Zafer Çam

Zafer Çam

Yıllar geçse de unutulmuyor

Yıllar geçse de unutulmuyor

Ülke genelinde yıllardır işlenen faili meçhul cinayetlerin hangisi aydınlandı dersiniz?

Hala gizliğini koruyor.

Derin güçlerin, derin planlarının faaliyetleri devam ediyor.

Faili meçhul cinayetlerin de eylemlerin de sonu gelmiyor.

1993 yılında zirve yapıyor.

5 Ocak: Maliye Bakanı Adnan Kahveci, Ankara yakınlarında “yanlış yola girdiği” trafik kazası sonucu öldü; kaza süsü verildi denmekte.

Arkasında 24 Ocak: Gazeteci Uğur Mumcu, Ankara’daki evinin önünde bir bombayla öldürüldü.

Cinayeti hem İBDA-C hem (İran yanlısı) Hizbullah üstlendiği bilgisi aktarıldı.

Devamında 17 Şubat: Jandarma Komutanı Eşref Bitlis’i Kürt liderlerle görüşmek üzere Irak’a geçmek için Diyarbakır’a taşıyacak uçak, Ankara’dan kalkışından hemen sonra düştü, Bitlis ve yanındakiler öldü.

Aradan otuz bir yıl geçti, katiller hala bulunamadı.

Aynı yılın içerisinde aydınlanmayan derin yara Sivas ve Başbağlar olayları.

1993 yılının 2 Temmuz günü, Türkiye tarihine kara bir leke olarak kazınan ve toplumun hafızasında derin yaralar bırakan Madımak Katliamı yaşandı. Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında, büyük bir felaketin fitili ateşlendi.

Pir Sultan Abdal Şenlikleri, her yıl Alevi kültürünü ve değerlerini kutlamak amacıyla düzenleniyordu.

1993 yılında bu etkinlikler için birçok sanatçı, yazar ve akademisyen Sivas'a davet edilmişti.

Etkinliklerin ikinci günü olan 2 Temmuz’da, Madımak Oteli'nde kalan konuklara yönelik bir saldırı başlatılıyor.

Şenliklerin onur konuğu olan Aziz Nesin’in, İslam dünyasında büyük tepki çeken açıklamaları, olayların fitilini ateşliyor.

Aziz Nesin, Salman Rüştü kâfirinin Hz. Muhammet’le ilgili ağza alınmayacak, sapıkça iftiralarıyla doldurmuş kitabından alıntılar yaparak olayların ateşini yakmıştı.

Aslında taşlar yerine konuyordu.

Bunun için de yer seçilmiş, zaman belilermiş, aktörle meydana inmişti.

Sivas halkıyla yıllardır iç içe yaşayan insanlar o gün birbirlerine düşman olmuştu.

Oyun kurucular görev başındaydı.

Derin güçlerin görev yeri Sivas, hedef yeri Madımak Oteli'ydi.

Halkın tepkisi Aziz Nesin’in kaleme aldığı yazı.

Kalabalıklar çoğalmada olaylar dağılabilecekken kalabalıkların artması sağlanıyor sanki.

Olaylar başlamadan söndürülmüyor.

Görünmez güçler insanların arasında halkı kışkırtıyor ve olayların büyümesini sağlıyor.

Cuma namazı sonrası, büyük bir kalabalık toplanarak protesto gösterilerine başlıyor.

Saatler sonrası Madımak Oteli’nin önünde gelen Kalabalık kısa sürede kontrolden çıkarak otomobili yakıyor oteli taşlamaya ve yakmaya başlıyor.

Güvenlik güçlerinin yetersiz müdahalesi, olayların daha da büyümesine neden oluyor.

Saatler ilerledikçe, otel içinde mahsur kalanların kurtarılma çabaları sonuçsuz kalıyor ve otel ateşe veriliyor.

Öncede dağıtılmayan kalabalık artık kontrolde çıkıyor.

Otuz üç misafir, iki otel personeli, ikide kalabalıkta toplamda otuz yedi kişi ateşin dumanından zehirleniyor hayatlarını kaybediyor.

Diri diri yanıyorlar.

Suçları sadece etkinliğe katılıp Aziz Nesin’le Madımak Oteli'nde bir arada olmalarıydı.

Sivas’ın acısı dinmeden, ateşi sönmeden yeni bir katliam haberi bu sefer Erzincan’da geliyor.

5 Temmuz Başbağlar’da PKK terör örgütü tarafından devletin gözünden ırak (!) bir kırsalda kendi halinde yaşam mücadelesi veren, camide ibadetinde olan, evinde çocuklarına yemek hazırlayan, mazlum kadın, çocuk 33 köylünün kurşunlanarak ve yakılarak hunharca katledişi ülkeyi yasa boğuyor.

Güya Sivas olaylarının öcü alınıyor.

Yıllar geçse de iki olayın acıları hâlâ taze duruyor.

Derin güç Alevi-Sünni çatışmasını istiyordu, başaramadı.

İki gün önce Sivas’ta olayları başlatıyor, Başbağlar'da noktalıyor.

Ne hikmetse otuz bir yıldır bir türlü cinayetin aktörleri bulanmıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zafer Çam Arşivi