Vaat dediğin böyle olur
Bugün, biraz ironiyle takılalım. Seçim atmosferi zaten ziyadesiyle geriyor hepimizi. Mizahla karışık bir ‘iğneleme’ yazısı, belki gerginliği azaltır. Biraz uzun bir yazı da olsa, eğlenceliktir diyelim.
Efendim, AK Parti, gerek seçim beyannamesi üzerinden, gerekse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın günlük beyanları çerçevesinde, 14 Mayıs seçimlerine dönük çok sayıda vaat sıralıyor.
Yanlış anlaşılmasın, AK Parti’nin vaatlerini küçümsemiyorum. Bununla birlikte, benim vaatlerim karşısında AK Parti vaatlerinin son derece cılız kaldığını anlatma çabasındayım.
Sözlerimin başında, benim seçim vaatlerim ile PKK+Masa’nın adayı Kemal Bey’in vaatleri arasında benzerlik kurmaya çalışan münafıkları da peşinen ve şiddetle kınarım.
AK Parti, enflasyonu 3 yıl içinde tek haneye indirecekmiş.
Niye 3 yıl bekleyelim? Ben enflasyonu 15 Mayıs’ta yüzde 30’a, 16 Mayıs’ta yüzde 10’a, 17 Mayıs’ta da yüzde 0’a düşürmeyi vaat ediyorum. Eğer hızımı alamaz isem, Mayıs ayı bitmeden ‘deflasyon’ ile de tanıştırabilirim Türkiye’yi.
AK Parti, yıllık ortalama yüzde 5.5 büyüme gerçekleştirecekmiş.
Yüzde 5.5 dediğiniz nedir ki? Ben size en az yüzde 15-20 yıllık büyüme vaat ediyorum. Kimse bana, “Çin bile artık yüzde 10 büyümeleri unuttu, yüzde 5’lere razı…” gibilerden lagaluga yapmasın. Benim adım Bay Kemal, pardon Nihat. Sözüm söz…
AK Parti iç ve dış kaynaklı yatırımları destekleyecekmiş.
Yahu bizim böyle uzun vadeli, yok yatırımmış, yok üretimmiş, yok istihdammış çetrefilli işleri bekleyecek sabrımız yok. Ben şu anda bile kafadan 300 milyar dolar temiz uyuşturucu ve tefeci parasını bulup getirdim bile. 15 Mayıs sabahı tüm seçmenlerime dolar dağıtmaya başlayacağım. (Hooop, parazit yapma kardeşim. Burada ben konuşuyorum. Sana ne, 300 milyar doları hangi sıfatımla ve ne karşılığı aldığım, hangi gümrük kapısından hangi tırlarla veya gemilerle getirdiğimden… Sözüm söz… Hem de namus sözü…)
Ak Parti, çalışan ve emeklilere ilave refah payı verecekmiş.
Ne refah payı be kardeşim. Ben hepsine ikinci birer maaş bağlayacağım. Ayriyeten yılda 4 ikramiye de üzerine koyacağım. Hatta çalışmayan vatandaşlarımın da tümüne en az 2 asgari ücret tutarında aylık bağlayacağım. (Kardeşim, niye fazla sorguluyorsun? Nereden verirsem veririm, sana ne?)
AK Parti, hukuk reformuyla, ‘Yüksek Standartlı Demokrasi’ adımları atılacakmış, halkın Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan yasa iptali başvurusu yapmasına, hatta TBMM’ye kanun teklifi sunmasına imkân sağlayacakmış.
Geçiniz kardeşim böyle uzun vadeli ve teknik ayrıntıları olan boş vaatleri. Benim sözüm söz: İktidar olduğumda, tüm vatandaşlarımız kendi demokrasi standartlarını kendisi oluşturacak, kendi yasalarını kendisi koyacak. Hatta kapatma davası açılması ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği parti kapatma kararının uygulanmasını bile TBMM’nin onayına bağlayacağım. Belli olmaz, belki bu konuyu da kapatılacak partinin kendi kurultay kararına bırakabiliriz. Biz ultra-demokrasiden yanayız. Devlet, öyle demokratik düzen, anayasal nizam, kanun koymak gibi lüzumsuz işlerle uğraşmaz. Hangi devirde yaşıyorsunuz?
Ak Parti, kişi başına millî geliri 3 bin 600 dolardan 10 bin 600 dolara çıkarmış, 2028’e kadar da 16 bin dolara çıkaracakmış.
Dalga mı geçiyorsunuz kardeşim, nedir yani 26 bin dolar? Bugün millî geliri 50 bin doları geçen ülkeler var. Bizim neyimiz eksik. Ben millî geliri bu yılın sonuna kadar 20 bin dolara, 2024 sonuna kadar 50 bin dolara, 2025 sonunda da 80 bin dolara çıkaracağım. (Bak danışman, sana söylüyorum. Beni fazla kızdırma, ipini çekerim. Ne demek, böylesi bir millî gelir için yıllık yüzde 150 ekonomik büyüme lazım? Sen ne anlarsın hesap kitap işinden? Bugüne bugün ben Türkiye’nin en iyi hesap uzmanıyım.)
Ak Parti, ev hanımlarının emeklilik primlerinin üçte birini devlete ödetecekmiş.
Amma da korkak alıştırmışsınız elinizi. Yahu üçte bir dediğin neye yeter? Ben emeklilik primi konusunu tümden ortadan kaldıracağım. Ev hanımları bugün sigortalı olacak, yarın da emekli aylıklarını bağlayacağım. Var mı itirazı olan? (Sen sus danışman.)
AK Parti, evlenecek gençlere 150 bin TL faizsiz kredi verecekmiş.
Bu mudur yani? Yuva kuracak gençlerimiz için yapacağınız kıyak buncağız mı? Bakınız, ben gençlerimizin, davetiye basımı dâhil tüm düğün masraflarını karşılayacağım. Ki, gelin arabası 10 metrelik limuzin olacak. Ayrıca yeni evlilerimize birer ev hediye edip, tüm beyaz ve diğer renklerdeki eşyalarını da içinde vereceğim. Hatta birer adet de elektrikli otomobil hediye edeceğim. (Ne? Fazla mı ileri gittik? Olsun olsun. Bir önceki seçimde tüm çiftçilere bedava traktör vaat etmiştik. Herkes unuttu gitti. Hatta Özgür Özel boşboğazlık etmese, hatırlayan bile çıkmazdı.)
AK Parti, her aileye tamamlayıcı gelir desteği verecekmiş, Aile Bazlı Vatandaşlık Maaşı adıyla, mevcut sosyal destekleri iyileştireceklermiş.
Tamamen benden kopya etmişler. Ama onu da eksik kopyalamışlar. Ben ‘tamamlayıcı gelir’ demedim ki… Her aileye doğrudan maaş bağlayacağım. Eğer ailede birden fazla fert varsa, her birinin ayrı ayrı maaşı olacak. (Yine ağzını açmaya çalışma danışman. Ne demek, “Aile zaten birden fazla kişiden oluşur.” lafı? Ben bilmiyor muyum ailenin kaç kişi olduğunu? Ben kaç kişi dersem o kadar olur.)
AK Parti, üç denizde üç büyük liman kuracakmış.
İşte buna kökten karşıyım. Güzelim kıyılarımızı liman diyerek betona dönüştüremezsiniz. Hem ne yapacaksınız bu limanları? Halkımızın emeği ve alın teriyle üretilenleri, elin gâvuruna satacaksınız. Yağma yok, halkımızın ürettikleri, bizzat halkımız tarafından kullanılacak. Ne yani, halkımız liman mı yiyecek?
AK Parti, savunma sanayisini daha da güçlendirecekmiş.
Orada durun işte. Ben savaşa karşıyım. Zaten Türkiye’nin düşmanı mı var ki, bize saldırsın. Seçimi kazandığımda; TCG Anadolu’ymuş, Bayraktar SİHA’ymış, Kızılelma ve Millî Muharip Uçak’mış… Bunların hepsini yasaklayıp, bizden önce ürettiklerini de hurdaya çıkarıp, parasını da üretici firmalardan kanırta kanırta alacağım. Sözüm söz…
AK Parti, Mavi Vatandaki doğalgaz ve petrol keşif ve işletme faaliyetlerini hızlandıracaklarmış.
Ne Mavi Vatan’ı be kardeşim? Böyle diye diye bizi komşularımızla kötü ettiniz. Biz tüm denizlerdeki faaliyetlerimizi ve hak iddiamızı terk edip, güzide vatanımızda mutlu mesut yaşayacağız. İnanmıyorsanız, ABD’nin ‘partimiz nezdindeki büyükelçisi’ Çanal Hantalöz’e sorun. Öyle AKP iktidarının yaptığı gibi, sıkıştıkça şu denizden bu denizden gaz çıkarmak da neymiş?
AK Parti, Akkuyu’dan sonra ikinci ve üçüncü nükleer enerji santralleri kuracaklarmış.
Bakın işte, temelden karşı olduğumuz bir mesele daha... Yahu, biz 70 senedir, nükleer enerjinin çok tehlikeli olduğunu anlatıp durmuyor muyuz? Geldiğimizde ilk 48 saat içinde Akkuyu Nükleer’deki çalışmaları durdurup, Putin’in adamlarını da kıçlarına tekme vurarak ülkelerine göndereceğiz.
AK Parti, Ankara-İstanbul arasına, mevcut hızlı trenden sonra bir de Süper Hızlı Tren yapacakmış.
Bir hayal projesi daha… Yahu siz daha Avanos-Sulusaray arasındaki 12 kilometrelik stabilize yolu asfaltlayamıyorsunuz. Neyinize gerek Süper Hızlı Tren? Hem ne gereği var? Vatandaş zaten gereğinden fazla gezip tozuyor. Bir de şimdi süper hızlı filan diyerek milletin aklına iş düşürmeyin. Hem Sivas’a hızlı tren yaptınız da ne oldu? Vatandaşı göçe zorluyorsunuz.
AK Parti, tarımsal destekleri artırıp, daha üretken bir model oluşturacakmış.
Siz ne anlarsınız tarımdan? Tarımsal destek dediğin bizimkisi gibi olur. Her köylüye bir traktör vereceğiz. Mazot çiftçiye 1 TL olacak. Çiftçinin sulamada kullandığı elektriği bedava vereceğiz. Gübre, tohum ve tarımsal ilaçları bedava dağıtacağız. Memlekette ne kadar mera ve orman arazisi varsa, hepsini bozup topraksız köylüye dağıtacağız. (Bak danışman, tepemi attırıyorsun. Ne demek, ormana dokunamayız? Biz dokunuruz. Hem hayvancılık yapacak olanlar da kendi ahırında yapsın. Ne işleri var halkımızın meralarında?)
AK Parti, depremde yıkılan konutların yerine 1 yıl içinde 319 bin, devamında toplamda 650 bin konut yapacakmış.
Niye bir yıl veya daha fazla süre? Biz bir yıl sürdürmeyeceğiz. İsterseniz Özgür Özel’in yetkin beyanatına bir göz atın. Ayrıca öyle uzun vadeli, apartman aidatı öder gibi geri ödeme de ne oluyormuş? Biz tüm deprem konutlarını bedava vereceğiz. Hem de içlerini dayayıp döşeyerek.
Ha, önemli bir icraatım daha olacak. 15 Mayıs sabahı, benim her vaadim sorgulayıp duran, ikide bir eteğimden çekiştiren bu ahmak danışmanlar var ya, onların hepsini azledeceğim. Ne hakla bana, “Bunca uçuk vaatlere nereden kaynak bulacaksınız?” diye soruyorsunuz… Benim işim vaat etmek, sizin göreviniz de yalanlarıma, pardon vaatlerime kaynak bulmak veya payanda vurmak. Ayrıca söyledik işte; Londra’dan 300 milyar dolar temiz ve mis gibi parfüm kokan tefeci ve uyuşturucu baronu parası getirdim. Son 20 yılda ülkenin altyapısına ve üstyapısına giden 418 milyar doların ‘yolsuzluk’ olduğunu düşünüyoruz. Devlete iş yapan tüm firmaların ümüğüne çöküp, 418 milyar doları son sentine kadar kusturacağız. Yapılan yatırımların hepsinin 200 milyar dolar civarında olduğunu filan söylemeyin. Ben 418 milyar dolar diyorsam öyledir ve hepsi yolsuzluğa gitmiştir.
Daha önce ‘AKP tarafından yok edildiğini’ söylediğimiz Merkez Bankası rezervlerindeki altınları da bozdurup bozdurup halkımıza dağıtacağım.
Ha, bir de saray var… Oraya giden paraları da ekledik mi, alın size kaynak. Döke taşıra kullanın. Yaaa, buna kafa derler, kafa…
Siz hele bir de bizim Orta Anadolu’ya kuracağımız ‘Ambalaj-Kent’ projemizi bir görseniz. Efendim? Hangi il olduğunu söylersek AKP kopya çeker.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.