Anayasa'nın 41. maddesinin 1 ve 2. fıkrası “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” der.

2828 ve 5395 Sayılı Kanun ise; Madde 1 – Korunmaya, bakıma veya yardıma ihtiyacı olan aile, çocuk, engelli, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri,

6274Sayılı Kanun da Resmî Gazete' de yayımlanmış yasa olmakla beraber, bu kanunun amacı olarak şiddet gören ya da bu yönde bir tehdit altında bulunan kadın, çocuk, aile bireyi ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunması ve bu kişileri hedef alan şiddetin önlenmesi için alınacak önlemleri,

3413 Sayılı Kanun'un amacına baktığımızda; her geçen gün artan sayıları ile dikkat çeken, korunmaya muhtaç çocukları topluma kazandırmak, öğrenimini tamamlamasına yardımcı olurken on sekiz yaşını tamamlayınca yurttan ayrılan gençleri sosyal güvenceye kavuşturma usullerini,

6284 Sayılı Kanun nedir diye merak edenlere ise kısaca, yalnızca Türkiye'ye değil, tüm dünyada kadına karşı şiddet ile mücadele etmenin anlatıldığı bir yasa...

Bunları neden mi kaleme aldım? Hemen arz edeyim bu kadar kanun, yasa ve tedbir kararları varken her gün neden sokaklarda insanlarımız öldürülüyor, tecavüzlerin, cinsel istismarların ardı arkası kesilmiyor? Bu koruyucu ve önleyici hatta cezalandırıcı tedbir kararları; insanlar sokaklarda vahşet içinde can versinler, küçük kız çocuklarımız sapıklar tarafından ruhları, bedenleri çiğnensin, diye mi yazıldı? Neden bu koruyucu ve önleyici tedbir kararları ülkemizde uygulanıp huzur ve refah sağlanmıyor?

Bu kadar çok alınan tedbir kararı varsa neden adam akıllı uygulanmıyor da, daha önce 6 kere suç işlemiş ve içeride hem rehabilite hem tutuklu olması gereken bir suç makinesi dışarıda dolaşıyor ve gencecik bir yavrumuzun canını vahşice alabiliyor? Nasıl, ne hakla, ne cüretle, neye veya kime güvenerek bir şehir eşkıyası tertemiz bir genci 25 bıçak darbesiyle pervasızca öldürebiliyor? Hangi akla hizmet hangi mağdurun ya da ailesinin onayı alındı da milletin onayı alındı da bu eşkıyalar serbest bırakılıyor?

Bu ülkeyi yol geçen hanına geçirme hakkını size kim veriyor? Hangi akla hizmet bu eşkıyalar, bu katiller, insanlıktan çıkana kadar, bu hale gelip, bir hayvanın avına yaptığından bile daha acımasız şekilde insan öldürecek hale gelebiliyor? Bu çocuklar suç makinesine dönene kadar neden tedbirler alınmıyor? Hangi akla hizmet gençlerimizin ruh sağlıklarını bu kadar bozan, yanlışa ve kötüye yönlendiren ve özendiren, izleye izleye alıştırılan; ahlak dışı, şiddet dolu, kan ve intikam dolu, kolay paraya ulaşmanın yolları anlatılan rezilliklerle dolu diziler yayına sokuluyor ve keyifle izletiliyor?

Hangi akla hizmet devletimizin asil ve güçlü emniyet güçleri varken polisçilik oynayan Esra Erol, Müge Anlı ve türevleri olan ucube programları yayınlatmak gibi büyük hatalara giriliyor? Her gün ekranlarda kim kimle ne iğrençlikler yapmış diye izletip, ekran başına geçip bu rezillikleri izlemekten daha faydalı yapacak bir amacı olmayan cahil kesimi iyice yozlaştırıp, duruma alıştırıp, eğitimsiz annelerin yetiştirdiği çocukları suç makinesine çevriliyor?

Devlet adına hükümet aileyi korumakla yükümlü iken; annelerin bu kadar cahil bırakılmasına, bu birbirinden rezil dizilerin ülkemize, aile ve toplum yapımıza verdiği derin yarayı ülkeyi yönetenler görmüyor mu? Hükümet bu yanlışları görmekten aciz bir düşünceye yapısına mı sahiptir yoksa ülkenin gidişatından memnun olunan bir durum mu söz konusudur?

Artık TV dizilerine tepki gösteren ve izlemeyen, kendi kalitesine uygun kişisel gelişimlerine katkı sağlamaya başlayan, kurslarla ,eğitimlerle önce kendilerine sonra ailesine ve topluma katkı sağlayan bireyler olmamız temennisiyle hoşça kalın…