Peygamber ( sa.) Efendimiz buyuruyorlar : “Zenginlik mal çokluğuyla değildir. Lâkin zenginlik gönül tokluğuyladır.  ( Buhârî, Rikak)

Rasûlullah ( sa.) gerçek zenginliğin kalp zenginliği olduğunu bildiriyor. Zengin ihtiyaçsız kimse demektir. İhtiyacı olmama duygusunu insana sağlayan ise kalp zenginliğidir.

Mal çokluğuyla zengin olan kimse, Allah tarafından kendisine verilene kanaat etmez, daha fazlasını arzu eder. Açgözlüdür, hırslıdır, doyum bilmez. Doyum bilmeyen bu kimselerin gayesi sadece mal elde etmek olduğundan, kazandıklarının helâlden mi, haramdan mı geldiğine aldırmazlar.

Böyleler için Rasûlullah ( sa.) : “İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi dolusu daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz buyurmuştur. (Buhârî, Rikak) Bunlar bir türlü huzuru yakalayamazlar. Çok mala sahip oldukları halde kendilerinde kanaat bulunmadığı için sıkıntı ve huzursuzlukları hiç eksik olmaz. Kanaat sahibi olmayan hırslıdır; bütün imkanlarını mal kazanmak için sarf eder. Kendi elindekilerle yetinmez, başkalarının kazançlarına göz diker. Hırsın beraberinde cimrilik de vardır. Cimrilik ise kişiyi küçük düşürür, itibarını yok eder.

Kanaat sahibinin gözü toktur, kalp zenginliğine sahiptir. Kendisine verilene rıza gösterir, kanaat eder, şükür eder. Çalışıp kazanmayı ibadet anlayışıyla sürdürür. Kazandığıyla yetinir, hırslanarak haram yollara tevessül etmez. Mü’mine yakışan gözü tok, gönlü zengin olmaktır.

“Kanaat bitmez tükenmez bir hazinedir”

Kanaatkâr kalp huzur içindedir, mutludur, geçimlidir. Çünkü onlar: “ Yeryüzünde her canlının rızkının yalnızca ALLAH’ın üzerinde “ 

(Hûd, 6) olduğuna inanırlar. Rızık Allah’a aittir.  Kula çalışmak düşer. Kul bütün sebeplere yapıştıktan sonra gerisini Allah’a bırakır; Tevekkül eder...