EKONOMİDE YAŞANAN BAHAR BİTİYORMU?
Ekonomide büyüme söylentilerine rağmen sanayi yatırımlarında azalma görülmesi katma değer yaratan ürünlerin pay oranının artış gösterememesi piyasaları...
Ekonomide büyüme söylentilerine rağmen sanayi yatırımlarında azalma görülmesi katma değer yaratan ürünlerin pay oranının artış gösterememesi piyasaları endişeye sevk etmektedir. Yerli sermaye sahibi müteşebbislerimizin ve çoğu iş adamlarımızın yaşanan güvensizlik ortamından kaçarak yatırımlarını yurt dışına kaydırarak, gayrı menkule yatırmaları artış kaydetmeye başlamıştır. Bütün bunlar ekonomimizin geleceği için endişe verici belirtilerdir. Ülkemiz dokunulmazlık, başkanlık, Anayasa değişikliği ve terör gibi güvenlik sorunlarına odaklanmışken unutularak göz ardı edilen ekonomimiz kan kaybetmektedir. Şayet İstanbul odaklı ekonomimiz ele alınamaz ve bir takım yatırıma yönelik reform kararları gerçekleştirilemezse bu yılın ekonomimiz açısından iyi geçeceğini söylememiz mümkün olmayacaktır. Büyümemiz daha çok ülkemizde özel tüketim ve kamu harcamaları nedeniyle gerçekleşirken sanayi üretimi ve katma değer yaratacak ürünlerin artış gösterememesi terör olaylarının varlığı ekonomimizi olumsuz olarak etkiler durumdadır. Merkez Bankası ekonomimizin geldiği bu nokta itibarıyla ve siyasi baskıların sonucu, dünya genelindeki ekonomik gelişmeleri de göz önüne alarak faiz indirimine gitmiştir. Alınan bu karar piyasalarca da olumlu karşılanmasına rağmen tedbirli bir davranışı da beraberinde getirmiştir. Ancak Merkez Bankası yapılan baskılar sonucu aşırı faiz indirimine yönelmesi durumunda ilerde çok daha endişe gerektirici sorunlarla karşılaşabilecektir. Piyasalarda güvensizlik ortamı devam etmekteyken şüphe gerektiren durumlara Merkez Bankası muhatap olur ve bu şüphe MB üzerinde odaklanırsa bundan sonra Merkez Bankasının alacağı kararlar etkili olmayacağı gibi beraberinde getireceği bir sonuçta doğurmayacaktır. Türkiye de ekonomik gelişim süreci böylesi bir seyir izlerken bu sadece ülkemize özel bir durum gibi de algılanmamalıdır. Bütün dünya da yaşanan aynı sorunlar ve borsa da düşüş seyirleri izlenmektedir. Gelişmiş ekonomilerde seyreden durum daha az iz bırakırken gelişmekte olan ekonomilerde, örneğin ülkemizde daha büyük hasarlara neden olmaktadır. Şubat ayı ortalarından beri devam etmekte olan ekonomimizde ki iyimser gelişim süreci yeni gelen rakamlarla ve yaşanan siyasi ataklarla Mayıs ayının aynı iyimser rakamları devam ettireceği varsayılmamaktadır. Siyasi gelişmelerin hız kazandığı ve değişime neden olduğu günümüzde siyasetteki çıkışların yarattığı belirsizlik ortamının ve bunun yarattığı gerilimin sonucu olarak ülkemizdeki döviz kuru yine yükseliş trendi ne girmiştir. İlerde ki günlerde de döviz kurundaki artışın devam edeceği ve rekor rakamlara ulaşacağı dillendirilmektedir. Ancak yine de piyasalarda ki asıl gelişmeleri belirleyecek olan küresel ekonomide ki gelişim süreci olacaktır. Küresel ekonomide ki gelişmeler ülkemiz lehinde bir sunum getirse de yaşanan siyasi kriz durulsa da, piyasalarda yaşanan bahar havası yerini sıcak bir yaza ve yaşanacak krizlere bırakacağını söylemek müneccimlik olmayacaktır. Ülkemizin vardığı bu noktada gereken ekonomik reformlar yapılmaz yada yapılamazsa ve de Türkiye kendi ekonomik hikayesini yazamazsa, söylenen vaat edilen her söz ve temenniler buz üzerine yazılı hikayeler olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.