Mustafa Zengin:"STK’lar hayat okuludur"
“İş dünyasının gelişmiş olduğu ülkelere baktığımızda sivil toplum kuruluşlarının da gelişmiş olduğunu görürüz. Sivil toplum kuruluşlarını,...
“İş dünyasının gelişmiş olduğu ülkelere baktığımızda sivil toplum kuruluşlarının da gelişmiş olduğunu görürüz. Sivil toplum kuruluşlarını, insan kalabalığının hayat okulları olarak görmekte ve yorumlamaktayım” diyor Ankaralı iş adamlarının Mustafa ağabeyi olarak bilinen Mustafa Zengin Ankara’nın patronları köşemize bu hafta Ankara iş dünyasının en beyefendi bir temsilcisi konuğumuz oldu. Özellikle Ankara’daki genç işadamlarının Mustafa ağabeyi, Kom Yapı LTD. ŞTİ sahibi Mustafa Zengin ile işini ve sivil toplumculuğu konuştuk. Veli Sarıtoprak: Sizi tanıyabilir miyiz? Mustafa Zengin: 1960 Sorgun Yozgat doğumluyum. Ekonomik sıkıntılara rağmen mutlu olmayı ve paylaşmayı bilen geniş bir aile içerisinde büyüdüm. 1977 yılında kişisel ihtiyaçları karşılamak için ansiklopedi satışı yaparak kısmi ticaret ile tanışmış oldum. 1985 yılında evlendim. 2 oğlumuz var, 2012 yılında büyük oğlumuz Ali Doruk Bilkent Üniversitesi İktisat bölümünü bitirmiş ve İngiltere'de master eğitimini yapmaktadır, küçük oğlumuz Doğaç ise TOBB Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisidir. 1985 ile1988 yılları arasında yaklaşık 3 yıl çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra ilk şirketimiz 1988 yılında ofis otomasyon sektörüne yönelik kuruldu. 2. şirketimiz 2000 yılında yapı sektörüne esnek zemin kaplama malzemeleri ile katıldı. Şirketimizin adı; Kom Yapı Malzemeleri İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi. Veli Sarıtoprak: Kom Yapı Mazl. İnş. Tah. Ltd. Şti. hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Mustafa Zengin: Şirket merkezimiz Ankara olup, Ankara ve İstanbul bölge müdürlükleri haricinde metropol illerde mevcut olan bayileri ile faaliyet göstermektedir. Şirketimiz; PVC zemin kaplama ürünleri başta olmak üzere ithalatını yaptığı bütün ürünlerin Türkiye tek distribütörüdür. İthalat yaptığı ülkeler; Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Macaristan, Belçika, Hollanda, Güney Kore ve Hindistan'dır. Birçok ülkeden ve birçok firmadan ürün alıyoruz, bunları alırken Kom Yapı filtresinden geçer ise ancak onu müşterilere sunuyoruz. Ürün, çevreye duyarlı olmalı, piyasadaki ürünlerden farklı faydalar sunmalı, maliyet etkililiği yüksek olmalı ve sürdürülebilir olmalı ki bu temel süzgeçlerden geçebilsin. Kom Yapı, Türkiye’nin neredeyse bütün şehirlerinde ve birçok dünya ülkesinde hastaneler, eğitim tesisleri, hizmet binaları ve spor salonları gibi alanlarda milyonlarca m2 uygulama yapmış, kendi alanında uzman bir firmadır. Belki birçok kişi Kom Yapı ile her zaman temas halinde olduğunu fark etmiyor. Aslında yürüdüğünüz hastane koridorlarında, dolaştığınız ofislerde, gittiğiniz spor merkezlerinde genelde Kom Yapı ile iç içesiniz. Kom Yapı; kamu yararını da gözeterek iş kolundaki ürünlerin niteliklerini yükselten, ürünleri üretim standartları ve testleriyle sunan, yenilikçi bir firmadır. Veli Sarıtoprak: Zemin kaplama sistemleri hakkında bize bilgi verir misiniz? Mustafa Zengin: Zemin kaplama malzemeleri kapalı alanlar için kimi zaman estetik ve işlevsellik arz eden, kimi zaman ise taşıdığı antistatik, antibakteriyellik özellikleriyle kritik öneme sahip olan inşaat malzemeleridir. Bir konut koridoru için görsellik ve estetik öncelik olacağından dolayı kullanıcılar tarafından tercih parke, seramik ya da granit olabilecektir. Ancak bir hastane ameliyathanesi ele alındığında estetik ile birlikte işlevsellik hayati önem arz edecek ve iletken diye tabir edilen PVC zemin kaplamalarının kullanılması bir zorunluluk olacaktır. Aynı şekilde bir hastanenin yoğun bakım ünitesi için görsellik önemli olmakla birlikte, görsellikten daha öncelikli olarak bakterilerin yok edilmesini sağlayan gümüş iyonlu PVC zemin kaplamaları olmazsa olmaz ürünler haline gelecektir. Çok amaçlı spor salonlarının, futbol sahalarının, buz pateni pistlerinin asıl kullanım amaçlarından farklı olarak kongreler, konserler, kokteyller vb organizasyonlar için kullanılması gerektiğinde zemin koruma sistemleri, mevcut zeminlerdeki PVC kaplamaları, parkeyi, çimi ve buz pistini üzerindeki insan trafiğinin yaratacağı hasardan koruyacaktır. Bu organizasyonlardan sonra zemin koruma sistemi yüzeyden kaldırıldığında mevcut zeminin ne kadar iyi bir şekilde korunduğu görülecektir. Bu nedenle zeminlerini kaplayacağımız mahaller ne olursa olsun o mahal’e uygun ürünlerin tercih edilmesi, özellikle ticari alanlarda insan sağlığı ve emniyet açısından çok büyük önem arz etmektedir. Veli Sarıtoprak: Ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Mustafa Zengin: Hastaneler, okullar, konferans salonları vb. insan trafiğinin yoğun olduğu alanlar için antibakteriyel, homojen, heterojen ve akustik PVC zemin kaplama malzemeleri. Statik yükün istenmediği, ameliyathaneler, ups odaları, mühimmat depoları, elektronik sanayi üretim holleri vb. alanlar için iletken-homojen PVC zemin kaplama malzemesi. Sterilizasyonun önem arz ettiği alanlar için, bakteri ve mantarları yok etme özelliği olan gümüş iyonlu PVC zemin kaplama malzemesi. Profesyonel ve amatör müsabakaların yapıldığı kapalı sahalar için, sportif karakteristiklere sahip PVC zemin kaplama. Yangın esnasında zehirli duman çıkarmayan termoplastik polimerlerden üretilmiş Life Line ve quartz kumu karışımı ile üretilmiş son derece dayanıklı PVC zemin kaplama, tartan atletizm pistleri, çim ve zemin koruma sistemleri, yüzer zeminler gibi birçok türde zemin kaplama alternatifleri de ürün yelpazemizde bulunmaktadır. Veli Sarıtoprak: İş kolunuzla ilgili sorunlar nelerdir? Mustafa Zengin: İş kolumuz henüz sektör haline gelememiş kendi içerisinde mesleki kültür birliğini ve oto kontrölünü oluşturamamış emekleme aşamasındadır. Yapı sektöründe, esnek zemin kaplama son imalattır. Aynen güzel bir akşam yemeği için gittiğiniz şık bir restoranda ki tatlıdır. En son onu alırsınız, ağzınızda en son onun lezzeti kalır. Biz de bir inşaat sürecinin son aşamasıyız. Görebiliyor musunuz yapının ne kadar şık, estetik, dayanıklı ya da ergonomik olmasına en büyük katkıyı sağlayan sektör zemin kaplamasıdır. Aynen bir tatlı misalidir. Onun imalatından sonra bahsedilen yapı okul ise; masa, hastane ise; tıbbi cihazlar, hasta yatakları, ofis ise; masa sandalye gelmektedir. A-) İmalat sıralamasında son sıra zemin kaplama olduğu için genellikle müteahhidin nakdinin ve vaktinin bitmiş olması. B-) Kaplama yapılacak zeminlerdeki bozukluklar. (Tesviye betonundaki mukavemetsizlik, çatlamalar, kod farklılıkları vb.) C-) Kontrol mekanizmasındaki yetersizlikler. D-) Standartlara uymayan ürünlerin tüketime sunulması ve ticari kaygılarla kabulü. E-) Uygulama işlerinin uzman olmayan ekipler tarafından yapılması. Veli Sarıtoprak: İş kolunuzdaki sorunlara firma olarak nasıl çözüm buluyorsunuz? Mustafa Zengin: İş kolumuzdaki sorunları firma olarak bulduğumuz çözümleri kısaca 5 madde altında toplayabiliriz. A-) Tüketiciyi doğru bilgilendirme B-) Amaca uygun ürünleri sunma C-) Uygulama yapılacak alanlarda teknik ve fiziki koşulların oluşmasını sağlama D-) Uygulamada uzman kadrolarla çalışmak ve imalat sonrası kalite kontrol sisteminin varlığı E-) Nakdin ve vaktin bitmesinin, kaliteli imalata izin vermeyeceği ortamlardan uzak durmak. 2000 yılından günümüze kadar 15 yıldır sürdürdüğümüz ithalat, imalat ve malzeme satışından kaynaklı hiçbir projede, muhataplarımız bizden kaynaklı gecikme yaşamamış, geçici ve kati kabul ile ilgili sorunla karşılaşmamışlardır. Veli Sarıtoprak: Siz Ankara’da oldukça tanınan sıkı bir sivil toplumcusunuz, iş dünyası ve sivil toplumculuk ilişkileri hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz? Mustafa Zengin: Bu sorunuzu bir iltifat olarak yorumluyor ve teşekkürlerimi sunuyorum. İş dünyasının gelişmiş olduğu ülkelere baktığımızda sivil toplum kuruluşlarının da gelişmiş olduğunu görürüz. Sivil toplum kuruluşları, sorunların karşısında ve toplumun gelişiminde çözüm üretim merkezleridir. Toplumdan soyutlanmış bir üretim düşünülemeyeceği gibi, üretilen ürün ve hizmetler toplum içerisinde anlamlanacak ve değerlenecektir. Sivil tolum kuruluşlarındaki çalışmalar iş dünyasını yavaşlatan değil, tam tersine gelişmesine, büyümesine, kurumsallaşmasına yardımcı olan kuruluşlardır. Sivil toplum kuruluşlarını, insan kalabalığının hayat okulları olarak görmekte ve yorumlamaktayım. Genel, bölgesel ve de toplumsal sorunlara ilgisiz kalan, sahip çıkmayan iş dünyası yok olmaya mahkumdur. Çok kısaca ifade ettiğim şekli ile iş dünyası sivil toplumculuktan uzak kalamaz, uzak kalmamalıdır. Veli Sarıtoprak: Siz, Ankara Genç İş Adamları Derneği’nin (ANGİAD) kurucularından, Ankara Sanayici Ve İşadamları Derneği kurucularından ve şu an başkan yardımcılığı, Ankara Genç İşadamları Derneği Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, Türk Sanayici Ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Mütevelli Heyet Üyesi Ve Başkan Vekilisiniz. Türkiye'de sivil toplumculuğu en iyi bilenlerden birisi olarak genç iş adamlarına, sivil toplum faaliyetleri konusunda neler öneriyorsunuz? Mustafa Zengin: İster küçük işletme sahibi, ister orta işletme sahibi veya ortağı, ister ise ailemizin sahip olduğu işletmeler de görevli alalım ortak noktamız yönetmek ve yönetilmektir. Değişik sosyal çevrelerde büyümüş, farklı iş kollarında faaliyet gösteren birbirinden farklılık gösteren ancak birbirini tamamlayan sorunlarla uğraşan, sorunlar karşısında çözüm üretmiş onlarca insanı ve bakış açısını genç iş adamları sivil toplum kuruluşlarında bulabilirler. Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine ayıracakları zaman ve para kayıp değil tam tersi işinin ve kişinin gelişimi için bir kazançtır. Çok yönlü olabilmek gelişeme ve eleştiriye açık olmaktan geçer. Yönetmek; kapasite ve beceri, yönetilmek ise olgunluk ister. Sivil toplum kuruluşlarına katılan bireyleri takdir ve tebrik ederek bakıyor, zamanım yok, bu faaliyetler boş işler vb. nedenleri öne süren insanları ise henüz olgunlaşmamış ve dünyaya çok dar çerçeveden bakan bireyler olarak değerlendiriyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.