Önceki gün Ankara Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri Başkentin değişik bölgelerinde dilenci operasyonu başlattı. Ortaya çıkan manzaralar hem yürek burktu hem de bunlar bu hale nasıl geldi? Demekten kendimi alamadım. Yazık değil mi bu insanlara.

İçlerinde dilenen insanlara şöyle bir bakınca dilenenlerin geneli Suriye’deki iç savaştan kaçıp ülkemize gelen Suriyeliler. Akıllara gelen genelde dilenen kişilerin ya Suriyeli ya da Irak’lı olduğu. Bunların birçoğu devletin verdiği yardımların yanında dilenerek te ceplerini dolduruyorlar.

İşin en acı tarafı bu dilenen insanların kendisi değil. Duygu sömürüsünü en üst noktaya çıkaran kucaklarındaki çocuklarının hali. Yazık ve günah o masun çocukların hali nedir öyle. Burunları akıyor, yüzleri kıpkırmızı, bazıları kucakta uyuyor dünyanın farkında değil.

İşte bu durum gerçekten içler acısı bir hal alıyor ve birçok insan dayanamayıp bu insanlara para veriyorlar. Aslında işin içyüzünü bilseler gerçekten para vermezler. Çünkü bu insanlar artık bu işi meslek haline getirmişler ve kolay para kazanmanın en kolay yolunu bulmuşlar.

Bunun da en basit yolu çocuğunu kucağına al en işlek caddeye veya meydana in sonra kendini acındır ve çocuğunu istismar et, insanların en güzel duygusu merhametini istismar et para dilen. İnsan ne diyeceğini ne söyleyeceğini bilemiyor.

Düşünün önceki günkü dilenci operasyonunda 80’den fazla dilenci toplanıp Dilenci Toplama Merkezi'ne götürüldü. Ve çok en çarpıcı açıklama Ankara Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Abdurrahman Karabudak’tan geliyor. Sayın Karabudak diyor ki “Günde ortalama 40 dilencinin yakalandığını, bunların arasında komşu ülkelerden gelenlerin de bulunduğunu” söylemesi durumu kısaca özetliyor.

İniyorsunuz Ulus’a, Kızılay’a veya insanların çok kalabalık olduğu bir semtte bakıyorsunuz hemen yanı başınızda bir dilenci. El açıyor para istiyor. Tersliyorsunuz olmuyor, veriyorsunuz olmuyor, kızıyorsunuz olmuyor. İnsan bazen gerçekten ne yapacağını bilemiyor.

Bu dilencilerin arasında özellikle savaştan kaçıp gelenler çoğunlukta olunca sormak lazım şimdi. Siz neden bu insanların günahına giriyorsunuz. Neden bu insanları vatanlarından koparıyorsunuz. Neden bu anlamsız savaş. Bu insanların suçu mu dilenmek, yoksa sizin mi suçunuz onları savaşın ortasında bırakmak.

İnşallah yakın zamanda bu savaş biter de bu insanlar ülkesine döner insan gibi yaşama yolunu seçer. Çünkü başka bir ülkede dilenmek, onlara el açmak, onlar tarafından hor görülmek ve hatta aşağılanmak hiç hoş olmasa gerek.