Kurumsal vatandaş olma becerisi, markaların yeni çekirdek yeteneği midir?
Kurumsal sosyal sorumluluk, işletmelerin amaçlarının sadece kâr elde etmekle sınırlı kalmayıp, sosyal, çevresel ve ekonomik sorumluluklarını yerine getirme taahhüdü diğer bir deyişle topluma, çevreye ve tüm paydaşlarına karşı sorumlu davranmaları olarak ifade edilmektedir. Sosyal sorumluluk kavramı M.Ö. 18. yüzyılda Hammurabi Kanunları’nda geçen iş hayatına ilişkin düzenlemelere dayanmaktadır.
1950’lerde işletmelerde kurumsallaşmanın önem kazanmasıyla birlikte kavram “kurumsal” tamlayanı alarak “kurumsal sosyal sorumluluk” olarak anılmaya başlamıştır. Kurumsal sosyal sorumluluk bileşenleri; ekonomik, yasal, etik ve hayırseverlik olmak üzere dört temel sorumluluk alanından oluşmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk, kurumların mevcut itibarlarını sürdürmeleri, geliştirmeleri ve rakiplerinden farklı olduklarını paydaşlarına hissettirmeleri için gerekli ve önemlidir. Paydaşlarına karşı duyarlı “kurumsal bir vatandaş” oldukları algısını oluşturmak, geliştirmek ve yönetmek bir markanın ya da işletmenin en zaruri ihtiyacıdır günümüzde. Şirketlerin sadece yasal düzenlemelere uyması değil, aynı zamanda toplumsal beklentileri de karşılaması giderek zaruri hale gelmektedir. Buradaki krtik nokta, işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğa ilişkin davranışlarının paydaşlarının gözündeki değeridir.
WIN Dünya Araştırması (WWS) 2022 yılı için, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) eğilimlerini 36 ülkeden 29000 kişinin katıldığı bir çalışma ile araştırdı. Çalışmaya katılanların %51'i KSS'yi duyduğunu belirtirken, Türkiye'de bu oran %42 olarak belirlenmiştir. Katılımcıların %42'si, çoğu şirketin bunu ciddiye almadığını ve bunun sadece görünüş için kullandığını düşünürken, bu oran, Türk katılımcılar icin %35 olarak bulunmuştur. Şirketlerin/markaların sosyal açıdan sorumlu davranışlarının satın alma kararlarını etkilediğini belirtenlerin oranı %50 iken, Türklerin %67'si şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk davranışlarının satın alma kararını etkilediğini ifade etmişlerdir. Bu araştırma sonuçları, kurumsal sosyal sorumluluk planlarının şirketler için her zaman olduğundan daha önemli olduğunu ve özellikle de bizim ülkemizde topulumun çeşitli paydaşlarının gözündeki güçlü etkisini ortaya koymaktadır.
Yaşadığımız deprem felaketi sırasında da işletme ve markaların dayanışma ve deprem bölgesine desteğe ilişkin eylem ve eğilimlerinin paydaşlar tarafından algılanması da bu araştırma sonuçlarını destekler niteliktedir. Farklı paydaşları bağlamında işletmelerin deprem felaketine verdiği tepkiler dikkatli biçimde takip edilmiş ve ağırlıklı biçimde çevrim içi olarak takdir edilmiş ya da sert biçimde eleştirilmiştir. Hatta bu eleştiriler ve boykotlar, işletme ve markaların hızla eyleme geçmelerine sebep olmuştur. Bugünün işletme paydaşları; hissedarlarından çalışanlarına, müşterilerinden tedarikçilerine; sunulan değer önerisini yalnızca maddi getirilerle ölçmemektedir. Aidiyet hissettiği, parçası ya da paydaşı olduğu marka ya da işletmeyle kendisi arasında bir bağ kurmak ve bu bağın da benlik değerleri ile uyumlu olmasını bekliyor bugünün bireyi. Ve artık bu taraflar; çalışan haklarına, çevreye, sürdürülebilirliğe, eğitim eşitliğine, kadınlar ve çocuklar için önceliklendirmeye, engelli haklarına saygı gösteren işletmelerin ve markaların farkındalar ve pozitif ayrımcılık uyguluyorlar. Okula gidemeyen veya gönderilmeyen kız çocuklarını okula göndermeyi, nitelikli iş gücünün yetiştirmeyi ve öğrencilere burs, staj gibi avantajlar sağlamayı, kadınların iş hayatındaki rolünü arttırmayı ve daha çok kadın iş insanı yetiştirmeyi, engelli vatandaşların farklı platformlarda ön plana çıkartmayı, kişilerin kullanmadığı veya eskiyen ürünlerinin geri dönüştürmeyi, işe alım uygulamalarında hem iş gücünü çeşitlendirmeyi hem de farklı gruplara fırsat sağlamayı, yenilenebilir enerjiyi desteklemeyi amaçlayan bir çok farklı proje işletmeler tarafından gerçekleştirilirken, bunlar ya da daha bir çok farklı proje, paydaşlarının gözünde işletmeleri ya da markaları diğerlerine nazaran farklı bir konuma taşımaktadır. Diğer bir deyişle, kurumsal vatandaş olma becerisi, markaların yeni çekirdek yeteneğidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.