Almanın katilliği

Rahmetli Prof. Dr. Baymirza Hayt, anlatıyor. Özbekistan’dan Sovyet ordularıyla ikinci dünya savaşına katıldı mühendis olarak. Savaşta esir oldu bu idraksiz Alman’a. O’nu da Yahudiler gibi fırında yakacaklar. Sabun yapmaya gerek görmemişler şimdilik. Çünkü bu vahşilerin fabrikaları sabunluk Yahudi ile dolu. Esirin Yahudi olup/olmadığını sünnetli halinden anlamaktadırlar. Baymirza beyi bir hücreye atarlar. Bir gün sıra O’na gelir. Bir görevli katil Alman “sabah asılacaksınız, sonra da sabun olmaya gideceksin, hazırlan, son sözlerini vasiyetini hazırla” der. Baymirza bey sabaha kadar uyumaz. Sabah ezan vakti iki rekat sabah namazını kılmak üzeredir. İnsanlıktan nasibini almayan Alman gelmiş gözetleme yerinden bakıp alıp gidecek infaz etmeye. Ama o da ne… Bu adam bir şeyler yapıyor. Bunları Yahudiler yapmazlar. Bu adamın Yahudi olması imkansız. Büyük baş kasaba durumu anlatır. Gelirler kontrol ederler. Evet Yahudiler gibi sünnetli ama onlardan farklı bir şeyler yapmaktadır. Sorarlar ve Müslüman ve Türk olduğunu anlarlar. İdam edilmekten, sabun yapılmaktan son anda iki rekat namaz sebebiyle kurtulur. Sevinir bayram eder Hayt(bayram demektir)bey. Beni idamdan kurtaran bu iki rekat namazı hiç unutmam” der. İşte Alman bu. Kalkmış bizi suçlayan kanun tasarısı kabul ediyor. 2012 yılında Almanya’da çalışan kayın birader komşusu Hans efendiyi de getirmişti. Hans da Baymirza Hayt bey gibi ikinci dünya savaşına katılmış. Alman devleti ona “savaş gazisi” fonundan yüksek miktarda para ödemiş. O günlerde de bu günkü tasarı gündeme gelmişti. ”Biz sizinle 1. dünya savaşında müttefikiz. Sizi biz koruduk. Biz olmasak bu gün Almanya olmazdı. Neden bu tasarıya tepki göstermediniz. Üç milyonluk Ermenistan bizden de mi kıymetli demiştim”. Hans şöyle dedi. Biz de karşıyız bu tasarıya. Ancak siyasetçilerin tercihidir bu. Bir anlamı olmaz”. Aramızda şöyle bir diyalog geçmişti: Hitleri sever misin? Hans -Yok sevmeyiz. Bizi savaşa götürdü bu gün hala o günün sıkıntısıyla yaşıyoruz. -Peki önderiniz Şarlken mi? Hans önce sevmediğini söylediği Hitler’den övgü ile bahsetmeye başladı. “Varlığımız, kimliğimizi o öğretti. Bize varlığımız O fark ettirdi  ”dedi. -Siz Yahudi’yi diri diri yaktınız fırınlarda sabun yaptınız fabrikalarda. Hangi yüzle bize soykırımcı” diyebiliyorsunuz. Hans -Biz Yahudi’nin kötüsünü, kestik. Doğru durmayanları, ahlaksızlık yapanları kestik. -Biz de kötüleri kesmedik ama kovduk. Hepsi yaşıyor. Ancak sizin gibi geçmişi karanlık ekonomisi güçlü devletler kendi suçlarını bize yakıştırıyorlar. İşte nereden bildilerse kötü Yahudileri kesen bu arada Baymirza Hayt beyi de fırında yakmaktayken son anda namazın sayesinde kurtulan Özbek de kötülerden demek ki? Bu zamana kadar “Alman malı sağlam malı” diyerek sağlam mal imal ettiği söylenerek bol kazanç sağlayan Alman’ın ne kötü bir sahtekar olduğu, egzoz ölçümünde hile yaptıkları meydana çıkmış ve artık foyaları meydana çıkınca agresif davranışlarla bu yaftadan kurtulmak istemektedir. Sahtekar Alman utanmalıdır. Peki Almanya’da yaşadığı için yeşiller partisi milletvekili olan dışı yeşil içi kızıl domuz soylu mahluka gelince. Yeşillerle kızıllar beraber. Kandil de söylemişti açıklama yapmıştı ya…” Bu günkü başarımızı aşırı dincilerle solcular sayesinde kazandık” demişti. İşte bu iki vatansız, vasıfsız, vakarsız gurup memleketin içerisinde bu alçaklığı yıllarca yaptılar. Adına da insan hakları savunucusu” olma yalanını eklediler. Marjinal sol, silahlı sol/devrimciler de bu gün son darbeyi vurmakla meşguller. Almanya’daki alçak da bu soysuzlar güruhundan. Çok görülmez elbette. Alman kasabına kızmaya hakkımız yok. Orada yaşayan mayası bozuk babası Ermeni olan vekil sıfatlı ancak domuz görünümlü o şahıslara kızmak gerekir. Lanetliyoruz, ayıplıyoruz, kınıyoruz, tel’in ediyoruz.