Batuhan Yaşar: 'Sonbaharda seçime kesin gözüyle bakabiliriz'
Yazar Batuhan Yaşar, Türkiye'nin 22 Mayıs 2016 tarihinden itibaren fiili olarak Başkanlık sistemine geçeceğini belirterek "Türkiye'yi siyaseten hareketli bir yaz bekliyor. Sonbaharda da önümüze bir sandığın geleceğine kesin gözüyle bakabiliriz." dedi.
İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde, “Fransa gibi. 1923-1949 arası gibi…” başlıklı yazısında Türkiye’yi siyaseten hareketli bir yazın beklediğini belirterek “Sonbaharda da önümüze bir sandığın geleceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Peki, bu nasıl bir sandık olacak? Onu da önümüzdeki gelişmeler belirleyecek.” ifadesini kullandı. Yaşar, yeni başbakan olacak isim hakkında "Cumhurbaşkanının tarzını bilenler bilir. Aklında mutlaka bir isim vardır. Ama kararını yapacağı istişare süreci sonunda nihayete ulaştıracaktır. Bu yüzden de kongreye 2-3 gün kala yani 19-20 Mayıs’tan önce gibi yeni Başbakanın ismi kesinleşmez." dedi. Batuhan Yaşar'ın Türkiye Gazetesi'ndeki yazısının tamamı şöyle: Ankara’daki siyasi kulisler hareketli. 22 Mayıs yaklaştıkça daha da artacak. İki sorunun cevabı merakla bekleniyor. 1-Kim başbakan olacak? 2-Siyaseten nasıl bir dönem bizi bekliyor? İkincisinden başlayalım hemen. Evet kesinlikle yeni bir dönem başlıyor. Türkiye 22 Mayıs 2016 tarihinden itibaren fiili olarak Başkanlık sistemine geçecek. Cumhurbaşkanına yakın isimlerden eski başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal yeni dönemin ipuçlarını veriyordu: “Daha düşük profilli bir başbakan olacak.” Bu ne demek, isterseniz biraz açalım: İki gündür güvenilir kaynaklardan edindiğimiz izlenimleri aktararak tabii ki.. Yeni dönem biraz Fransa’daki sisteme benzeyecek. Fransa’ya derken yarı başkanlık sistemini değil, Fransız Başbakanının siyasi sistem içindeki yeri ve konumunu kastediyoruz. Cumhurbaşkanı ile Bakanlar arasındaki koordinasyon ve eşgüdüm sağlayıcı rolüne vurgu yapmak istiyoruz. - Aramızda Fransa Başbakanının adını hatırlayan var mı.. -Hayır.. Ama Cumhurbaşkanlarının adlarını geriye doğru taa Mitterand’a kadar bir bir sayabiliyoruz değil mi.. Yeni dönem; 22 Mayıs 2016 sonrası siyasi sistem kamuoyunda da bilinen adıyla “Partili Cumhurbaşkanı” gibi işleyecek diyebiliriz. Şöyle bir örnek de verilebilir pekâlâ: 1923-1949 arasında Cumhuriyet döneminin ilk hükümetleri gibi. Kurulan 18 ayrı hükümet var. Hep Gazi Mustafa Kemal ve İsmet İnönü bilinir. O dönem 10 ayrı başbakan, 18 farklı hükümet kurdu. Bir ikisi hariç isimlerini hatırlayamıyoruz. Gazi Mustafa Kemal ve İsmet İnönü hem Cumhurbaşkanıdır ama aynı zamanda CHP Genel Başkanlığı görevlerini de sürdürmüşlerdir. Cumhurbaşkanının siyaseten en önde olacağı bir sistemin startı veriliyor. Cumhurbaşkanı ile koordineli ve tam uyum içinde çalışılacak ve çift başlı görüntü verilmeyecek bir sistem. Evet kim başbakan olacak sorusuna gelince. TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı saymazsak 316 AK Partili vekilden hepsi de olabilir. Yanlış anlaşılmasın bundan sonra isimlerden çok modelin ve paradigmanın önemli olacağına dikkat çekiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının gençlerle rahat çalıştığının da altını çizmemiz gerekiyor. Kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret edeceği isim hem AK Parti Genel Başkanı hem de başbakan olacaktır. Ama Cumhurbaşkanının tarzını bilenler bilir. Aklında mutlaka bir isim vardır. Ama kararını yapacağı istişare süreci sonunda nihayete ulaştıracaktır. Bu yüzden de kongreye 2-3 gün kala yani 19-20 Mayıs’tan önce gibi yeni Başbakanın ismi kesinleşmez. Âdettendir; kulislerde ön plana çıkan isimleri biz de yazalım: 1-Binali Yıldırım 2-Bekir Bozdağ 3-Berat Albayrak 4-Mehmet Ali Şahin 4-Numan Kurtulmuş 5-Mehmet Müezzinoğlu 6-İsmet Yılmaz 7-Yalçın Akdoğan 8-Süleyman Soylu Dediğimiz gibi artık siyaseten yeni dönem başlıyor. İsimlerden daha çok yeni modeli işletebilecek sistemin ön planda olacağı bir dönem. Başbakan önemli ama Bakanlar Kurulu da önemli. 2002’den beri 7. AK Parti hükümeti ile karşı karşıyayız. 64. Hükümet mayıs bitmeden kurulacak. Nasıl bir bakanlar kurulu mu? Önceki örnekler bizi hep doğru noktaya götürmüştür. AK Partide artık yerleşmiş siyasi teamüller vardır. Tabii ki Cumhurbaşkanının tercihleri burada da belirleyici olacaktır. Ana iskeletin korunduğu ama 5 ila 7 arasında ismin değiştiği bir Bakanlar Kurulu bekleyebiliriz. Başbakan biraz kırgın biraz duygusal, şık nazik ve diplomatik de diyebileceğimiz bir konuşma ile veda etti. Maalesef siyasette duygusallığa yer yok. “Mutabakatın olmadığı yerde yeniden aday olmam” dedi. Cumhurbaşkanı ile ilişkileri anlamında beklentiye girenlere de kapıyı sonuna kadar kapattı. Umarız bu kapı hep kapalı kalır. Davutoğlu, üniversiteye yani hocalığa geri dönmüyor. Konya Milletvekili olarak onu bundan sonra da siyasetin içinde görmeye devam edeceğiz. Beraber umre yapmıştık. Kâbe kapısından içeri birlikte içeri girmiştik. “Umre arkadaşlığı başkadır biz artık umre arkadaşıyız” demişti. Şöyleydi böyle olmuştu diye çok uzatmaya gerek yok. Hayırlısı olsun. Cumhurbaşkanı dün “Başkanlık sistemini bir an önce milletimizin onayına sunmak gerekiyor” dedi. Bu yüzden bizi siyaseten hareketli bir yaz bekliyor. Sonbaharda da önümüze bir sandığın geleceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Peki bu nasıl bir sandık olacak? Onu da önümüzdeki gelişmeler belirleyecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.