Yardımlaşma zamanı
Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve daha sonra bütün dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını sonrası hayatlarımız çok değişti ve değişmeye devam ediyor.
Virüs salgını önce Avrupa’yı, ardından da Amerika Birleşik Devletlerini adeta “yerle bir” etti desek yeridir. Yani anlayacağınız virüsün ulaşmadığı ve bulaşmadığı ülke kalmadı. Ölü sayısı her geçen gün artıyor. Tıp ve bilim şuan için buna bir çözüm bulmaya çalışıyor.
Koronavirüsün son durum bilgileri güncellenirken, Koronavirüs vaka ve ölüm sayısı dünyada hızla artmaya devam ediyor. Ölüm sayısı 140 binlere yaklaşırken vaka sayısı da her geçen artıyor ve iki milyonun çok üzerine çıkmış durumda.
Ülkemizde de vaka sayısı her geçen gün artmasına karşın, entübe olan ve yoğun bakımda yatan sayısının azalması ve iyileşen hasta sayısının hızla artması sevindirici bir gelişme, bunu belirtmekte fayda var. İllaki ölümler olacaktır bu kaçınılmaz.
İşin bir diğer sevindirici tarafı iyileşen hasta sayasının artış göstermesi umut veriyor. Fakat şunu belirtmek lazım. Sağlık çalışanlarımıza, başta “doktorlar” olmak üzere hepsine minnettarız. Onlar gerçekten evlerine gitmedikleri gibi, çocuklarını bile göremiyor ve hastaları yaşatmak için olağanüstü bir çaba ve gayret gösteriyorlar.
Ölenlerin geneline baktığımızda yaşlı nüfusun yoğun olduğunu görüyoruz. Onun için lütfen kronik hastalığı olan yaşlılarımız mümkün olduğu kadar Devletimizin almış olduğu sokağa çıkma yasağına lütfen uysun ve evlerinde kalmaya gayret gösterin.
İşte bu Koronavirüs günlerinde, yardımlaşma ve dayanışmanın önemini bir kez daha anladık. Toplumlar yardımlaşma sayesinde ayakta durabilir ve gelişebilirler. Bir değer olarak yardımlaşmaya önem veren toplumlardaki insanlar birbirlerine daha çok bağlanır ve birlerine olan sevgi bağları artar.
Önce en yakın komşularımızdan başlayarak, sokağımızda yaşayan yardıma muhtaç vatandaşlarımızı bulalım ve onlara imkanlarımız ölçüsünde yardımlar yapalım ve yalnız bırakmayalım. Çünkü bugünler dayanışma ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinin sergileneceği günler.
Yaşamımızda ne kadar çok sorunla karşılaştığımızı bir düşünün. Bu sorunlara çözüm bulmak için çabalarız. Bazen tek başımıza bu sorunların üstesinden gelemeyiz. İşte bu engelleri aşmak ancak yardımlaşma ile mümkün hale gelir. İnsanlar pek çok farklı konuda birbirlerine yardım ederek sorunları çözebilirler.
Yardım yapan kişiyle, yardım yapılan kişi arasında sevgi ve kardeşlik bağı güçlenir. Yardım sayesinde topluma kazandırılan insanlar; kin, haset, düşmanlık gibi bir takım kötü huylardan kurtulur. Yardımlaşma ile sorunları çözülen insanlar daha mutlu ve huzurlu bir hayat yaşar. Bu mutluluk ve huzur toplumun geneline yayılır.
Yoksullukla mücadele etmek, birlik ve beraberliği sağlamak, ekonomik olarak kalkınabilmek, manevi duygularımızı çoğaltmak, huzur ve mutluluk içinde yaşamımızı sürdürmek ancak yardımlaşma ile mümkün olabilir. Çünkü yardımlaşma duygusu hem huzur veri, hem de dinimizce büyük sevaptır.
Bu sıkıntılı günlerde, toplum olarak yardımlaşma duygusunu yaşayabilmeliyiz ve en üst seviyeye çıkarmalıyız. Elimizden geldiğince herkesin yardımına koşmayı görev edinmeliyiz. Toplumdaki bireylerin teker teker birbirleriyle yardımlaşması zor olacağından ülkemizde birçok yardımlaşma dernekleri ve vakıfları kurulmuştur. Elimizden bir şey gelmiyorsa en azından bu vakıf ve dernekleri desteklemeliyiz.
Sağlıklı sıhhatli günler diliyor ve bir kez daha tekrarlıyorum: “Hayat Eve Sığar”. Unutmayalım, “Evde kalalım, hayatta kalalım…”