Dilek Özder

Dilek Özder

Miya

Miya

Miya evimizin yadigarı, öyle bir süreçte girdi ki hayatımıza kesinlikle Yüce Rabbim kesiştirdi yollarımızı.

Bir dönem rahatsızlandım hem de ağır bir rahatsızlık bir yardımcıya ihtiyaç doğdu ev de herkese haber verdim ve bir gün Miya’nın telefonu verildi bana. İlk görüşmemiz telefonda oldu;

Aradım dedi ki ben Miya. Telefonda da olsa tabii ki bir ön görüşme yapıp, bilgi almak istiyorsun. Yaşın kaç, tecrüben var mı? Nerelisin gibi sorular.

Ev de bana yardımcı olacak sonuçta sağlıklı ve genç olmasını istiyorsun sordum yaşın kaç dedi 50 ben dondum kaldım telefondaki ses o kadar içten ve samimi ki ama dedim kendimce yapabilir mi? Düşünelim tekrar ararız da kaldı konuşma oğlumla konuştum vazgeçtik uygun değil dedik ilk kriterimiz yaşı karşılamıyor. Aramadık ama bir gün sonra o beni aradı dedi ki ararsın diye evin hemen önünde bulunan parkta bekliyorum.

Dondum kaldım nasıl yani? Gel eve öyle konuşalım dedim hemen geldi. Sevecen sıcak iyi niyetli Anadolu kadını olduğu o kadar belli ki kısacık hikâyesini sordum benim hastalığımın aynısını 15 yıl önce yaşamış, süreçlerini anlattı her aşamasın da şok olmuş gözlerle baktım yüzüne gözlerimden iki damla yaş süzüldü biliyordum ki Miya Yüce Rabbim tarafından gönderildi bize ve biliyorum ki bana çok şey katacak diye içim sıcacık oluverdi ve ona dönüp seni Allah gönderdi, yanımda olman gerekiyordu. Hoş geldin ailemize deyiverdim.

Ertesi gün işe başladı sabah erkenden geldi artık anahtarı da vardı. Ben uyurken kahvaltıyı hazırlayıp

-Haydi Pamuk Prensesss kalk, kahvaltın hazır diye uyandıran motivasyon perisi. Her zaman güler yüzlü, iyi niyetli, iyi kalpli, iyi enerjili dünya tatlısı bir kadın.

Herkesin hayatı roman en baştan bir başlasak hepimiz bir kitabın içinde buluveririz kendimizi. Miya da bir romanın başrolü. İçinde yaşama sevinci dorukta bu yaşına kadar yaşanamamışlıklarını şimdiden sonra yaşama arzu ve isteğiyle çabalayan kendi ayakları üzerinde durmanın en iyi örneğini veren bir kadın. Biz onunla abla kardeş, anne kız, arkadaş dost, adını koyamadığımız noktadayız.

Miya eskinin olabiliri şimdinin ise asla kabul edilemediği yaşlarda evlilikle tanışmış. Köy yerinde çiftçilikle uğraşan bir ailenin en büyük oğlunun eşi oluvermiş. Aynı evde kayınvalide kayınpeder ile birlikte 3 kız 4 erkek çocuğunun bulunduğu bir eve gelin gitmiş daha küçücük yaşında. Besicilikte yapan ailenin hayvanlarıyla ilgilenmek, tarla işleri, ev işleri ile birlikte bir de çocuklarını büyütmeye çalışmış.

Ciddi anlamda rahatsızlıklar atlatmış. Ve bu süreçleri yaşarken eşi çalışmak için yurt dışına çıkmış. Ve Miya üç çocuğunu büyütürken hep tek başına mücadele etmek zorunda kalmış.

Tabii yaşadığı bu süreçler bundan birkaç yıl önce kente göç etmeyle değişmiş çünkü Miya artık yeni bir ortama ve farklı yapıda ki yeni insanların bulunduğu bir ortama gelip yerleşmiş. Tabi bu farklı ortam da Miya’nın bakış açısı yepyeni bir hayatı yaşayıp, yeni yeni insanları tanımaya başladıkça değişmeye başlıyor. Daha yeni hayata gelmiş gibi hissediyor kendini ve artık en çok ta kendisi için bir şeyler yapmak istiyor, bunun için çabalıyor. Tüm bu dile getirdiklerimizi değişik şekiller de hangi birimiz yaşamıyoruz ki.

Kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş bu kadının, bundan sonra yaşayacağı hayatta, kalbinden geçirdiği içten ve samimi istediği ne varsa olması temennisiyle yolun açık olsun Miya.

Aynı temennilerle herkese selamlar. Teşekkürler

(14 Nisan 2023 tarihli Anadolu Gazetesi'nden alınmıştır.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Dilek Özder Arşivi

Nefes

27 Mayıs 2024 Pazartesi 11:27