Bakıyorum şöyle geniş bir pencereden çevreme, çeşit çeşit başarı ve başarısızlık hikayeleri ile dolu.

Başarılı olanların, başarısız olanlardan da çok bir farkı yok aslında. Ne daha çok finansal güç, ne fiziksel bir fark, ne daha genç ne de daha güzel olmaları gibi bir artıları görünmüyor. Bilakis, büyük sıkıntılar çekmiş insanların, hayatta kalma mücadelesi ile , başarma hırsı ile tabir caizse tırnaklarıyla verdiği büyük çabayı görüyorum. Başarıya ulaşmak için çok şey söylenebilir aslında.

Kanımca; biz zeki insanların en büyük hatası, hiç kaybetmeyecekleri inancına kapılıp çalışmayı bırakmalarıdır.

Kendince çalışmamak için iyi mazeretler üretenler, mazeret üretmeden çalışanların başarılarını seyretmekle yetinirler.

Zayıf yönlerimiz üzerine gereksiz eğilmek zaman kaybıdır diye düşünüyorum, güçlü ve sevdiğimiz güzel yönlerimizi geliştirmek daha zekice olur.

İşlerinde fark yaratanların en önemli farkı, ellerindekini ve yeteneklerini nasıl kullanması gerektiğini fark edenlerdir.

Zeki olanlar değil, inanarak ve hiç bıkmadan çalışanlar başarıya imza atarlar.

En büyük hatalardan biri; hata yapmak değil, hata yapmaktan korkmak ve tekrar deneme cesaretini gösterememektir.

Ruhunuzu katarak yapmadığınız hiçbir şey, başarı ve mutluluk getirmez.

Kazançların en güzeli ve keyiflisi, sevdiğiniz işi yapmak ya da yaptığınız işi sevmektir.

Başarma hırsınız, başarısızlık korkusundan daha fazla değilse yarı yolda kaldınız demektir.

Başarısız olanlar, kazanacaklarına ne kadar kaldığını görecek kadar sabırlı olamayanlardan oluşur.

İnandığınız bir yolda yürümek yolculukların en güzelidir.

Eğer başarı merdivenlerini tırmanmak istiyorsan hemen şimdi ellerini cebinden çıkarıp, ilk adımını atmalısın.

En büyük başarısızlık; hiçbir çaba sarf etmeden bir şey umut etmektir.

Pişmanlıklarımın en büyüğü yaptıklarım değil, yapmadıklarımdan oluşmuştur. Yaptığın hatalarını düzeltme şansın vardır ama yapmadıkların için zamanı geriye çeviremezsin.

Bugünüm dünden daha verimli değil ise, bana bir şeylerin ters gittiğini hissettirir.

Bir işin en zor yanı hep başlamaktır. Başladıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi daha kolay gelir.

Her şey tesadüf olabilir ama asla başarı tesadüf değildir. Emek, inanç ve kararlılık ister.

En az kurtuluş savaşı dönemindeki kadar kurtuluşa, çalışmaya, başarıya, birlik olmaya ve pes etmeden el ele yürümeye ihtiyacımız olan şu günlerde deneyimlerimi göz ardı etmemenizi tavsiye ederim.. Bu bağlamda başarıma ulaşmamda ve başarılı olanları gözlemlediğimde edindiğim teşhislerimi kaleme aldıktan sonra, rehberim Mustafa Kemal Atatürk’ ün anlamlı sözleriyle bitireyim.

Zafer, zafer benimdir diyebilenlerindir. Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonda başardım diyenlerindir.

ZAFERLERE İMZA TIĞINIZ BİR ÖMÜR DİLEĞİYLE …