Makbul dualar
Duada istenecek en mühim şey Allâh'dan günahlarının ve kusurlarının affı ve âfiyettir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) "Rabb'inden dininde ve dünyanda ve âhiretinde af ve afiyet iste. Eğer sana bunlar verilirse kurtulmuşsun demektir." buyurmuşlardır.
Mazlumun bedduasından sakınmalıdır. Zira Hadîs-i Şerîfde "Üç kişi vardır ki duaları reddolunmaz: İftar edeceği sırada oruçlunun, adaletli idarecinin ve mazlûmun duasıdır." Diğer Hadîs-i Şerîfte "Babanın evladına duası, müsafirin ve mazlûmun duası reddolunmaz." buyurulmuştur.
Hastanın duası makbûldür. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) "Hastayı ziyârete girdiğin vakit ona senin için dua etmesini söyle. Muhakkak onun duası meleklerin duası gibidir." buyurmuşlardır.
Din kardeşine gıyabında yapılan dua da makbuldür. Hadîs-i Şerîfte "En süratli kabul olunan dua gâibin gâibe duasıdır." buyurulmuştur.
Zira bu dua riya vesair şüphelerden uzaktır, sırf Allâh için yapılan duadır.
Duâ ederken, doğudan batıya bütün Ümmet-i Muhammed'e birden duâ etmelidir. Duayı yalnız kendisine tahsis etmemelidir. Bir beldeye yağmur yağdığında, o beldede olan bütün bağlar, bahçeler, tarlalar sulandığı gibi Allâh katında makbûl olan bir duâ sebebiyle Cenâb-ı Hak bütün halkı ilâhî ihsânına mazhar eyler.
Allâhü Teâlâ'nın en sevdiği dua Ümmet-i Muhammed'in bağışlanması için yapılan duadır. Yani: "Allahümmağfir li-ümmeti Muhammedin rahmeten âmmeten." (Allâh'ım, rahmetinle bütün Ümmet-i Muhammed'i bağışla) diye dua etmektir. Bu sebepten umûma, bütün Müslümanlara duâ eylemeli. Çünkü bu duâ Allâh katında kabul olunur da bütün müslümanların ihyâsına, faydalanmasına sebep olur. Bundan büyük nimet olmaz. Cenâb-ı Hakk cümlemizi duâsı makbûl ve râzı olduğu kullarından eyleye. Amin. (Miftâhu 'l-Kulûb)