Sosyal linç
Atalarımız ne güzel söylemiş “Silah icat oldu, mertlik bozuldu” diye… Gerçekten de ne kadar doğru bir söz. Bu söz, günümüzün bir aynası olarak karşımızda duruyor. Adeta çırılçıplak.
Bunu neden söyledim biliyor musunuz? İnternet hayatımızın vazgeçilmezi olduktan sonra ne mertlik kaldı, ne birbirimize saygımız, ne de hayatlarımızın eskisi gibi olduğu.
Akıllı telefonların bilgisayar yerine kullanılmaya başlamasının ardından, Amerikan kökenli şirketlerin internet üzerinden hayatımıza soktuğu sosyal medya mecraları sonrası artık hiçbir şey eskisi olmadı, olmuyor da…
Sabahın köründe alıyoruz “akıllı” telefonu, gecenin bilmem kaçına kadar elimizden düşürmüyoruz. Akıllı telefonlar olmazsa sanki başka bir dünya ve başka hayat yokmuş gibi yaşıyoruz maalesef.
Tabi akıllı telefonlar olunca, “akıllı sosyal mecralar” durur mu? Onlarda peş peşe hayatımıza girip, dünyamızı değiştirdi ve bizi başka başka insanlar yapmaya başladı. Sosyal mecralar o hale geldi ki, artık hayatı orada yaşıyor, işlerimiz ona göre planlıyoruz.
Ailelerimize vakit ayırmıyor, yaşamı ıskalıyor ve güzellikleri de görmezden geliyoruz ne yazık ki! Dünyamız bu sosyal mecra üzerinden dönüp duruyor. Hal böyle olunca bu mecralar da artık birbirimize olan kinimiz, düşmanlığımız da artıyor.
Kimi devletini acımasızca eleştiriyor, kimi sevmediği insana olmadık hakaretleri yapıyor, kimi de ahlaksızlığını paylaşıyor buralarda. İşin özü, sosyal medyayı nasıl kullanmakla alakalı bir durum kısacası.
Sosyal medya denen bu mecra adeta “sosyal” olmaktan çıktı. Adeta “linç meydanı” haline geldi. Kimin içinde kin, kimin içinde nefret ve ne hainlik varsa buradan yayınlıyor... Hiç utanmadan ve yüzü kızarmadan...
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sonrası ülkeler büyük zorluk çekiyor ve bununla başa çıkmaya çalışıyor. Avrupa, Avrupa diye övündüğümüz yer ne yazık ki virüsün merkezi oldu ve binlerce insan hayatını kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor.
Bizim ülkemiz de bu salgından nasibini aldı ve bununla başa çıkmasını bildi. Her geçen gün vaka sayısı azalıyor, ölümler belli oranda kaldı. Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca; ya canlı yayınla, ya da sosyal medya hesabı üzerinden milletimizi bilgilendiriyor ve aydınlatıyor.
Fakat ülkemizde öyle bir güruh var ki ne yapsan yaranamıyorsun. Bakan açıklama yapıp bilgilendiriyor adama demediklerini bırakmıyorlar. Devlet bir yardım yapıyor, olmadık hakaretler küfürler ve bir linç kampanyası almış başını gidiyor.
Dünyada belki bizim gibi bir millet yoktur, Ben buna inanıyorum. Bizim kendi kendimize ettiğimiz kötülüğü, hiç kimse bize yapmamıştır. Hükümet maske dağıtır, neden dağıttın, yok kağıttı, yok ince bezdi yok işe yaramazdı, yok bilmem neler neler...
Yahu sizin derdiniz nedir? Sosyal medyadan bu paylaşımları yapanlar ne zaman ülkenizden yana olacaksınız onu merak ediyorum? Başka ülkelerin vatandaşları ülkesini bu kadar karalamıyor bu kadar hakir ve hor görmüyor.
Biz neden böyleyiz? Nedir bu derdimiz? Neden kendi ülkemizi sosyal medya üzerinden yerden yere vuruyoruz. Bundan ne kazanç elde edeceğiz? Mime bunun bir faydası olacak. Yazık insan bu güzel vatan adına üzülmemek elde değil.
Sosyal medyayı boş bulup verip veriştiriyorlar, hakaret üstüne hakaret, küfür üstüne küfür ediyorlar. Hadi gelin, bunu açıktan yapın cesaretiniz varsa. Ona cesaretiniz yok değil mi? Sizler, ancak ülkenize sosyal medya üzerinden hainlik ederek, nefret ve kininizi kusuyorsunuz. Allah sizin gibi zihniyeti ıslah etsin, diyecek başka söz yok…