Hüseyin Çelik'ten zehir zemberek sözler: "Saray'da komünist bozuntusu parmak sallıyor"

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 31 Mart seçim sonuçlarını ve AK Parti’nin durumun Serbestiyet’ten Hilal Köylü'ye verdiği röportajla değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hesaplaşma çağrısı yapan Çelik, “Her şeyden önce Sayın Cumhurbaşkanı kendisiyle hesaplaşmalıdır. En büyük yetki onundur. Başarıyı sahiplenip başarısızlığı başkasına mal etmek doğru bir tutum olmaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etrafındaki isimleri eleştiren Hüseyin Çelik, “Sayın Erdoğan’ın etrafında hasbî insanlar vardı şimdi ise hasbilik, yerini hesabiliğe bırakmış görünüyor.” ifadelerini kullandı. AK Parti'nin kurucularından olan Hüseyin Çelik, partideki insan kaynağı üzerinden eleştirilerini sürdürerek, “AK Parti kadrolarının önemli bir kısmı harcanmıştır. Kusura bakmayın, kadro hareketi olmaktan çıktınız.” ifadelerini kullandı.

"AK PARTİ, MHP'YE MAHKUM EDİLDİ"

AK Parti'nin MHP'ye mahkum edildiğini öne süren Çelik, ittifak nedeniyle Kürt oylarının kaybedildiğini iddia etti.

Çelik, konuşmasında şunlara dikkati çekti: "AK Parti, MHP’ye mahkum oldu. MHP’yle ittifak yüzünden Kürt oyları dip yaptı. CHP’li arkadaşlar samimiyse helal olsun derim.”

AK Parti'nin fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini savunan Hüseyin Çelik, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki danışmanları da hedef aldı. Çelik, açıklamasında, “AK Parti fabrika ayarlarına dönerse yoluna devam eder. Ne idüğü belirsiz adam racon kesiyor, parmak sallıyor. Sayın cumhurbaşkanı, bu adamın bunu yapmasına nasıl müsaade ediyor?” ifadelerini kullandı.

HÜSEYİN ÇELİK'İN RÖPORTAJINDAN ÖNE ÇIKAN SATIR BAŞLARI

“MHP özgül ağırlığının 20 katı iktidar üzerinde etkiye, yetkiye sahip”

Daha önce MHP ile ittifak için “cinnet hali” demiştim. Şimdi yine aynı şeyi söylüyorum. Bunun izahını da yapıyorum: 50 +1 teklifi, daha doğrusu başkanlık sistemi teklifi Erdoğan’a ve AK Parti’ye bir tuzaktı. Ben bunu söylediğim zaman MHP’nin sözcüleri bana ağız dolusu hakaretler ettiler. Fakat Tayyip Bey de bir süre önce bunun yanlış olabileceğini söyledi. MHP yine tepki gösterdi. Niçin? Çünkü MHP şu anda özgül ağırlığının 20 katı Türkiye’de iktidar üzerinde etki ve yetkiye sahiptir. Sorumluluk yok ama etki alanınız, olayları şekillendirme potansiyeliniz son derece büyüktür. Neden? Çünkü AK Parti kendini onlara mahkum etti. 50+1’den dolayı. Şu anda mecliste MHP’nin desteği olmasa AK Parti çoğunluğu kaybetmiş durumda. Böyle olunca da siz oraya mahkum oluyorsunuz.

“SARAYDA BİR KOMÜNİST BOZUNTUSU VAR”

Hüseyin Çelik, isim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanını hedef alarak ağır ifadelerle yüklendi. "Biz Sayın Erdoğan’ı kendi arkadaşlarının hukukunu, kendi hukuku kabul eden bir lider olarak gördük ve uzun yıllar birlikteliğimizin esası buydu." diyen Çelik, "Fakat görüyorum ki bugün bu bozulmuş durumda. Ben AK Parti’nin programını yazan 10 kişiden biriyim. İlk grup başkan vekillerinden biriyim. AK Parti’nin ilk kültür bakanıyım, en uzun süreli milli eğitim bakanıyım. 6 yıl kesintisiz parti sözcülüğü yaptım." hatırlatmasında bulundu.

Eleştirilerini sıralayan Hüseyin Çelik, "Beni bir kenara bırakın, aktif değilim, partide şimdi bir görevim yok. Sayın Hayati Yazıcı daha İstanbul Büyükşehirden beri cumhurbaşkanının yanında, birçok netameli hukuk davasında yanında durmuş, çözüm üretmiş biri. Bugün de AK Parti’nin siyasi ve hukuki işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı. Sayın Aziz Babuşçu parti için önemli bir isim. Ardahan eski milletvekili sayın Prof. Dr. Orhan Atalay bir ahlak abidesi." diye konuştu.

"HAYATİ YAZICI'YA RACON KESİYOR!"

Van'daki mazbata tartışmasına da değinen Çelik, eleştirilerini isim vermeden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı üzerinden sürdürerek şunları kaydetti:

"Van’daki mazbata verildi, verilmedi meselesinden ötürü bazı açıklamalar yaptık. Benim söylediğimi, Hayati Bey’in söylediğini kendinizce doğru bulmayıp, eleştirebilirsiniz ama sarayda kanunların efendisi konumuna getirilmiş bir komünist bozuntusu var. Bu arkadaş Anayasa Mahkemesi’ne, AK Partililere, bizlere kendi aklınca ayar çekiyor. Hayati Yazıcı, partideki ikinci adamdır. Ama ne idüğü belirsiz bir adam ona parmak sallıyor. Racon kesiyor. Bizim yaptıklarımız kaydediliyormuş. Kendini devlet yerine koyuyor. Bu yenilir, yutulur bir şey değildir. Sayın cumhurbaşkanı, bu adamın bunu yapmasına nasıl müsaade ediyor?"