Doğdukları topraklara döndüler
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan türü gelecek nesillerin de tanıması için 2004 yılında ikinci yer olarak seçilen ve bir zamanlar anavatanları olan topraklara yani Ankara Nallıhan’a getiren Anadolu Yaban Koyunlarının her yıl sayıları artıyor.
Türkiye’nin doğal yapısında önemli bir yer tutan nadir türlerden biri Anadolu Yaban Koyunu. Anavatanı sayılabilecek Ankara Nallıhan’da yıllar önce yaşanan talihsiz gelişmeler sonucu neredeyse tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bir tür. Gerek kaçak avcılık, gerek Sarıyar Barajı’nın inşası esnasında patlatılan dinamitler ve kopup parçalanan kayalar, gerekse kene istilası ve çetin doğa şartları nedeniyle ülkemiz coğrafyasından silinmek üzereyken 40 yıllık bir aradan sonra tekrar döndükleri Ankara’ya hasretlerini yaklaşık 10 yıldır gideriyorlar ama sayıları hala oldukça az. 1966 yılında 100'ün altına düşen sayıları nedeniyle avlanmaları yasaklanmış ve son görüldükleri yer olan Konya Bozdağ'da koruma altına alınmışlar. Bu alan içerisinde kalan yaban koyunları avcı hayvanların baskısından ve evcil koyunlarla aynı otlakları paylaşmaktan kurtulmuş. Kışın yiyecek ve yazın su ve kaya tuzu takviyesi de yapılınca sayıları artmaya başlayan yaban koyunları 2003 yılında 2 bin bireye kadar ulaşmış.
DOĞDUKLARI TOPRAKLARA GERİ DÖNDÜLER
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan türü gelecek nesillerin de tanıması için 2004 yılında ikinci yer olarak seçilen ve bir zamanlar anavatanları olan topraklara yani Ankara Nallıhan’a getiren Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Nallıhan Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği ’ne bağlı Emremsultan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS)’na yerleştirdiği Anadolu Yaban Koyunlarının her yıl artan sayılarıyla gelecek için ümit vaat etmesini sağlamış.
DOĞAL ORTAMDA SAYI 100’Ü BULDU
Emremsultan YHGS’de çitlerle çevrili 75 hektarlık alanda koruma altına alınan yaban koyunlarının 60 tanesi halen burada barınıyor. 18 bin hektarlık açık alanda ise 100 adet Anadolu Yaban Koyunu doğal ortamlarında yaşamlarını sürdürüyor. İstasyonda üretilen Yaban Koyunları belirli bir sayıya ulaştıklarında doğaya bırakılıyorlar. Yaban koyunlarının çoğaltılması için üçüncü yer olarak projeye dâhil edilen Karaman’da ise başarıya ulaşılamamış.
ANADOLU’YA ÖZGÜ ENDEMİK BİR TÜR
Yaşam alanları Polatlı-Haymana-Şereflikoçhisar-Aksaray-Konya Bozdağ doğal çizgisinde yer alan Anadolu Yaban Koyunları bozkırın açık alanlarında 1000-1700 metrelerde yaşıyor. Kısa tüyleri, kısa kulakları ve kuyruğu, uzun ve ince bacaklarıyla koyundan çok geyikgillere benzeyen Anadolu Yaban Koyununun görme, koku alma ve işitme duyuları oldukça gelişmiş. Son derece çevik ve hızlı olan yaban koyunlarının ön bacaklarının arka bacaklarından kısa oluşu tepelere tırmanmada kendilerine büyük kolaylık sağlıyor. Taba rengi tüyleri sayesinde de yaşadıkları araziye uyum sağlıyorlar. Sadece Türkiye’ye özgü endemik bir tür olduğundan göç etmeyen yaban koyunlarının dişileri 80-90 cm boyunda, 35-50 kg ağırlığında, erkekler ise 105-140 cm boyunda ve 45–75 kg ağırlığında olabiliyor. Ortalama yaşam süreleri ise 15 ila 18 yıl.
KOÇ DEMEK BOYNUZ DEMEK
Koçların dikkat çekici özelliklerinden biri iki yana doğru açılan ve yanlara kıvrılarak uzayan boynuzları. 4 aylıkken çıkmaya başlayan bu boynuzlar yaşam boyu uzamaya devam ederek 5–6 yaşındaki koçlarda yukarı ve dışa doğru kıvrılmaya başlıyor. Heybetli boynuzların ağırlığı 14 kg’a ulaşabiliyor. Bu Koç’un vücudundaki tüm kemiklerin ağırlığına eşit sayılabilecek bir ağırlık. Boynuz üzerinde her yıl yenisi oluşan halkalar bazen aylık da oluşabilen halkalara göre daha koyu renkte oluyor. İşte bu çizgiler aynı ağaç halkalarında olduğu gibi koçun yaşını gösteriyor. Kemiksi bir yapıya sahip olan boynuzların içi boş. Toynak ve tırnaklar gibi keratin denen maddeden oluşuyor. Dişi Anadolu Yaban Koyunlarında ise boynuz bulunmuyor.
ONLAR BOZKIRIN ÇOCUKLARI
Yerel olarak; ceren, ceran, muflon, dağ koyunu, kaya davarı, gibi farklı isimlerle adlandırılan Yaban Koyunları; çekimleri TRT tarafından Konya Bozdağ’da gerçekleştirilen “Bozkırın Çocukları” adlı belgesele de konu olmuşlar.
KIŞ AYLARI ÇETİN GEÇİYOR
Yılın neredeyse 10 ayını ayrı geçiren Anadolu yaban koyunlarında erkekler genelde 10–15, dişiler ise 18–20 bireylik sürüler oluşturuyor. Koçlar son bahardaki çiftleşme döneminde dişilerin bölgesine gidiyor. Kasım-Aralık aylarında dişilerin bölgesinde görülmeye başlayan koç grupları, bu dönemde dişiler için şiddetli kavgalara girişiyor. Çiftleşme döneminin ardından bastıran kış yaban koyunları için yılın en çetin dönemi. Kalın kar örtüsünün altında yiyecek bulmakta zorlanan yaban koyunları, toprağı kazarak yazdan kalma yumru köklere ulaşıyor. Yılın sıcak geçen dört ayında doğal otlaklarda beslenen yaban koyunları kalan sekiz aylık sürede üretme istasyonunda yemliklere konulan kuru otlarla besleniyor ve hayatta kalmayı başarabiliyorlar. Ot obur olan yaban koyunları Anadolu Bozkırında bulunan yaklaşık 400 tür bitkinin 100 kadarını yiyebiliyor. Otların besin değeri düşük olduğu için bu açığı yedikleri miktarı artırarak kapatıyorlar. Bu nedenle günlerinin 8–10 saati otlayarak geçiyor.
MAYIS AYI DOĞUM AYI
Mayıs ayında, hamile dişiler doğum yapmak üzere sürüden ayrılarak ulaşılması güç bölgelere gidiyor. 5 ay süren hamileliğin ardından bir süre tek başlarına yaşıyor, doğum yaptıktan kısa bir süre sonra yeniden sürüye dönüyorlar. Doğduktan birkaç saat sonra bile anneleri kadar hızlı koşabilen yavrular, bir sonraki yaban koyunu neslinin adeta müjdecisi oluyor.
ÇEVİK VE HIZLI
Sürüde lider konumunda olan yaşlı ve deneyimli bir koyun, tehlike anında ayağını yere vurup ıslığa benzer bir ses çıkararak sürüyü uyarıyor ve son derece çevik ve hızlı olan yaban koyunlarının güvenli bölgelere kaçışını yönlendiriyor.
AV TURİZMİNİN GÖZDESİ OLDU
Öte yandan gün geçtikçe sayıları çoğalan yaban koyunları, Nallıhan’ı av ve yaban hayatı turizminin gözdesi haline getirdi. Özellikle yurt dışındaki av tutkunlarının büyük ilgi gösterdiği yaban koyun avı için yapılan ihalenin ardından yaban koyununu avlamak isteyen avcılar, koyun başına 130 bin lirayı gözden çıkarmak zorunda. Bu miktarın da çok önemli bir bölümü Nallıhan Belediyesi’ne kalırken, bu da bölgeye hizmet olarak yansıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.