Her şey ezelde takdir edilmiştir
Hâtim-i Esam Hazretleri, hocası Şakîk-i Belhî hazretlerine, öğrendiklerini arz ederken şöyle buyuruyor, “Herkesi dünyada bir sıkıntıya girmiş, dünyalık toplamaya uğraşıyorlar, gördüm, sonra bir Ayet-i Kerimenin şu mealini düşündüm: (Dünya malından, sarıldığınız, sakladığınız her şey, yanınızda kalmayacak, sizden ayrılacaktır! Ancak Allah rızası için yaptığınız iyilikler ve ibadetler sizinle beraber kalacaktır!) Dünya için topladıklarımı, Allah yolunda harcadım, fakirlere dağıttım! Baki kalmaları için, Allahü teâlâya ödünç verdim!
Yine insanlara baktım, herkesin başkalarını beğenmediğini gördüm. Buna sebep, birbirlerine haset etmeleri olduğunu, birbirlerinin mevkilerine, mallarına göz dikmeleri olduğunu anladım ve bir Ayet-i Kerimenin şu mealine dikkat ettim: (Dünyadaki maddi, manevi bütün rızıklarını aralarında taksim ettik.) Herkesin ilim, mal, rütbe, evlat gibi rızıklarının dünya yaratılmadan evvel, ezelde taksim edildiğini, kimsenin elinde bir şey olmadığını ve çalışmayı, sebeplere yapışmayı emrettiğinden, çalışmak lazım geldiğini ve haset etmenin büyük zararlarından başka, lüzumsuz olduğunu anladım ve Allahü teâlânın ezelde yaptığı taksime ve çalışınca Rabbimin gönderdiğine razı oldum, herkesi sevdim ve sevildim.
Yine insanlara baktım, birçoklarının insanlık şerefini, kıymetini, amir, müdür olmakta, insanların kendilerine muhtaç olduklarını ve karşılarında eğildiklerini görmekte zannettiklerini ve bununla öğündüklerini gördüm. Bazıları da, kıymet ve şeref, çok mal ve evlat ile olur sanarak, bunlarla övünüyorlar. Bir kısmı da, insanlık şerefi, malı, parayı insanların hoşuna gidecek yerlere sarf etmektir, sanarak, Allahü teâlânın emrettiği yerlere ve emrettiği şekilde harcedemiyorlar ve bununla öğünüyorlar gördüm ve bir Ayet-i Kerimenin şu mealini düşündüm: (En şerefliniz ve en kıymetliniz, Allahü teâlâdan çok korkanınızdır.) İnsanların yanıldıklarını, aldandıklarını anladım ve takvaya sarıldım. Rabbimin affına ve ihsanlarına kavuşmak için, Ondan korkarak İslâmiyet’in dışına çıkmadım, haramlardan kaçtım.”
Bunları dinleyen Şakîk-i Belhî hazretleri; “Ne güzel yapmışsın” buyurur.