SEÇİMİN ANALİZİ-5: XXI. yüzyılın en olağanüstü politik ve zihni hatası
Seçim üzerine denmedik kalmadı ama birkaç hususu kayıt altına almak istiyorum!
***
Polonya kökenli Amerikalı siyaset bilimci Zbigniew Brzezinski, ünlü kitabı “Büyük Çöküş”te, bir dönem dünyanın yarısına egemen olan komünizmin yok oluşunu ele alır ve bu sistemin ‘insan tabiatına ters doktrininin bir daha tarih sahnesine çıkmamak üzere ortadan kayboluşunu’ anlatır. Eserin ön sözü, “…komünizm, XX. yüzyılın en olağanüstü politik ve zihni hatası olarak hatırlanacaktır.” der.
Haydi hep birlikte 100 yıl beriye, 21. Yüzyıla, yani bugüne gelelim ve ileride, “olağanüstü politik ve zihni hata” mı yoksa bir politik deha işi mi olduğu tartışılan ittifaklar sürecinin yaşandığı 14 Mayıs Türkiye’sine konalım…
***
Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimleri öncesiyle, sonrasıyla tarihi önemde özellikler taşıyor. Birbirine benzemez partileri bir araya getiren ittifaklara mensup cumhurbaşkanı ve milletvekili adayları için oy kullanan millet, vekillerini belirledi ama cumhurbaşkanını seçmek için iki hafta süre istedi! 28 Mayıs’ta ikinci kez sandık başına gidilecek.
***
Hatırlayalım…
Aralarında Muharrem İnce, Fatih Erbakan, Sinan Oğan ve Doğu Perinçek’in de bulunduğu 11 aday adayının adı geçiyordu ama bu isimler 100 bin imza bularak başroldeki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olacaktı!
100 bin imza için kolları sıvayan isimler arasında şunlar bulunuyordu:
Muharrem İnce, Fatih Erbakan, Sinan Oğan, Doğu Perinçek, Yakup Türkal, Erkan Trükten, Ahmet Özal, İrfan Uzun, Halil Murat Ünver, Hilmi Özden, Davut Turan.
Muharrem İnce ile Sinan Oğan dışındaki aday adayları ya önceden çekilerek ya da umduğunu bulamadığı için elekten döküldü…
Gözler elekten dökülenlerde değil, eleğin üzerinde kalarak Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olan Muharrem İnce ile Sinan Oğan’daydı…
Ancak karanlık mahfillerde çorap örenler vardı ve bunlar ortalıkta görünmüyordu.
Seçim gezileri, televizyon programları ile büyük sükse yapan Muharrem İnce, organize işlerle Deniz Baykal’ı siyaset kulvarının kenarına iten ‘kaset kumpası’ ile çökertildi…
Direnemedi…
Oluşturulan hava ile seçimde ‘büyük çöküş’ yaşamaktansa, seçim sonrası ‘büyük şahlanış’ı seçti. Çekildi…
***
Birilerinin istediği olmuş, İnce’nin ‘kalın’ gelen adaylığı son bulmuştu…
Seçim yapıldı, oylar sayıldı ve sonuç yerküreye yayıldı:
Recep Tayyip Erdoğan: %49.50
Kemal Kılıçdaroğlu: %44.9
Sinan Oğan: %5.2
***
İlginçtir; birileri ‘büyük çöküş’ başlığının altına şu ya da bu gerekçe ile yüzde 49 ve yüzde 44 oy alan adayların adını yazarken, ‘şahlanış’ın karşısına yüzde 5 oy alanın adını yazıyordu!
Belki de haklıydılar! O, herkesin dilindeydi ve herkes peşindeydi…
***
Seçimin kayıt altına alınması gereken önemli bir yanı da şu:
CHP, öncülük ettiği Millet İttifakı ile sandıkları patlatıp her iki seçimi de açık ara kazanmak istiyordu. Bu yüzden Genel Başkan’ın vermeyeceği taviz yoktu, verdi!
Taviz gereği, seçimde adaylarını CHP listelerinden gösteren ittifak ortakları; Saadet Partisi 10, Gelecek Partisi 10, DEVA 14 ve Demokrat Parti 3 milletvekilliği kazanırken; CHP, 131 milletvekilliği ile yetinmek zorunda kaldı.
Oy oranı düşük ortakların genel başkanları, “Seçmenlerimizi size oy vermeye ikna edemeyiz” diyordu ama bol keseden milletvekilliği kazanmışlardı. Bu, iki kelime ile ‘büyük ikramiye’ idi!
***
Brzezinski’nin kitabından mülhem, “…14 Mayıs seçimleri, XXI. yüzyılın en olağanüstü politik ve zihni hatası olarak hatırlanacaktır” desem, hesap hatası mı yapmış olurum?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.