Hal dili mi? Yoksa kal dili mi?
Merhaba Güzel Yurdumun Güzel İnsanları; Epeydir bana uğramayan ilham perileri bu sabah nihayet kapıma teşrif etti. Ben de bu fırsatı kaçırmayarak içimden taşarak kalemime dökülenleri sizlerle paylaşmak istedim.
Hayatımızda hep, güzel ve hakikatli insanların olması temennisiyle sağ ve sağlıcakla kalın.
HAL DİLİ Mİ? YOKSA KAL DİLİ Mİ?
“Besle kargayı oysun gözünü”
“Yılanın başını küçükken ezeceksin”
“Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”
Yeri geldi çok manidar bulduk bu sözleri
Kullandık yazılarımızda, hayatımızda öylesine
Hatta bilemedik “Dokunmayarak bin yıl
Yaşattığımız yılanın
Bir sonraki hedefinin biz olacağını”
Biliyor musunuz? Yapmamız gerektiği halde yapmadığımız
Nice şeyler gibi onlar da sadece kal dili olarak kaldı.
Her zaman, her şeyde olduğu gibi
Hal diline geçiremedik bir türlü!
Ah o kal olarak kalan şeyler değil mi?
Bizi bizden alıp da nefsimizin esiri eden…
Ne yardan ne de serden geçiren.
Aslında yok öyle bir dünya
Adam gibi adam olacaksın arkadaş
Ne o öyle eğilip, bükülmeler
Bukalemun gibi renk değiştirmeler
Ya siyah ya beyaz olacaksın,
Grisi yoktur hayatın.
Bak sonra deve gibi itirafta bulunursun
“…Nerem doğru” diye
Zira “Doğru olan dağları aşmış
Doğru olmayan düz yolda şaşmış.”
Buyurun hal diline geçirilemeyen bir söz daha.
Öncelikle yalancı olmayacaksın
Elbette ki yalanla bir yerlere varırsın
Ama bil ki asla geri dönemezsin!
Denir ki; “Kimi insanlar alçak gönüllüdür
Bazıları da alçaklığa gönüllüdür!
İşte sana seçenek! Seç beğen al!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.