Kazakistan Devlet Uygur Tiyatrosu’nun Türkiye turnesi
Yıl 1967… Devlet Musikili Komedi Tiyatrosunda aktör olarak çalışıyor, çeşitli roller oynuyordum. Bütün gazetelere de aralıksız makaleler yazıyordum. Tiyatronun Genel Müzik direktörü, tanınmış besteci, rahmetlik Süleyman Aleskerov bir gün beni makamına davet etti. “Eflatun, dedi, bu kardeşimiz ile tanış ol. Kazakistan Devlet Uygur Tiyatrosu’nun şefidir, tiyatromuzda şef-stajyer olarak çalışacaktır. Onu basında tanıtmanı rica ediyorum” dedi. “Seve-seve yapacağım”, dedim.
İLK UYGUR KARDEŞİMLE TANIŞLIK
Uygurların kadim Türk halkı olduğunu okumuştum kitaplardan, ama ilk defa Süleymanoğlu Masumov adında Uygur ile tanışmış oldum ve onun sanat hayatı hakkında “Bakü” gazetesine makale yazdım, Sonra onunla dost oldum. Çok sakin, samimi, az konuşan, güler yüzlü kardeşimle Hazarın sahilini dolaşıyor, milli sürfemizin güzel yemekleriyle onu ikram ediyordum. Utanıyordu ve bana, “Eflatun Bey, siz beni utandırıyorsunuz, devamlı ikram ediyorsunuz”. Ben de kendisine,”Hadi ben Almatı’ya gelmiş olsam, siz aynısını yapmazdınız mı?”. “Elbette yapacaktım,” samimi gülüşleriyle cevap veriyordu… Ben o yıllarda Almatı’ya gitmedim, daha sonra Saint-Petersburg’a eğitime gittim, konkuru kazandım ve Moskova Bolşoy Operasında çalıştım. Bolşoy operasından uzun müddete Yemen’e gönderildim, şimdi de Türkiye’de görevdeyim… Masimov’u az kala unutmuştum, diye bilirim… Ama yok!
Aziz dostum, Türk Kültür ve sanatını olağanüstü etkinlikleriyle dünyada tanıtan, TÜRKSOY Genel Sekreteri, Düsen Bey aradı ve beni Keçiören’deki etkinliğe davet etti. Rahatsızdım, buna rağmen beni evden alıp götürdü bu etkinliğe. Çok da iyi yaptı…
“Almatı Uygur Devlet Tiyatrosu tüm ekibiyle Türkiye’de turnededir. Senin de onların oyunlarını izlemeni istedim”, dedi. Hayal beni bin dokuz yüz altmış sekiz yıllarına götürdü… Tam elli yıl öncesine döndüm. Masimov’un o samimi yüz ifadesini hatırladım. Düsen Bey’e olanları anlattım ve teşekkür ettim bu davetine. Belimdeki fıtık ağrılarını bile unuttum o anda...
Neşat Ertaş Kültür Merkezine vardık. Kapıda aziz dostumuz Mustafa Araç kardeşim bizi sıcak karşıladı. İçeri girdik. Belediye Başkanı, fevkalade önemli etkinliklere ev sahipliği yapan değerli kardeşim Mustafa Ak, bizleri sıcak karşıladı ve salona geldik, bize ayrılan koltuklarda oturduk ve etkinlik hemen başladı. Dünya Türklerinin kadim halk müziği aletleri eşliğinde makamsal ezgiler, milli danslar yıldırım hızıyla değişik hareketlerle hız almış yürüyordu. Elimdeki programa göz attım. Kuddus Kuzhamyarov, Kazakistan’da geniş tanınan bir isim. Doğumunun 100. Yılında onun adını taşıyan Uygur Devlet Tiyatrosunun Türkiye turnesi gerçekleşiyor.
KUDDUS KUZHAMYAROV KİMDİR?
“-Uzun yıllar çeşitli Tiyatrolarda, Kültür Bakanlığında yönetici görevlerinde bulunmuş devlet memuru, harika insan, sevimli dost ve uygar bir sanat adamıydı, - Düsen Bey ekliyor: - Mezarı Cennet olsun. Amin! -Biz onunla yakın dost ve meslektaştık, samimiydik ve birlikte epey resmi devlet görevlerinde bulunduk, iç-içe çalıştık. Tiyatro yöneticisi, Bakanlıkta Devlet memuru, Konservatuar müdürlüğü yapmıştır. Hakiki insan, vatanperver ve sadakatli vatandaştı. Ruhu şad olsun”, diyor Düsen Bey. - Üstün hizmetlerinden dolayı Devlet Sanatçısı unvanını, Devlet Ödülleri almıştır. Uygur Tiyatrosu onun ismini taşıyor. Yani, Kuddus Kuzhamyarov adına Devlet Akademik Uygur Müzik ve Tiyatro Topluluğu. Şunu da not edelim ki, Uygur Devlet Tiyatrosu dünyada yegâne tiyatrodur. “Kazakistan Cumhurbaşkanı, Sayın, Nursultan Nazarbayev, Uyguır Tiyatronun tüm ihtiyaçlarını ve sanatçıların durumunu göz bebeği gibi koruyordur, Düsen Bey özellikle vurgulamış oldu: “Örneğin, Tiyatro Topluluğu binasının yeniden onarılması emrini vermiştir. İki yıl sonra Uygur sanatçıları yeni, modern binalarına kavuşacakları günlerini hasretle bekliyor. Türkiye turnesi de Sayın, Nazarbayev’in himayelerinde gerçekleşiyor. Biz, TÜRKSOY olarak sadece ev sahipliği yapıyoruz. Hocam, özellikle şunu vurgulamam isterim, Keçiören Belediyesi TÜRKSOY’un ve Türk Dünyasının tüm kültür etkinliklerine olağanüstü desteğini aralıksız vermektedir. Başkan, kardeşimiz, sevgili Mustafa Ak’a sonsuz minnettarlığımı ifade ediyorum. İster kitap basımı, ister konserler, festivaller, turnelerde ben şahsen onun desteğine çok ihtiyacım vardır ve bunları aralıksız, seve-seve yapmaya devam ediyor”.
OLAĞANÜSTÜ DENEYİMLİ BELEDİYE BAŞKANLARI
Evet, sevgili dostum Düsen Bey’e katılmamak mümkün değil. Sayın Mustafa Ak kardeşime ben de kendi adıma teşekkür ediyorum. Unutamam, romanımı, makaleler kitabımı ve yeni basılacak kitaplarımı da Keçiören Belediyesi ve Etimesgut Belediyesi yapmaktalar. Bu iki kardeş Belediye Başkanları Türk Dünyası sevdalıları, kahramanlarılar, demiş olsan yanılmam. Bu bir gerçektir. Başka Belediyeler hem-hum ediyorlar, ama bu iki Belediye Başkanları – Enver Demirel ve Mustafa Ak kardeşlerimiz Türk Dünyasının medarı iftiharı sayılıyorlar. Türk Devlet ve Toplulukları vatandaşlarına doğma kardeş sevgisini içtenlikle besliyorlar. Fakat aynı duyguları Çankaya Belediye Başkanından göremezsiniz. Tanıdık arkadaşlarım ondan hiç de memnun kalmadılar, destek ve yardım etmemiştir onlara. Biz “aynı Miller, iki devletiz” (Haydar Aliyev); örf adetlerimiz, geleneklerimiz, kahramanlarımız da aynıdır. Tek millet felsefesini bir birimize neden aşılamıyoruz? Buna göre Keçiören ve Etimesgut belediye Başkanları – Sayın, Enver Demirel ve Sayın, Mustafa Ak kardeşlerim tüm Türkiye Belediyeleri Başkanlarına örnek olmalılar, bu iki kardeşimizden öğrenmesi gereken çok şeyler vardır. Türkiye genelinde elbette ki Türk sevdalıları Belediyeler mevcuttur. Ben sadece Ankara bazında düşünüyorum. Milli geleneklerimize sahip olmak, örf adetlerimizi korumak, tebliğ etmek, Türk insanına saygıyı, sevgiyi, hoşgörüyü aşılamak, daima yüce tutmak felsefesi her iki Başkanın temel kuralı, yaşam felsefesi sayılır. Eh, bu hiç de az değil. Türk insanına saygı, sevgi ve hoşgörü ruhu - Büyük dedemiz Oğuz Hakanın Türk insanına tavsiyesi ve duasıdır. Bunu unutmamalıyız. Onlara hayran kalmamak mümkün değildir. Tanrı bu iki kardeşimizi ve bu yüce ruhu taşıyan bütün Belediye Başkanlarını korusun, diyorum. Ve Uygur Tiyatrosuna dönüyorum.
MURAT AKHMADİYEV – TİYATRO MÜDÜRÜ
Tiyatronun Müdürü, Murat Akhmadiyev ile tanıştık. Topluluk hakkında ağız dolusu konuştu. “Türkiye turnemiz, Cumhurbaşkanımız, Sayın Nursultan Nazarbayev’in himayelerinde ve yüce destekleri sayesinde gerçekleşiyor. Adana’da oyun sergiledik ve ayakta alkışladılar. Ekibimizi sevdiler, diye bilirim. Ben iki dönem Milletvekili oldum ve yeniden tiyatroya döndüm. Uygur Tiyatrosu çok çalışkandır, sanatını sevendir, sahneden harikalar yaratmaya özen gösteriyorlar. Genelde “Makam” oyunlarında dans ve şarkı söylemek ananemiz sayılıyor. Bütün sanatçılar şarkı söylüyor ve güzel de dans ediyor. İzlediğiniz oyunun rejisörü Mukhit Izımov, koreografi Elmira Saidullayeva, Müzik direktörü Niyazdzhan Tursunov, müzik tasarımı ise Karim Gazıyev’e aittir. Topluluğun gösterisi çok değişiktir. Makamları her sanatçı koro olarak söylüyor ve bale sanatçıları da onlara eşlik ediyor. Bir bütünler ve hedefe doğru hamle atıyorlar.”
Temsilin mazmununu programdan okumamız gerekiyordu, fakat programı dağıtmayı nedense unutmuşlar. Adana’dan alil-acele geldiklerinden dolayı yetkili şahıs hastalanmış ve programı dağıtmayı unutmuşlar. Genelde kotsumlar milli zeminde renkli ve güzel hazırlanmıştır. Aktörler rollerini uyum içinde ifa ediyorlar. Danslar çok güzeldir. Özellikle hayalen havuz içinde yükselen “altın balık” dansı çok etkileyicidir. Vücut diliyle düşünceyi ifade etmek, beden plastiğini ustaca kullanması hayran bıraktı seyircileri. Zarif hareketler, vücudun esnek ve hafif davranışı, inişi ve yükselişi ustalıkla ifa ediyordu. Ve bu hareketler hızlı tempoyla yükseliyordu ve bale sanatçısı ayrıca şarkılara da eşlik ediyordu. Bu usta bir bale sanatçısıydı, amacını da yüksek tempoyla ifa ediyordu. Sadece bravo diyorum ve böyle bir sanatçıyla çalışmaktan zevk alacağımı bildirmek isterim. Hala giymiş olduğu altın renkli elbise içinde harika vücut dilini kullanması adamı hayran bırakıyor bir kere… Uygur Tiyatrosu sanatçıları gerçekten yetenekliler, başarılılar, sahnede rahat ve devamlı hareket halindeler. Ankara seyircileri sanatçıları, yöneticileri ayakta alkışladılar; onları sevdiler ve coşkuyla karşıladılar. “Ben kendim ve sanatçılarım adından TÜRKSOY’a, özellikle aziz dostumuz ve kardeşimiz sevgili Düsen Kaseinov’a sonsuz teşekkürlerimi, minnettarlığımı iletiyorum,-Murat Akhmadiyev ekledi, - Ayrıca TÜRKSOY görevlileri, Temsilcileri, tüm elemanlarına da teşekkür ediyorum, bizleri bir an yalnız bırakmadılar, sevgi ve hoşgörü gösterdiler. Düsen Bey olağanüstü organizasyon yaptı ve Uygur Türklerine olan hadsiz sevgisini bir daha sergilemiş oldu. Yarın bizler İstanbul’a yola düşüyoruz ve orada da oyun sergileyeceğiz. Zan ediyorum İstanbulluları da memnun edeceğiz ve kalplerini afsunlayacağız…
Kuddus Kuzhamyarov adına Kazakistan Devlet Uygur Tiyatrosu’nun Türkiye turnesi büyük coşkuyla ve tezahüratla karşılanmıştır; oyunlarındaki şarkılarıyla, danslarıyla Türk seyircilerin kalplerini ısıttılar, sevindirdiler. Sanatçıların içtenlikle ifaları uzun zaman seyircilerin kalplerini ısıtacak ve unutulmayacaklar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.