Gıda Sürdürülebilirliği Endeksi
Sürdürülebilir tarım, tarımsal faaliyetlerin devam etmesini sağlayacak ekonomik bir tatmin düzeyini, toplumsal talepleri karşılayabilecek ama aynı zamanda doğal dengeye de zarar vermeden yürütülecek tarımsal sistemleri ifade eder.
Gıda Sürdürülebilirliği Endeksi (FSI), ulusal gıda sistemlerinin hem kalite hem kantite bakımından sürdürülebilirliğini değerlendirmek üzere Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı (BCFN) ile Economist Intelligence Unit’in işbirliği ile geliştirilmiştir.
Gıda Sürdürülebilirliği Endeksi, farklı ülkelerde gıdanın sürdürülebilirliği alanında yapılan iyi uygulamaları vurgulamayı, karşılaştırabilir ve ilerlemesi gözlemlenebilir kriterler belirlemeyi amaçlamaktadır. FSI, ilk olarak 2016 yılında yayımlandı.
2018 Yılında yapılan Gıda Sürdürülebilirlik Endeksi sonuçlarına göre ilk sırayı 76,1 puanla Fransa aldı. Fransa’yı 75,6 puanla Hollanda, 75,3 puanla Kanada, 74,1 puanla Finlandiya, 73,8 puanla Japonya takip etti. ABD ise 26. Sırada yer alırken, Türkiye 60,1 puan ile 67 ülke arasında ancak 58’inci sırada yer alabildi.
İstatistikler Ülkemizin gıda sürdürülebilirliği konusunda durumunun gittikçe kötüye gittiğini gösteriyor. Türkiye’nin 2000’ li yıllarda tarım arazileri 263.790 km2 iken 2015 yılında 239.336 km2 ye düşmüştür. Yani tarım arazileri 24.454 km2 azalmıştır. Başka bir istatistiki veriye göre 2002’de 26 milyon 579 bin hektar olan tarım arazisi 2017’de 23 milyon 379 bin hektara kadar düştüğü ifade edilmektedir. Ülke nüfusumuz artarken tarım arazileri azalmaktadır. Kırsaldan kente oluşan göçlerden ve tarımdaki katma değerin düşük olmasından dolayı ekilebilir olup da ekilmeyen tarım arazilerinin miktarı her geçen gün artmakta olup yaklaşık 2.7 milyon ha civarında arazinin boş kaldığı bilinmektedir.
Yakın zamana kadar "Türkiye, tarımda dünyanın kendi kendine yeten 7 ülkesinden biridir." sözü Türk halkının zihnine kazınmış iken ülkemiz 2018 yılında birçok tarım ürününde ihracatçı iken ithalatçı durumuna düşmüştür. Şekerde, şeker pancarı üretimine kota uygulamaları ve birçok fabrikanın özelleştirilmesi sebebiyle Rusya’dan şeker ithalatı yapmaya başladık.
Bütün bu olumsuzluklar Ülkemizin küresel güçlerin dünya genelinde uzun süredir uyguladığı gıda politikalarının etkisinde kaldığını göstermektedir. İktisatçı J.W.Smith bu konu ile ilgili şu tespiti yapmaktadır. ”Tarlalar ne kadar mekanize edilirse o kadar yüksek oranda ve üçüncü dünya ülkelerinden bile ucuza ürün elde edilebilir. Ucuz yiyecek üçüncü dünya ülkelerine verildiğinde ya da satıldığında onların yerel tarım ekonomisi yıkıma uğrayacaktır. Eğer fakir ve işsiz üçüncü dünya ülkeleri kendi topraklarına sahip çıkıp endüstriyel araçlara erişebilirlerse ve ucuz ithalattan korunurlarsa yüksek protein ve kalorili tahıllar ekebilirler ve kendilerine yetebilir hale gelirler.”
Alman Yahudisi olan ve Nazilerden kaçıp ABD ye sığınan Henry Kissinger 1973-1977 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı yapmıştır. Henry Kissinger “Petrolü kontrol edersen ulusları, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin” diyerek tarımın önemine vurgu yapmaktadır. Başka bir konuşmasında ise “İnsanların size güvenip dayanmalarının size bağımlı olmalarının ve bu şekilde sizinle iş birliği yapmalarının yolunu arıyorsanız onları bağımlı hale getirmek mükemmel bir yöntemdir”.
Güney Almaya’nın Ulm şehrinde doğan ve “Ben atomu insanlığa hizmet etmek için buldum. Onlar bomba yapıp birbirlerini yok ettiler” diyen Albert Einstein ise “Tarım ihmal edildiğinde o ülke intihar ediyor demektir” diyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.