İnsan özünden uzaklaşıyor
İnsanoğlu cahilce Allah yaratıklarına müdahale ediyor. Sanayileşme ve makineleşme uğruna yaşadığımız dünya her gün kirleniyor. Deneyler uğruna her çeşit canlıların fıtratıyla oynanıyor.
Fıtratının gereği et yiyen hayvanlar ot, ot yiyen hayvanlar et yediriliyor. Deneyler altında binlerce hayvanın genetiği değiştiriliyor. Fıtratıyla oynan canlılar saldırgan ve acımasız oluyor. Bunun örneklerini görmekteyiz.
Süper sömürü devletleri çıkarları uğruna yaşamakta olduğumuz dünyayı her geçen gün yaşanmaz kılıyorlar. Dünyayı en çok kirleten ve bozanların ilk sırasında sömürü devletleri geliyor.
Küresel ısınma altında her gün mevsimsiz doğal afetlerle karşılaşıyoruz. Dünya her gün beşik gibi sallanıyor her an depren olacak diye bekleniyor. Yağmurla birlikte dereler taşıyor, toprak kaymaları yaşanıyor. Bunların sebebi insanoğlunun yaratılmışa müdahalesi deniyor.
İnsanoğlu bunla da kalmıyor, kendi fıtratıyla da oynuyor.
Fıtrat… Allah’ın yaratılış kanunu… Varlığın, yaratılmışın doğası… “Her insan İslam fıtratı üzere doğar… Sonra, annesi babası onu farklı yönlendirir”…
İnsanın bir yaratılış kanununa bağlı olduğunu, bir hikmetli sistemle donatıldığını ifade eder. Söz gelimi iki göz, iki kulak, iki el, iki ayak, bir kalp, bir beyin, bir baş, saç, burun sahibi olmak fıtrattandır.
Bunun gibi, insan bedenindeki her organa verilen ve gördürülen fıtri bir fonksiyon vardır; göz görecek, kulak işitecek, ayak yürüyecek, el tutacaktır. Bunlar yaratılışta var olan organlarımız.
Bugün insanın fıtratına, doğasına yönelik müthiş bir yozlaşma sergilenmekte. Erkek kendi fıtratına göre yetişirken. Kanında kendi fıtratına göre yetişmeli.
Erkeğin görevini kadına, kadının görevini erkeğe yükleyemezsiniz. Bugün öyle bir dünya inşa ediliyor ki. Erkeğin görevi kadına, kandın görevi erkeğe veriliyor. Ağır iş şartları altın da bir bayanın çalışması onun fıtratına ters değil mi? Bugün o kadar ağır koşuşlarda bayan işçi çalıştırılmakta.
Allah Telâ insanı yaratırken; iyiye, doğruya ve hakka meyilli olarak yaratmakta, ancak dünyaya geldikten sonra ailesi tarafından, kendi inanç ve âdetlerine göre yetiştirilmekte, dolayısı ile bu fıtrata ters hareket edilebilmektedir.
İnsan, yaratılıştan kendisine verilen fıtrata uygun hareket ettiği zaman; iyiye, doğruya, güzele ve faydalıya ulaşacaktır. Şayet bu fıtrata ters hareket ederse; yanlışa, kötüye, çirkine ve zararlıya ulaşacaktır.
Buradan hareket edecek olursak; fıtratı ile barışık insanlardan sevgi, muhabbet ve tevazu meydana geldiği gibi; fıtratı ile kavgalı insanlardan da gurur, kibir meydana geldiğini söylememiz mümkün olacaktır.
Her şeyin kendi mecrasında akıp gitmesini sağlayan bu fıtrat kanununa, yeryüzünde tek bir canlı müdahale edebilmektedir. İnsan, eğer yoldan çıkmışsa; hem kendi fıtratını hem de kendisi dışındaki varlıkların fıtratını tahrip edebilecek kabiliyet ve kudrete sahip bir varlıktır.
Bu çağ; fitnenin, fesadın, ekinin ve neslin bozulduğu bir çağa doğru gidiyor. İnsan hızlı bir şekilde kendi sonunu kendi cahiliyle ilmiyle bilgisiyle hazırlıyor. …