Şehitler ölmez vatan bölünmezmiş (!)
En güzel mertebeymiş şehitlik mertebesi… Büyüklerimiz öyle derler. Bilmiyoruz, gidip gelen de yok ki bizlere bilgiler verse. Ama ister misiniz bu mertebeyi? Deseler kaç kişi ister bilmiyorum ama çok zor bu durum be! Ana babanın yürekleri kor alevler içinde yanarak, evlatlarını kendilerinden önce toprağa vermek ne acı bir haldir öyle değil mi?
Yazımın başlığının aksine şehitler bal gibi de ölüyor, vatan da bölünüyor son tahlilde…
Ya analara babalara ne demeli. Bir daha görmemek üzere gönderdiler onları sonsuzluğa ve son kez olsun soğuk yüzlerine bile bakamadan hem de... Çünkü şehidin cenazesine bakılmazmış, bakılamazmış açıkçası. En son gördüğün haliyle hatırlansın diye. Demek ne kadar durum vahim ise varın gerisini siz düşünün ya da düşünmeyin.
Bu canlarımız, ana kuzuları biz evlerimizde rahat uyuyalım diye vatan topraklarını, ya da başka vatan topraklarını beklerken, işte orasını niye beklediklerini bilmeden şehit oluveriyorlar.
Ana babasının, gözünün nuru, belki kırk adaklarla bulduğu ciğer paresi, evinin yakışığı, ocağının ışığı, sofranın kaşığı, yemeyip yedirdiği, giymeyip giydirdiği o ay-ı nuru artık yoktu ve hiç olmayacaktı… Ta ki ana baba da ölüp mahşerde buluşana dek…
Neden ele değen saman çuvalına değer ki? Komşusu açken yatan bizden değildir lafı neden gale alınmaz ki? Neden hep ateş düştüğü yeri yakar ki? Başka canları da yaksa olmaz mı?
Ne demiş Şairimiz Ahmed Arif; “Nerede bir can ölse oralı olur yüreğim / Olmalı zaten / Olmazsa insan olmaz yüreğim.” Ne kadar güzel demiş, ama bunu yapabiliyor muyuz? Hayır yapmıyoruz, bırakın yapmayı, böyle olmak için bir gram çaba bile sarf etmiyoruz. Hatta bu duruma en baştakiler da dahil olmak üzere saygı bile duyulmuyor. Hatta bazen o kadar ileri gidilebiliyor ki; en yüksek yerden “Askerlik mesleğini seçmeseydi, ölüm askerin fıtratında var” deme acımasızlığını bile gösterebiliyorlar. Hem de bunu diyen Devlet Baba…
Bu kadar basit olmamalı, bu güzide yaratılmış insan hayatı ve kutsal askerlik mesleği, peygamber ocağı bu kadar alçaltılmamalı. Hele de bu asker Mehmetçik ise hiç böyle bir sözü, eylemi hak etmiyor bence. Biliyorsunuz Mehmetçik küçük Muhammed demektir.
Şu güzel ülkemde güzel şeyler olsun ve güzel haberler duyalım artık... Yorulduk hem de çok yorulduk her yeni güne belirsizliklerle uyanmaktan... Acaba kim kime sataşacak da arkasından nasıl bir olay patlak verecek düşüncesi bile ömrümüzden ömür vermekten başka bir şeye yaramıyor. Bunu anlayın artık. Bilerek mi yapıyorsunuz bu densizliği acaba? diye zaman zaman deli sorular kafamı meşgul etmiyor değil hani!
Her yeni güne ne umutlarla uyanmak varken ya çocuk tacizi ya kadın cinayeti, doğa ya da hayvan katliamı haberleri ile karşılaşmak ne kadar rahatsız edici bir durum oluyor bilir misiniz? Bu suçu işleyenlere soruyorum tabi bunu!
Artık yeter, durun biraz Allah'ınızı severseniz durun diyeceğim de öyle bir meziyetiniz olsa zaten bu tür iğrençlikleri yapmazsınız. Ey caniler! Sizi ne/neler durdurur biraz tüyo verseniz de biz de ona göre davransak diyorum hani olmaz mı?
Farkında mıyız acaba bunlara alıştırılıyoruz, bize kanıksatıyorlar, normalleştiriyorlar gibi geliyor bana.
Allah sonumuzu hayreyleye inşallah. Rabbim ülkece huzur içinde yeni günlere erişmemizi nasip eylesin!
Selam, dua ve muhabbetle kalınız güzel canlar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.