Bugün çoğunuzun görmüş olduğunu tahmin ettiğim bir fotoğraftan bahsetmek istiyorum. Ayasofya'da üzerindeki nahoş kıyafetle dans eden hanım kızımızdan. Tabi hoşluk ve nahoşluk göreceli kavramlar size göre bir balerin kıyafeti çok estetiktir, bana göre cami olduğu halde inatla müze olarak tutulan Ayasofya’da bale yapan kızın kıyafeti rezilliktir. Çocukluğumdan beri dinlediğim Ayasofya’da ezgileri vardı zincirleri Kırılacak Ayasofya’da açılacak veya aylar yıllar geçti hala ağlarsın artık yaşlarını sil Ayasofya’da, o mahzun halinle yürek dağların fethin sembolüsün bil Ayasofya’da şeklinde 90'ların kıyamcı gençliğinin diline pelesenk olmuştu bunlar. 
Yıllarca kapısına kadar gidip döndüm Ayasofya’nın burası müzeyken ziyaret etmeyeceğim diye. 30lu yaşlarımı devirdiğimde bile hala müze olan Ayasofya’ya inadım kırıp girdim. Hem de ciddi bir bedel verip müze kartı alarak. Konumuz neydi ne oldu? Bakan bu dans eden hanım abla için demiş ki haberimiz yok münferit bir olay, Türkiye'nin daha büyük problemleri var. Gel de başını duvarlara vurma. Bu nasıl bir münferitlikmiş ki onlarca güvenliğin içinden şu havada o kıyafetle geçmiş ama fark edilmemiş, yetmemiş o onlarca güvenliğin içinde dans etmiş fotoğraf çektirmiş yine de müdahale edilmemiş. 
Ta ki fotoğraf sosyal medyaya düşene kadar. Oysaki geçenlerde bir arkadaş Ayasofyayı dolaşırken namaz vakti de girince sermiş bir örtü durmuş namaza. Selam verince başında bekleyen güvenlik görevlisi "yassah gardeşim yassah" deyu namazı kıldırmamış. Şimdi iki olayı siz kıyaslayıp yorum yapın ben yapamıyorum malum memuriyetlik... Hükümetin on yıllardır sınıfta kalma konusunda azimli olduğu tek konu Ayasofya'nın hala müze olarak kalması, bunu geçtik gelelim sıradakine...
YÖK, sağolsun biz akademik eğitim yapmak isteyen insanların önünün açmak maksadıyla - hiç şüphesiz- ALES sınavını yılda 3 kere düzenliyor artık. Güz ve bahar döneminde yapılan sınav bu yıl ilk kez kış döneminde de yapıldı. Helali hoş olsun yapsınlar fakat belki haberlerde dikkatinizi çekmiştir. Bu sınava giren başörtülü bir kızımız örtüsündeki iğnenin sınav yasaklarından olduğu gerekçesiyle okul sınav görevlisi tarafından sınava alınmadı. Doğal süreç tabi şikayetler, dilekçeler vs… yassahçı sınav görevlisine ödül gibi bir ceza verildi. "Şu kadar ay sınav görevi verilmeyecek" yahu zaten bu görevli arkadaşların yüksek çoğunluğu mecburen yapıyor bunu, az bir kısmı ücret için katlanıyor. Hadi başörtü serbest diye sevinenler ve başörtü serbest diye kuduranlar kendilerine pay çıkarsınlar!
Şimdi bu münferit(!) aşkın dans eyleminin sorumlusunun daha dikkatli olması konusunda uyarılması ve başörtüsü iğneli diye hakkından mahrum bırakılan kızcağızın hiç bir hak iddia edememesi durumunun adalet anlayışına sığmasını bir türlü aklım almıyor. Ne diyelim? hatta biz demeyelim üstad desin: Kaf Dağını assalar belki çeker de bir kıl, bu ifritten sualin kılını çekmez akıl...
Minareleri göğe uzanan şehadet parmağı olan ülkemin Bitlis'inde bile beş minare varken, sınırlarımızdaki göz bebeğimiz Ayasofya’yı cami yapmamıza izin vermeyenlerin mabedi Los Angeles etrafı dumanlı dağlar.... Duamız ve temennimiz odur ki Ayasofyamızın minarelerinden de bir gün şehadet haykıracak ve Los Angeles sisler altında kalacak!..