Prof. Dr. Ferhad Turanlı’nın yeni kitabı Ukrayna’da yayınlandı
Ferhad Turanlı, uzun yıllardır Ukrayna’da Üniversitede Öğretim Üyesi olarak çalışıyor. Kıymetli bilim adamının yeni kitabının (622 sayfa) kısa özetini sizlere takdim ediyorum. Türk-Osmanlı Yazılı Kaynaklarında Kazak Dönemi Ukrayna Tarihi (16. Yüzyılın Ortasından 18. Yüzyılın İkinci Çeyreğine Kadar). 2. Baskı, Düzeltmeler, yeni değerlendirmeler ve ilavelerle. Kyiv: «Kyiv-Mohila Akademisi» Yayınevi, 2020. 622 s.
Bu monografik eser, büyük ölçüde içlerinde Türk arşiv vesikaları ve ve kayinamelerinin yer aldığı Türk-Osmanlı yazılı kaynaklarından geniş bir şekilde istifade edilerek bilimsel hassasiyetle Ukrayna’da hazırlanan ilk çalışmadır. Belirtilen Türk kaynakları, XVI. yüzyılın ortasından XVIII. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar Ukrayna Kazak Hatmanlığı dönemine ait son derece kapsamlı ve özel bilgileri ihtiva etmektedir. Metodolojik olarak eserimizde istifade edilen kaynaklar daha iyi anlaşılması ve daha sonra araştırmacıların istifade etmesi için tamamen Ukrancaya tercüme edilmiştir. Bahsedilen dönemlere dair Türk ve Kırım Tatar yazıl kaynaklarından yeni ve detaylı bilgilerin ortaya çıkarılması, Türkiye ile Ukrayna arasındaki ilişkilere yeni bir boyut getirirken, tarihî bir anlam da kazandırmaktadır. Kitapta Azerbaycan tarihi hakkında da bilgiler yer almaktadır.
PROF. DR. YÜCEL ÖZTÜRK
Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi-Sakarya Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları ve Uygulama Enstitüsü Başkanı/Türkiye
Ferhad Turanlı’nın “Türk-Osmanlı Yazılı Kaynaklarında Kazak Dönemi Ukrayna Tarihi (16. Yüzyılın Ortasından 18. Yüzyılın İkinci Çeyreğine Kadar)” isimli monografisi birçok açıdan sahasında ilk olma özelliği taşımaktadır. Bunlara aşağıda kısa kısa yer verilecektir. Ancak, öncelikle monografinin genel olarak ne türen genel anlamda nasıl bir özellikler taşıdığını belirtelim. Bu esermonografi, Osmanlı sultanlarına ait fermanlar, beratlar, buyruklar, mektuplar, devletler arasında yapılmış antlaşmalar gibi çok sayıda ve farklı türden arşiv belgelerine, döneminin (16. yüzyılın ortasından 18. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar) olaylarını belli yorumlarla nakleden vakanüvislere büyük ölçüde müracaat etmesi bakımından önem taşımaktadır.
Yazar araştırmasında, sırf birinci el kaynaklara müracaat etmeyi yeterli görmeyerek, geniş tahlil ve aktarımlarla yazılı kaynak kullanma metodolojisine de yer veriyor. Bu suretle, bu alanda yapılacak araştırmalara geniş bir kaynak portföyü sunmak yanında, bu kaynaklardan nasıl ve hangi alanlarda istifade edilebileceği hususunda da önemli katkılar sağlıyor.
Yazar, tarihi metinlerin çevrilmesi, aktarılması, anlamlandırılması ve analizi gibi çalışmalarda çağdaş disiplinlerin buluşabileceği ortak bilişsel metodolojinin gerekliliğine inanmış ve monografisinde bu arayışını her bakımdan ortaya koymaya çalışmıştır. Büyük ölçüde arşiv metinlerine dayanan araştırmada, kaynak analizi ve yeterli çeviriler yapıldıktan sonra karşılaştırmalı metodolojiye başvurularak son değerlendirmelere ulaşılmıştır.
TÜRKİYE-UKRAYNA TARİHİ İLİŞKİLERİ ÜZERİNE İLK ARAŞTIRMADIR
Yazar, incelediği dönem boyunca Ukrayna siyasi tarihi, sosyal ve iktisadi gelişiminde Türk faktörünün etkili olduğu temasını göz önünde bulundurmaktadır. Bu bakımdan, Türk tarihi boyunca, ayrıca Kırım Hanlığında da kullanılan birçok lehçe ve diyalektlerden en önemlisi olan Osmanlı Türkçesi (لِسَانِ تُرْكِى عُثْمَانِى / Lisân-ı Türkî ʿОsmânî) ile yazılmış metinlerin edebî ve filolojik açıdan tahlil edilerek genel teorik çerçevelerinin zengin içerikli tanımlarla aktarılması lüzumlu görülmüştür. Ukrayna-Türkiye ilişkilerinde en önemli yeri işgal eden Kırım Hanlığı’na ait yazılı metinler de büyük ölçüde bu dilde yazılmışlardır.
Belirlenen dönemde Ukrayna-Türkiye ilişkilerini siyasi, iktisadi ve sosyal açıdan ele almayı hedefleyen yazar, kaynak kullanımında iki tarafın temel idari organları olan Sublime Porte ve Zaporojiye Koş’unun ürünü olan belgelere öncelikle yer vermiştir. İki tarafın en yüksek idari organları tarafından yayınlanmış bulunan belgeler siyasi, iktisadi ve sosyal bakımdan betimlenmiş, ayrıştırılmış ve analiz edilmiştir.
Analiz aşamasında ikincil kaynaklardan geniş ölçüde istifade edilmiştir. Bu suretle, Zaporog Koş’u, Sublime Porte ve Kırım Hanlığı arasındaki ilişkilerin tarihsel niteliği aydınlatılmaya çalışılmıştır.
Metin aktarımlarından süzülerek, ilk kez hukuk bakımından da analiz edilen bilgiler, Doğu Avrupa devletleri arasındaki ilişkilerin aydınlatılmasına katkı yapmakla beraber Ukrayna Hatmanlarının diplomasi faaliyetlerini de açıklığa kavuşturmayı gaye edinmektedir. Ukrayna, Türkiye ve Kırım idari organları tarafından karar verilen ve uygulamaya konulan eylemlerin arka planda hangi olgulardan beslendiği meselesi de araştırmanın analitik boyutta ortaya koymaya çalıştığı hedefler arasındadır.
Monografi, belirlenen süre içinde kabul edilip imzalanan uluslararası belgelerin arkasındaki yasal motivasyonun ortaya konulmasını hedeflemiş, bu hedeflerin ne ölçüde süreklilik gösterdiği ve olgusal karakter taşıdığı üzerinde yoğunlaşmıştır.
Ferhat Turanlı’nın monografisi Ukrayna tarih yazıcılığında yenilik sayılabilecek özellikler sergilemektedir. Bunlardan birincisi, Ukrayna tarihçiliğinde Türk faktörüne merkezi bir önem verilmesidir. 16. yüzyılın ortalarından itibaren Ukrayna toprak-larında yer alan Türk faktörü, sonraki süreçlerde siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda özel önem taşıyordu. Osmanlı Türkçesiyle yazılmış ve arşivlenmiş belge fonları, kronoloji geleneğine sıkı sıkıya bağlı kronikler, kartografik materyaller, ülkeler arası ilişkiler hakkında zengin malzemeler içermekle kalmaz; bu materyaller doğrudan Ukrayna tarih, kültür ve medeniyetinin aydınlatılması istikametinde ihmal edilmesi imkansız malumat içerirler. Bahs olunan dilde yazılmış belge fonları olmadan Ukrayna tarihinin Kazak döneminin meydana getirilmesi söz konusu olmayacaktır; bu bakımdan, Ukrayna tarih yazıcılığının Osmanlı arşiv materyaline kayıtsız kalması düşünülemez.
ARAŞTIRMANIN TARİHİ ÖZELLİKLERİ VE ÖNEMİ
Mevcut araştırmanın vurgulanması gereken ikinci özelliği, bu tespitler ve düşünceler doğrultusunda hareket ederek bilgi malzemesinin merkezi kaynağını Türkiye arşivlerinden derlemesi ve elde edilen malzemeyi ikincil kaynakların yardımıyla değerlendirmesidir. Osmanlı Türkçesi ile yazılmış el yazmaları önce Ukraynca’ya aktarılmış, akabinde kritik edilerek değerlendirilmiştir. Ortaya çıkan monografi, bu alanda önemli bir mesafe kat edildiğini gösteren belge niteliğindedir.
Turanlı’nın monografisinde dikkat çeken üçüncü husus, makro ölçekte Ukrayna’nın sınırlarını oluşturan coğrafya ve buralardaki halkların Ukrayna tarihi açısından önemine vurgu yapmış olmasıdır. Ukrayna dış politikasında Karadeniz faktörünün önemi Mykhailo Hrushevsky’nin ilk zamanlarda vurguladığı bir husustur. Ukrayna ile Karadeniz, Aşağı Tuna, Güney-Doğu Avrupa, Kafkasya bölgelerine ait ülkeler arasındaki ilişkiler bu monografinin ele aldığı merkezi konular arasındadır.
Bu eserde dikkat çeken dördüncü husus, belli süreçlerde Ukrayna tarihiyle ilişkili olan Türk-Osmanlı yazılı kaynakları ve çoğunluğu Türk İslam kültür geleneğine ait ülkelerin özgün entelektüel birikimleriyle yerel Ukrayna geleneği arasında ortak anlama noktaları oluşturma çabası ve ümidinin var olmasıdır.
Böylelikle, Karadenizin Kuzey ve Güney ülkelerinin, ayrıca Ukraynalıların ve Türk halklarının istikbalde geliştirebilecekleri siyasi, askeri, kültürel, iktisadi işbirliklerinin alt yapısında bu tür entelektüel birikimlerin ne kadar önem taşıdığı şüpheden uzaktır. Monografi, bu anlayışı, ele aldığı 175 yıllık süreç içinde başarıyla yansıtmıştır.
Ferhad Turanly’nın bilimsel çalışması, belirtilen bu tespitler açısından, Ukrayna Türkoloji kaynak çalışmaları alanında, 16. yüzyılın ortasından 18. yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan süreyi kapsayan orijinal bir derleme, sistemleştirme ve kompleks bir analiz olma özelliği taşır. Bu çalışma, Ukrayna Tarihi’nde Kazak Dönemi olarak adlandırılan dönemin iç ve dış politikasında önemli bir yeri olan olay ve olgulara yeni bir bakış açısı getirmesi bakımından da önemlidir. Yazar, yukarıda belirlenen analiz metodu ile Ukrayna-Türkiye tarihi çalışmalarına yeni bir anlayış getirmektedir.
Araştırmacı yazarın, bahsedilen farklı geleneklere ait verilerin tespiti ve kaynak araştırmaları, bunların özellikli ayırt edici niteliklerin tanımlanması ve ayrıştırılmasına yaptığı katkı, Ukrayna Türk Biliminde gözden ırak tutulamayacak yeni bir başarıdır denile bilir.
Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri şudur ki, Yeni Çağ’da Ukrayna Devleti ve komşuları arasındaki ilişkiler, yazarın söz konusu kaynakların esaslı duruma getirdiği ortak metodoloji araştırma sonucu oluşturulan bilgilere önem verilmelidir.
Yazar, başarıyla uyguladığı tarih araştırma metodu yaklaşımı ile, 16. yüzyılın ortasndan 18. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar geçen süreçte Ukrayna Kazak Devletinin Bâb-ı Âliile mevcud olan ilişkilerintarihini dışarıdan etkileyen temel gelişmelerin altını çizmiştir. Bütün bu etekenler tarihi olayların, ayrıca Ukraynaʼnın tarihi kaderinin özellikli ayırt edici niteliklerini tesbit edilmesine neden oldu.
Ferhad Turanlı’nın çalışmasında işaret ettiği bilimsel noktalar ile Ukrayna Tarihi’nin Kazak Dönemi ile ilgili olan Türk-Osmanlı arşiv kaynaklarına yeni bir anlayış getirdiğini söylemek yerinde olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.