Eskiden çok eskiden
Dün gece yine o mahalledeydim. O mahalle, rüyalarımda bana gülümser ve bir güneş gibi parlardı. Bu bana iyi gelirdi. Her şey yolunda gibi davranmak. Kendimden bile nefret etiğim, nemrut günlerimde bana masalsı bir rüya gibi gelirdi. O köpekli bahçedeki güller mis gibi kokardı. Bütün gün sokakta oynardım. Annem bizim kız yine düşmesin diye balkondan bakardı. Sonbahar yapraklarını komşu teyzeler kalplerimizden süpürürdü. Boyu, benim o küçük dünyamı aşan betondan çöpler vardı. Bize bir gemi gibi gelirdi. Hırçın dalgaları aşarak, korsanlarla savaşırdık. Bizim için çok büyük bir maceraydı ne mutlu günlerdi. Adını şu an hatırlamasam da bir sürü arkadaştık. Zengin değildik ama fakirde değildik. Birimizde bir oyuncak varsa beraber oynardık. Annelerimizde; zengin-fakir, ırk, mezhep, din ayırt etmezdi. İnsan ayrımı yaparak büyümedik. Velhasıl kelam hepimiz temizdik. Küçük mahallenin, küçük insanlarıydık. Küçük mahallenin küçük insanları gitti. Yerine büyük sitelerin daha büyük insanları geldi.
Ben küçükken abimin bir atarisi vardı. Arkadaşları ile beraber oynardı. Hiç kimse olmazsa bir arkadaşı olurdu. Atariyi tek başına oynamayı düşünmezdi ama beni de istemezdi. O meraklı küçük kardeşi oyununu alt üst ederdi. Buna rağmen bana ağzını bile açmazdı. Tam son bölüme gelmişken oyunundan çıkardım. İlk bölüme getirirdim. Sesini bile yükseltmezdi. Arkadaşlarınız yardımı ile geri eski bölümüne gelirdi. Şimdi ne değişti, çocuklar daha bir mutsuz oldu. Bize Barbie bir hayalken şimdi sıradan oldu. Daha iyisi daha güzelleri çıktı. L.o. L Bebekler, havalı uçak ve arabalar gibi. Bu oyuncaklar mutlu etti mi? Arkadaşında daha iyisi oldu her zaman, daha iyi telefon, tablet, bilgisayar gibi. Bu durumda çocukları daha mutsuz ve öfkeli hale getirdi. Dünya küçüldükçe insanlar kendilerini bir ceviz kabuğuna hapsetti. İnsanlar kendi cezasını kendi kesti. Ömür boyu mutsuz olmak ve her şeye sahipken hiçbir şeye sahip olamama… Artık bu cezayı çocuklar kendilerine kesiyor. Ne kadar acı bir durum.
Eskiye özlem her zaman devam edecek. Nostalji olarak gördüğünüz karakterler hayatınızdan zamanla çıkınca, eskinin ne kadar güzel olduğunu ve unutulmayacağını anlayacağız. Ben rüyalarımda gördüğüm o mahalleyi hiçbir zaman unutmayacağım. O mahalle de tozun toprağın içinde oynadığımız oyunlar artık bir masal gibi geliyor. Şimdi ki çocukların hayal edemeyeceği bir durum. Yaşadığımız her an bizim için değerlidir. Özellikle hayatımızda derin iz bırakan anlar. Bizim hayat çerçevemizin içinde olan insanlar. Geriye dönüp bakınca ne kadar çok yorulmuşum yerine cezamıza inat yorulduğumuzu kabul etmemek önemlidir. Hafif bir rüzgâr esiyor. İnceden inceye kalplerimize doğru… O rüzgâr beni alıp eski masal diyarıma götürüyor. Hep orada kalmak istesem de vakit tamamlandı. Artık geriye kimse dönemez. O eski masal diyarında geriye tek bir cümle kaldı. Nerede o eski günler…