dönüyorlar. Daha sonra Azerbaycan’a karşı sert kararlar alıyorlar. Öte yanda Ermenistan Ordusunda askerler intihar ediyor, cezaevinde açlık grevinde ölüyorlar, buna Avrupa Birliği devletlkerinden hiç bir tepki falan yoktur. İşte sizi iki yüzlü salak ülkeler, sahte Avrupa siyasileri sizi. Batı ve Avrupa ülkeleri belli ki, ikiyüzlülük yapıyor, ikili standart uyguluyorlar. Bunlar sıradan işler değil kardeşim. Bütün bunlar hakkınbda son kitabımda enine boyuna yazmışımdır. Benden alıp okuya bilirsiniz (“Yükselen Türkiye ve Haince Darbe”, Ankara, 2018).
DÜNYADA HIRISTIYAN VE MÜSLÜMAN SAVAŞI YÜRÜTÜLÜYOR
Dünyada Müslümanlara karşı ciddi karşıdurma vardır. Bu karşıdurma Kuba topraklarında Vatikan ile Rus Hıristiyan Kilseleri Patriki arasında buluşmada gündeme alınmıştır, fakat basına sızmasa da dünya basını bunu yazdı. Alınan kararlar arasında Arap Baharı konusu ciddiyetiyle ele alındıu ve birlikte hareket edileceği karara bağlandı.
Amerika Suriye topraklarını yakıyor, her gün yüzlerce Müslüman ölüyor – Irak’ta, Suriye’de ve dünyada. En son, öten hafta tüm haberlerde gösterildi - 400 Tır dolu ağır silahlar YPG terör militanlarına teslim edildi. Amerika – Suriye topraklarından çekiliyoruz dedi, ama yok, çekilmiyor. Çünkü Akerika’da Pentagon ile Silahlı Kuvvetler ayrı-ayrı birimler halinde hareket ediyorlar. Devletin içinde çeşit-çeşit kuvvetler kendi çıkarları için Irak’ı, Suriye topraklarını bölmüşler, parçalar halinde savuruyorlar bu toprakları. Konuyu köşemde araştırdım, yazdım: Amerika hiç zaman Suriye’den askerlerini çekmez, diyorum. Çünkü İsrail önünde söz vermiştir, büyük İsrail devletini kuracaklar. Bu maksatla önce Irak’a girdi ve H. Saddam’ı vahçice astırdı. Sıra Suriye topraklarıdır. Ve Türkiye için olaganüstü önem taşıyan bir durum bu. Türkiye sınırlarında Amerika destekli PKK, PYD ve YPG terör grupları vardır ki daha önce de 5 bin uçak dolu her çeşit silahı bu terör gruplarına dağıtmıştır. En ağır silahlar da dahil Amerika Suriye’yi bölmek istiyor ve PKK devletini kurmayı hedefliyor. Ama aslinde İsrail destekli PKK grubu denir. Yani İsrail destekli PKK terör grubu ile karşı karşıya kalmışız.
Öten yazımda Netanyahu’yu eleştirdim ve yanlış yolda olduğu, nankör ve ikiyüzlülük yaptığını kanıtladım. Filistin topraklarını işgal etmiş bir nazi kopyasıdır. PKK terörünü destekliyor ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü hiçe sayır. Ayrıca her gün suçsuz halde Filistinli Müslümanlarını öldürüyor, cezaevine atıyor. İsrail bölgede bir başbelasıdır.
Ortada bir gerçek vardır. Batılı devletler, başta Amerika – Hıristiyan ve Müslüman savaşını yürütmekteler. Ortada Türkiye duruyor ve bu savaşın yürütülmesine mani oluyor. Olay bundan ibarettir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.