Nerede yanlış yapıyoruz?
İnsanlık alemi, büyük bir imtihanda geçiyor. Kimse kimsenin cenazesine ve düğününe gidemiyor. Hastalar ziyaret edilemiyor. Salgın virüs nedeni ile adeta insanlar birbirlerinden kaçıyor. Tokalaşmaktan mahrum kaldık. Camide saflar sıkı olsun diyorduk, şimdi mecburiyetten uzak durmak istiyoruz. Hastalığı yaşayanlar zorluk çekiyorlar, ne çektiğimizi yaşayan bilir, içimiz parçalanıyor diyorlar. Elbette sağlığın kıymetini en iyi onlar biliyor. Temizlik, maske ve sosyal mesafe daha iyi anlaşılıyor.
Mevsimler değişti, uzun zamandır yağmur yağmıyor. Tüm canlılar, suya hasret bir şekilde bekliyorlar. Sıcaktan yarılmış topraklar ve ağaçların yaprakları, yağmura hasret kaldık diye ağlıyorlar. Yağış olduğu zaman, sel suları önüne geleni alıp götürüyor. Depremler, yıkıntılar. Can korkusu evi barkı terk ettiriyor. Yaralananlar ve vefat edenler birer hüzün tablosu. Yetim kalan çocuklara hepimiz üzülüyoruz. Dünyada savaşlar, durduğu yerde ölen insanlar. Bu çağda, susuzluktan ve açlıktan dünyaya veda eden mazlumlar. Trafik kazaları, başlı başına bir olay. Katliam gibi görüntüler. Bir bakıyorsun aileler yok oluyor. Bir takım Ülkelerin dostluktan uzak, menfaate dayanan ilişkileri. İnsan haklarından uzak, kalleşçe tavırları.
Cinayetler, kanayan yaramız olmaya devam ediyor. İntiharlar oldukça düşündürücü. Terörün vahşet dolu çirkin yüzü, Geride bıraktığı insanlık dışı izleri. Vatan için canını feda eden en güzel makamda olan şehitlerimiz. Her zaman gururla anacağımız gazilerimiz.
İnsanlar olarak, silkelenerek kendimize gelmemiz gerekiyor. Kanaat ve şükürü iyi anlamamız gerekiyor. Yanlışı, doğruyu ve eğriyi iyice bilmemiz gerekiyor. Geçmişten ders alarak geleceğe güvenle bakmamız gerekiyor.
Sabır, her zorluğun ilacı. İnancımız her sıkıntının çaresi. Azim ve kararlılığımız her zaman baş tacımız...
İnşallah, bu imtihanlardan başarı ile çıkar, tekrar eski günlere döneriz. Allah cümlemizi hastalıklardan ve afetlerden korusun, kaza bela vermesin.