Lütfen tasarruf
Aziz milletim bu asırda bütün dünya her gün bir beldesinde kan ağlıyor, dünyamızın her yöresinde yangınlar, sel felaketleri birbirini takip ediyor. Teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun bu afetlerin önüne geçmek ya zor oluyor ya da hiç olamıyor. Bu afetlerin arkasından ummadık acılar, maddi zararlar ve can kayıpları oluyor. Dünya bu zorluklarla uğraşırken kendi yurdumuzda da bu afetlerle karşılaştık. Ormanlarımızda ciğerlerimiz yandı, sellerle her taraf harap oldu.
O yemyeşil dağlarımız simsiyah küllerle kaplandı, onun içinde yaşamını sürdüren hayvanların halinin nasıl olduğunu düşünmek bile istemiyoruz. Sellerle o güzelim şehirlerimizin çehresi değişti, evler yıkıldı yollar, parklar her yer çamurla doldu. Ormanlarımızın yerine yenisini dikeriz ama eski halini ne zaman alır bilemiyoruz. Tabii ki çok uzun süreyi kapsar. Evlerin yenisi yapılır, her taraf temizlenir, bunların acıları da zaman içinde kapanır ama yitirdiğimiz canlar geri gelmez. Onlara Allah rahmet eylesin, ailesine ve milletimize sabır dileyelim.
Bütün bu felaketler başımıza gelirken halen aşırı bir tüketim ve lüksün içindeyiz. Devlet olarak da millet olarak da zorunlu hizmetlerimiz ve yaşantımızın dışında tasarruflu olmak zorundayız. Hiç beklemediğimiz zamanlarda millet olarak başımıza neler geliyor, bunu tahmin etmek mümkün değil. İşte umulmadık zamanlarda başımıza gelecek felaketleri karşılamak için tutumlu olmak zorundayız.
Şimdiki yaşantımızdaki müsrifliğimizin önüne geçmek zorundayız. Her sağlığın bir hastalığı, her varlığın da bir yokluğu olacağını unutmayalım. Atalarımız ne demiş (sakla samanı gelir zamanı), (ayağını yorganına göre uzat) bu sözlerin hangisi yanlış, hiçbiri. Onun için tasarruflu olmak çok mu zor? Yiyeceğimiz kadar alıp tükettiğimiz zaman yenisini almak mümkün iken çokça alıp yarısını çöpe atmanın anlamı nedir? Tasarrufa önem verip tutumlu da olursak, özentilerden uzak durursak bu durumdan zaman içinde kendimiz de mutlu olacağız. Tasarrufu bilmeyenleri, lükse kaçanları, gösteriş sahiplerini örnek almayalım.
Bu yazdıklarımızın dışında en önemli tasarruf yapacağımız iki kalemimiz daha var. Bunlar suyumuz ve elektriğimiz. Su olmadan yaşamanın zorluklarını söylemeye gerek var mı? Şu kuraklık yıllarımızda bir damla suyun önemi çoktur onun için sularımızı ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar kullanalım. Eğer zaman gelir su sıkıntısıyla karşılaşırsak o zaman yapmadığımız tasarrufun kıymetini daha iyi anlarız ama iş işten geçmiş olur. İkinci tasarrufumuz ise elektriktir. Elektrik için ne kadar yatırım yaparsak yapalım şu an halen dışardan elektrik almaktayız.
Elektrik yatırımlarımıza çok önem veriliyor ama her ailenin de tüketimindeki müsrifliğe engel olması lazım. Lüzumsuz lambalar söndürülsün, çamaşır makineleri, bulaşık makineleri, klimalar ve ütüler çok dikkatli ve ihtiyaç halinde kullanılmalı. Bu durumlarda tasarruf çok önemlidir. Elimize beş lira versek, bunu yakın desek yakar mıyız? Yakmayız tabii ki, para yakılır mı? Deriz. Ama suda, elektrikte kaç tane beş liralar yanıyor bunu düşünmek zorunda değil miyiz? Önce aile bütçemizi sonra da devletimizin bütçesini düşünmek zorunda değil miyiz? Pahalılıktan şikayetçi oluruz ama tasarrufa önem vermeyiz. Bu işte tezat yok mu? İyi düşünelim, yaşantımızı kolaylaştıracak adımlarımızı iyi atalım, ondan sonra iyi günler milletimizin olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.