İmam-ı Azam Hazretlerinden hikmetler
Sevgili Anadolu Gazetesi okurları bugün sizin için İmam-ı Azam Hazretlerinin hikmetlerden birkaçını sizinle paylaşmak istiyorum.
Vaktinden evvel başa geçmek isteyen zelil olur.
Her kimi, ilmi ve marifeti haram işlemekten alıkoymazsa dünya ve ahirette hüsran (ziyan)da kalır.
Din ilmini dünyayı elde etmek maksadıyla tahsil eden (öğrenen) bereketinden mahrum olur ve ilmi kuvvetli olmayacağından insanlar onun ilminden çok istifade edemezler.
İslam dinini muhafaza niyetiyle ilim tahsil edenlerde bereket ve kuvvet hâsıl olur. Onların ilminden istifade eden çok olur.
Kendi kadrini bilip itibarını gözeten kimse nazarında dünya değersizdir ve mihneti (sıkıntıları) ehemmiyetsizdir.
Sözünü kesene tekrar söz söyleme. Onda ilim ve edep öğrenmek arzusu ve muhabbeti olmadığını anla.
Mühim bir işi tetkik etmek istediğin zaman çok yemek yeme ki aklın zayıflamasın.
Halkta ayıplamaya lâyık şeyler görüyorum. Fakat nefse güvenilmez. Belki kendim de müptela olurum (o hatayı işlerim) diye kimsenin ayıbını söylemeye cesaret edemiyorum.
İmam-ı Azam (rah.), bir sabah namazından sonra birçok dini meseleye cevap vermekle meşgul oldular.
“Bu vakit Cenab-ı Hakk'ı zikir ve hayırlı söz ile meşgul olma vakti değil midir?” denilince:
“Bu helâldir ve şu haramdır, diye dinin hükümlerini beyan etmekten daha hayırlı söz var mıdır? İnsanlara (Ehl-i Sünnet) itikadını öğretiyor, günah ve haramlardan uzak durmalarını söylüyoruz. Bu da Allâhü Teâlâ'yı zikir değil midir? Azığı kalmayan yolcu yaşayamadığı gibi ilimsiz ibadet edenler de ibadetlerinin meyvesini, faydasını göremezler.”
İmam-ı Azam (rah.) bir gün bilmeden bir çocuğun ayağına bastı. Çocuk:
“Yâ İmam, hakların alınacağı kıyamet gününden korkmaz mısın?” deyince İmam-ı Azam (rah.) hemen bayılıp düştü. Ayılınca: “Bir çocuğun sözü kalbinize niçin bu kadar tesir etti?” diye soruldu:
“Bu çocuğa bu söz Allah tarafından telkin edildiğinden korktum.” buyurdu. (Mevahibür-Rahman)